Son dönemde artan döviz kurunun ülke üzerine oynanan bir oyun olduğunu ve bu savaştan da milletin dirayetiyle galip ayrılacağını vurgulayan Yıldırım ve Korkmaz, başka bir vatanımızın olmadığını ve el birliği ile Türkiye’nin bunu da aşacağını açıkladı. Yıldırım, “Tüm gayretimizle devletimizin yanındayız” derken, Korkmaz da, “Liderimize inanıyor ve güveniyoruz, onun kararlı duruşunu da destekliyoruz” şeklinde konuştu. İki iş adamının da ortak görüşü bu problemin ancak yerli üretimle ve tasarrufla çözüleceği, bunun yanı sıra ihracat rakamlarının artması gerektiği yönünde. Bununla beraber milletin de yatırımlarını TL bazına yöneltmesi gerektiğini vurgulayan kurmayların açıklamaları şu şekilde;BAŞKA BİR ÜLKEMİZ YOK
Nihat Yıldırım; “Bizim bu ülkeden başka ülkemiz yok. Bu ülkede kaos da yaşansa başka vatanımız olmadığından sahip çıkmalıyız. Benim buradan hükümete bir çağrım var, dolara vergi sistemi getirilmesi gerekiyor. Dolar alışverişlerinde vergi alınmıyor ama bir ekmek bile alsanız KDV ödemek zorunda kalabiliyorsunuz. Bu durumdan mademki faydalanan insanlar var bunlar üzerine yaptırım uygulanması gerek. Bir sanayici döviz üzerinden ithalat ve ihracat yapıyorsa bu isimlere söylenecek bir şey yok ama ülke şu durumdayken bunu fırsat bilip yatırımını dolara endeksleyenlerden vergi alınmalı ve hükümetimiz bunun önüne geçmeli. Dolayısı ile artık bu ülkenin sanayicilerinin ayağa kalkıp milli sanayi hamlesini başlatması gerek. Artık kendi içimizde üretmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Eğer üretmediğimiz sürece ekonomik bağımsızlığımızı elde edemeyiz. Sözde değil özde adımlarla el ele bu zorluğu aşmalıyız.YERLİ MALLAR DESTEKLENMELİ
Ensar Korkmaz; “Biz dernek olarak ihracat ağırlıklı mücadele içindeyiz. Dışarıya mal satarak ülkeye döviz girdisi yaratmalı ve bu sorunu fırsata çevirmeliyiz. Bunun dışında ülkemize yatırım çekmemiz gerek. Bunun için de Cumhurbaşkanımızın gayretleri olduğunu biliyoruz. Asya pazarına yönelmemiz gerek. Bu durum sadece sanayicimizle de bitmiyor tabii, halkımızın da eğer yatırımları varsa bunları Türk Lirasına çevirmesi ve elini taşın altına koyması gerek çünkü bu vatan hepimizin, hepimiz aynı gemideyiz. Yerli üretimi desteklemeli ve ona göre adımlar atmalıyız. Bu sorunun gelip geçici olmasını istiyorsak, kendi içimizde teknolojiyi yükseltip çabamızı daha yoğun göstermemiz gerek. Yerli üretimin desteklenmesi yanında, halkımızın da bunları tercih etmeye özen göstermesi gerek. Her şeyde yerli olmamız gerek. Hatta halkımızın yeme içme konusunda bile Türk markalarına yönelmeli ve bu şekilde yerli üreticimizin de desteklenmesi şart.”
Nihat Yıldırım; “Bizim bu ülkeden başka ülkemiz yok. Bu ülkede kaos da yaşansa başka vatanımız olmadığından sahip çıkmalıyız. Benim buradan hükümete bir çağrım var, dolara vergi sistemi getirilmesi gerekiyor. Dolar alışverişlerinde vergi alınmıyor ama bir ekmek bile alsanız KDV ödemek zorunda kalabiliyorsunuz. Bu durumdan mademki faydalanan insanlar var bunlar üzerine yaptırım uygulanması gerek. Bir sanayici döviz üzerinden ithalat ve ihracat yapıyorsa bu isimlere söylenecek bir şey yok ama ülke şu durumdayken bunu fırsat bilip yatırımını dolara endeksleyenlerden vergi alınmalı ve hükümetimiz bunun önüne geçmeli. Dolayısı ile artık bu ülkenin sanayicilerinin ayağa kalkıp milli sanayi hamlesini başlatması gerek. Artık kendi içimizde üretmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Eğer üretmediğimiz sürece ekonomik bağımsızlığımızı elde edemeyiz. Sözde değil özde adımlarla el ele bu zorluğu aşmalıyız.YERLİ MALLAR DESTEKLENMELİ
Ensar Korkmaz; “Biz dernek olarak ihracat ağırlıklı mücadele içindeyiz. Dışarıya mal satarak ülkeye döviz girdisi yaratmalı ve bu sorunu fırsata çevirmeliyiz. Bunun dışında ülkemize yatırım çekmemiz gerek. Bunun için de Cumhurbaşkanımızın gayretleri olduğunu biliyoruz. Asya pazarına yönelmemiz gerek. Bu durum sadece sanayicimizle de bitmiyor tabii, halkımızın da eğer yatırımları varsa bunları Türk Lirasına çevirmesi ve elini taşın altına koyması gerek çünkü bu vatan hepimizin, hepimiz aynı gemideyiz. Yerli üretimi desteklemeli ve ona göre adımlar atmalıyız. Bu sorunun gelip geçici olmasını istiyorsak, kendi içimizde teknolojiyi yükseltip çabamızı daha yoğun göstermemiz gerek. Yerli üretimin desteklenmesi yanında, halkımızın da bunları tercih etmeye özen göstermesi gerek. Her şeyde yerli olmamız gerek. Hatta halkımızın yeme içme konusunda bile Türk markalarına yönelmeli ve bu şekilde yerli üreticimizin de desteklenmesi şart.”