Yakın zamanda gazeteci Uğur Saray’a sokak ortasında arkadan kahpece saldıran ve Saray’ın açtığı dava da suçlu bulunan Dağdeviren’in dosyası kabarıyor. Çayırova’da uzun yıllar gazetecilik yapan Levent Kömürcü, Murat Dağdeviren hakkında Gebze Adliyesi’ne giderek şikayet dilekçesi verdi. Savcılık makamında ilk ifadesini veren Kömürcü silahlı terör örgütü FETÖ’nün gerçek yüzünü bir kez daha ortaya serdi. Gazetecilik dışında her şeyi yapan FETÖ militanı Dağdeviren’in basın özgürlüğünü silah zoruyla susturmaya çalıştığı ortaya çıktı. Gazetemizin ulaştığı bilgilere göre Dağdeviren’in Kömürcü’den başka bir gazeteciyi ve birde günlük yayınlanan gazete sahibini de aynı yolla tehdit ettiği anlaşıldı. FETÖ’den tutuklu bulunan Paralel Yapı’nın medya imamı Dağdeviren’in gazeteciden çok elinde tespih belinde de silahla mafya gibi dolaştığı zaten biliniyordu.GAZETECİ DEĞİL ADETA MAFYA
Kömürcü’nün dilekçesinde yer alan ifadelere göre Dağdeviren’in silahlı eylemler de yaptığı aktarıldı. Daha önce gazeteci Adnan Ayvaz’ı silahla tehdit ettiği yayınlanan bir ses kaydıyla ortaya çıkan Dağdeviren’in Levent Kömürcü’den başka Bölge Haber Gazetesi sahibi Olcay Karabağ’ın ağzına silah dayayıp fotoğraflarını çektiği iddia edildi. İşte o 5 sayfalık şikayet metninde yazılan suçlama; 2008 ile 2015 yılları arasında Çayırova’da faaliyet gösteren Ovapınar Gazetesi’nde genel yayın yönetmenliği görevini gönüllü olarak yaptım. Bu süreçte ilk önce cemaat sonra paralel yapı şimdi ise Fetullahcı Terör Örgütü olarak bildiğimiz yapının Gebze’deki önde gelen şahıslarından geçtiğimiz günlerde tutuklanan Dağdeviren Medya Sahibi Murat Dağdeviren tarafından yazdığım ucu FETÖ terör örgütüne veya temsilcilerine dokunan yazılar için 04 Ocak 2011 tarihinde bana yapılan ahlaksız tehdit ile ilgili suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Bu suç duyurusunu o gün uğradığım haksızlık ve hakaretlerin telafisi için değil, FETÖ’nün gerçek manada bir terör örgütü olduğunun ve Murat Dağdeviren’in bu örgütün Gebze’deki maşalarından biri olduğunun anlaşılmasına delil olması amaçlı yapıyorum.BÜLENT ÇORAPSIZ FETÖ’CUDUR
2009 yılı belediye seçimlerinde Çayırova Belediyesi’ne Ziyaettin Akbaş’ın belediye başkanı seçilmesinin ardından, görevim gereği belediye içinde yaşananları da yakından takip etmeye başladım. Belediye Başkan yardımcılıklarından birine Bülent Çorapsız isimli şahıs getirilmişti. Meclis üyelerinden Lütfi Cantenur’a “Beni bu göreve cemaat getirdi, bu gün kalk git deseler, hemen giderim” dediğini öğrendiğimiz bu şahsı ilk başlarda bazı basın kuruluşlarının mağdur ettiği yayınlarına fazlaca yer vermiştik. Oysa bir zaman sonra öğrendik ki; belediyede müteahhitlerin ödeme v.b. işlerin çözülmesi için makam odasında kurban, himmet gibi pazarlıklar yapılıyormuş. Bu konunun şahidi de o dönemde Çayırova Belediyesine müteahhitlik hizmeti veren Dursun Uzun’dur. 2010 yılında ilk önce hafriyat işleri ile ilgili usulsüzlükler olduğu yönünde gelen ihbarları değerlendirerek. Bülent Çorapsız’a bağlı Fen İşleri Müdürlüğü ile ilgili haberler yaptık. Yaptığımız haberleri iddiaları yerinde inceleyip fotoğraflarla destekleyerek yaptık. Bu süreç zarfında çeşitli haberlerimiz ve köşe yazılarımız oldu. Bu yazılardan 2 tanesini arşivimden bulabildim, ilgili gazete sayfalarını dilekçemin ekine koyuyorum.NECEFLİ BANA KUMPAS KURDU
Haberlerimizden bir süre sonra dönemin Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş, Fen İşleri Müdürlüğü’nü, Bülent Çorapsız’dan alarak direk kendisine bağladı. Bu durum terör örgütünün üyelerini rahatsız etti. Çeşitli mailler almaya başladık. Bu maillerin üstüne 4 Ocak 2011 Salı günü yazdığım son yazı FETÖ’nün Gebze’deki önde gelen şahıslarından Dağdeviren Medya Sahibi Murat Dağdeviren ile yaşadığımız alçakça tehdidin sebebi oldu. Yazımda cemaat adına yapılan bu pazarlıkların, adamcılıkların cemaate zarar verdiğini, seçilmiş belediye başkanının Ak Parti’nin adayı olduğunu cemaatin seçimin bir tarafı olmadığını yazmıştım. Yazımın yayınlandığı 4 Ocak 2011 Salı günü akşamı Zaman Gazetesi Gebze temsilcisi ve aynı zamanda Yeni Zemin Gazetesi sahibi İltifat Necefli beni aradı. Görüşmek istediğini söyleyerek davet etti. Kendisini Marmara Gazeteciler Derneği başkanlığı yaptığı dönemden tanıdığımdan ve mensup olduğu yapıyı dini cemaat sandığımdan, yazılarımla ilgili ricada bulunacağını düşünerek saat 22.00 ya da 23.00 sularında Gebze Yeni Çarşı’ya yakın olan yazıhanesine gittim. Binanın giriş kapısından kendisini kapıyı açması için aradım. Oysa oda yazıhanede değilmiş. Birkaç dakika içinde yanında Murat Dağdeviren ile birlikte geldi. Beraber 2. kattaki ofise çıktık. İltifat Necefli’nin makam koltuğuna Murat Dağdeviren oturdu ve cebinden bizim internet sitemizden alınma bana ait yazıyı çıkardı.KARININ PEŞİNE ADAM TAKARIM
Öfkeli olan Dağdeviren; “Senin cemaatle derdin ne?” dedi. Bende kendisine “Cemaatle ne derdim olacak. Benim sorunum zorla bağış toplayıp cemaate zarar verenlerle” dedim. İyice öfkelenen Dağdeviren, Necefliye seslenerek “Silahımı almama neden izin vermedin. Bunun da Olcay gibi (Bölge Haber Gazetesi sahibi ) ağzına silahı dayayıp fotoğrafını çekseydim” dedi. Bu konuşmada Olcay diye bahsettiği kişi Çayırova’da yayın yapan Bölge Haber Gazetesi Sahibi Olcay Karabağ’dır. Kendisine Dağdevirenin iddiasından bahsettiğimde, silah teşiri olduğunu fakat ağza dayama durumu olmadığını söyledi. Bana bu yazıları dönemin Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş’ın yazdırdığını iddia eden Dağdeviren beni; “Ziya ile senin fotomontaj resimlerini yayınlarım. Bunlar ibne birbirini ...iyor diye haber yaparım siz kendinizi temize çıkarıncaya kadar toplum içine çıkacak yüzünüz kalmaz. Senin karının peşine adam takarım. Psikolojinizi bozarım” diye şerefsizce tehdit etti.Bu şeref yoksunu tehditler üzerine ben Dağdeviren’e; “Beni nasıl böyle tehdit edersin. Ben bu cemaate hizmet etmiş insanım” dediğimde, hakaretlerine devam etti. Bir müddet sonra “Şimdi öfke ile konuşuyorum. Yarın yazıhaneye gel orda daha iyi konuşuruz” dedi.GTO’YU ELE NASIL GEÇİRDİKLERİNİ ANLATTI
Ertesi gün biraz korktuğumdan birazda ne konuşulacağını merak ettiğimden Dağdeviren medyanın Demokrat Gebze Gazetesi’ne gittim. Beni orada Dağdeviren ve Necefli ile beraber şimdi kim olduklarını bilmediklerim ama görsem birini tanıyacağım 2 GESİAD yetkilisi karşıladı. Murat bana uzun uzun bu yazılarımın cemaati korumadığını zarar verdiğini, cemaatin ne kadar önemli olduğunu, Gebze Ticaret Odası’nı Başaran’ların (GTO eski başkanı İbrahim Başaran) elinden nasıl aldıklarını anlattı. Konuşmanın sonunda hala bu terör örgütünün cemaat olduğunu, bu yaşanan aşağılık olayın Dağdeviren’in kendi inisiyatifi ile yaptığını düşünecek kadar basireti bağlı olan ben, Necefli ve Dağdeviren’e “Hocaefendi bana bu yaptıklarınızı duysa kahrolur” diyerek çıktım. Dediğim gibi birçok insan gibi basiretim bağlanmıştı. Arada yaşanan aşağıda bir kısmını belirteceğim olaylarla bile bunun bir cemaat değil terör örgütü olduğunu anlamadım, hep kişisel hatalar olduğunu düşündüm. Yaşanan bu olayın ardından şu sebeplerden dolayı şikayetçi olmadım. Yapının yargı üzerinde bariz bir üstünlüğü olduğunu biliyordum.HAKİM VE SAVCILAR BUNLARDANDI
Örneğin bu gurubun Çayırova ayağı olduğunu düşündüğümüz Çayırova Gazetesi, dönemin Çayırova Belediye Başkan yardımcılarından Aziz Basut ile ilgili bir asılsız haber yapmıştı. Mahkemeden tekzip kararı çıkması üzerine mahkemeye gazetenin yayın yapmadığı Cumartesi gününe denk gelen bir tarih ile bir gazete sundular. Oysa Pazartesi yayınladıkları gazetenin sayı numarası da aynıydı. Mahkemeye sundukları gazete ne belediyelerin arşivinde vardı, nede gönderilmesi yasal zorunluluk olan Basın ilan kurumunda. Yani olmayan, birkaç nüsha basılmış bir gazete verilmiş resmen sahte evrak sunulmuştu. Aziz Basut bu durumu belgeleriyle mahkemeye sunduğu halde şahıslar ceza almadan kurtuldu. Bir başka örneği ise Gebzeli Gazeteci Adnan Üner’in yayınladığı Murat Dağdeviren’e ait bir ses kaydı oldu. Bu ses kaydında Dağdeviren, şuanda Hedef Gazetesi’nde Çalışan Adnan Ayvaz’ı dövdürttüğünü anlatıyordu. Ama nedense bu yazıyı okuyan hiç bir savcı Adnan Ayvaz’ı çağırıp “gel bakalım bu adam seni dövdürdü mü?” diye sormadı bile.NECEFLİ VE DAĞDEVİREN’DEN ŞİKAYETÇİYİM
Yani adalete güvenim yoktu. Şu an güveniyor muyum peki? Hayır, ben 20 yılda oluşan bir yapının 20 günde bitirilmiş olabileceğine inanmıyorum. Fakat bu ifadeyi verip davaya müdahil olmasam da yarın çocuklarımın yüzüne bakamam. Bu belirttiklerim ile ilgili delilim olup olmadığını sorarsanız da: tek delilim olayın ertesi günü durumu anlattığın birçok arkadaşımdır. Bunlardan biri dönemin Saadet Partisi Çayırova İlçe Başkanı İlhami Bayrak, bir diğeri Hedef Gazetesi personellerinden Abbas Sır’dır. Bu 2 şahsa olayı hemen ertesi gün anlatmıştım. İstenirse daha başka isimlerde verebilirim. Söz konusu şahıslar İltifat Necefli ve Murat Dağdeviren’den terör örgütü üyesi oldukları ve örgüt menfaatleri için beni tehdit ettiklerinden dolayı şikayetçiyim.
Kömürcü’nün dilekçesinde yer alan ifadelere göre Dağdeviren’in silahlı eylemler de yaptığı aktarıldı. Daha önce gazeteci Adnan Ayvaz’ı silahla tehdit ettiği yayınlanan bir ses kaydıyla ortaya çıkan Dağdeviren’in Levent Kömürcü’den başka Bölge Haber Gazetesi sahibi Olcay Karabağ’ın ağzına silah dayayıp fotoğraflarını çektiği iddia edildi. İşte o 5 sayfalık şikayet metninde yazılan suçlama; 2008 ile 2015 yılları arasında Çayırova’da faaliyet gösteren Ovapınar Gazetesi’nde genel yayın yönetmenliği görevini gönüllü olarak yaptım. Bu süreçte ilk önce cemaat sonra paralel yapı şimdi ise Fetullahcı Terör Örgütü olarak bildiğimiz yapının Gebze’deki önde gelen şahıslarından geçtiğimiz günlerde tutuklanan Dağdeviren Medya Sahibi Murat Dağdeviren tarafından yazdığım ucu FETÖ terör örgütüne veya temsilcilerine dokunan yazılar için 04 Ocak 2011 tarihinde bana yapılan ahlaksız tehdit ile ilgili suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Bu suç duyurusunu o gün uğradığım haksızlık ve hakaretlerin telafisi için değil, FETÖ’nün gerçek manada bir terör örgütü olduğunun ve Murat Dağdeviren’in bu örgütün Gebze’deki maşalarından biri olduğunun anlaşılmasına delil olması amaçlı yapıyorum.BÜLENT ÇORAPSIZ FETÖ’CUDUR
2009 yılı belediye seçimlerinde Çayırova Belediyesi’ne Ziyaettin Akbaş’ın belediye başkanı seçilmesinin ardından, görevim gereği belediye içinde yaşananları da yakından takip etmeye başladım. Belediye Başkan yardımcılıklarından birine Bülent Çorapsız isimli şahıs getirilmişti. Meclis üyelerinden Lütfi Cantenur’a “Beni bu göreve cemaat getirdi, bu gün kalk git deseler, hemen giderim” dediğini öğrendiğimiz bu şahsı ilk başlarda bazı basın kuruluşlarının mağdur ettiği yayınlarına fazlaca yer vermiştik. Oysa bir zaman sonra öğrendik ki; belediyede müteahhitlerin ödeme v.b. işlerin çözülmesi için makam odasında kurban, himmet gibi pazarlıklar yapılıyormuş. Bu konunun şahidi de o dönemde Çayırova Belediyesine müteahhitlik hizmeti veren Dursun Uzun’dur. 2010 yılında ilk önce hafriyat işleri ile ilgili usulsüzlükler olduğu yönünde gelen ihbarları değerlendirerek. Bülent Çorapsız’a bağlı Fen İşleri Müdürlüğü ile ilgili haberler yaptık. Yaptığımız haberleri iddiaları yerinde inceleyip fotoğraflarla destekleyerek yaptık. Bu süreç zarfında çeşitli haberlerimiz ve köşe yazılarımız oldu. Bu yazılardan 2 tanesini arşivimden bulabildim, ilgili gazete sayfalarını dilekçemin ekine koyuyorum.NECEFLİ BANA KUMPAS KURDU
Haberlerimizden bir süre sonra dönemin Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş, Fen İşleri Müdürlüğü’nü, Bülent Çorapsız’dan alarak direk kendisine bağladı. Bu durum terör örgütünün üyelerini rahatsız etti. Çeşitli mailler almaya başladık. Bu maillerin üstüne 4 Ocak 2011 Salı günü yazdığım son yazı FETÖ’nün Gebze’deki önde gelen şahıslarından Dağdeviren Medya Sahibi Murat Dağdeviren ile yaşadığımız alçakça tehdidin sebebi oldu. Yazımda cemaat adına yapılan bu pazarlıkların, adamcılıkların cemaate zarar verdiğini, seçilmiş belediye başkanının Ak Parti’nin adayı olduğunu cemaatin seçimin bir tarafı olmadığını yazmıştım. Yazımın yayınlandığı 4 Ocak 2011 Salı günü akşamı Zaman Gazetesi Gebze temsilcisi ve aynı zamanda Yeni Zemin Gazetesi sahibi İltifat Necefli beni aradı. Görüşmek istediğini söyleyerek davet etti. Kendisini Marmara Gazeteciler Derneği başkanlığı yaptığı dönemden tanıdığımdan ve mensup olduğu yapıyı dini cemaat sandığımdan, yazılarımla ilgili ricada bulunacağını düşünerek saat 22.00 ya da 23.00 sularında Gebze Yeni Çarşı’ya yakın olan yazıhanesine gittim. Binanın giriş kapısından kendisini kapıyı açması için aradım. Oysa oda yazıhanede değilmiş. Birkaç dakika içinde yanında Murat Dağdeviren ile birlikte geldi. Beraber 2. kattaki ofise çıktık. İltifat Necefli’nin makam koltuğuna Murat Dağdeviren oturdu ve cebinden bizim internet sitemizden alınma bana ait yazıyı çıkardı.KARININ PEŞİNE ADAM TAKARIM
Öfkeli olan Dağdeviren; “Senin cemaatle derdin ne?” dedi. Bende kendisine “Cemaatle ne derdim olacak. Benim sorunum zorla bağış toplayıp cemaate zarar verenlerle” dedim. İyice öfkelenen Dağdeviren, Necefliye seslenerek “Silahımı almama neden izin vermedin. Bunun da Olcay gibi (Bölge Haber Gazetesi sahibi ) ağzına silahı dayayıp fotoğrafını çekseydim” dedi. Bu konuşmada Olcay diye bahsettiği kişi Çayırova’da yayın yapan Bölge Haber Gazetesi Sahibi Olcay Karabağ’dır. Kendisine Dağdevirenin iddiasından bahsettiğimde, silah teşiri olduğunu fakat ağza dayama durumu olmadığını söyledi. Bana bu yazıları dönemin Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş’ın yazdırdığını iddia eden Dağdeviren beni; “Ziya ile senin fotomontaj resimlerini yayınlarım. Bunlar ibne birbirini ...iyor diye haber yaparım siz kendinizi temize çıkarıncaya kadar toplum içine çıkacak yüzünüz kalmaz. Senin karının peşine adam takarım. Psikolojinizi bozarım” diye şerefsizce tehdit etti.Bu şeref yoksunu tehditler üzerine ben Dağdeviren’e; “Beni nasıl böyle tehdit edersin. Ben bu cemaate hizmet etmiş insanım” dediğimde, hakaretlerine devam etti. Bir müddet sonra “Şimdi öfke ile konuşuyorum. Yarın yazıhaneye gel orda daha iyi konuşuruz” dedi.GTO’YU ELE NASIL GEÇİRDİKLERİNİ ANLATTI
Ertesi gün biraz korktuğumdan birazda ne konuşulacağını merak ettiğimden Dağdeviren medyanın Demokrat Gebze Gazetesi’ne gittim. Beni orada Dağdeviren ve Necefli ile beraber şimdi kim olduklarını bilmediklerim ama görsem birini tanıyacağım 2 GESİAD yetkilisi karşıladı. Murat bana uzun uzun bu yazılarımın cemaati korumadığını zarar verdiğini, cemaatin ne kadar önemli olduğunu, Gebze Ticaret Odası’nı Başaran’ların (GTO eski başkanı İbrahim Başaran) elinden nasıl aldıklarını anlattı. Konuşmanın sonunda hala bu terör örgütünün cemaat olduğunu, bu yaşanan aşağılık olayın Dağdeviren’in kendi inisiyatifi ile yaptığını düşünecek kadar basireti bağlı olan ben, Necefli ve Dağdeviren’e “Hocaefendi bana bu yaptıklarınızı duysa kahrolur” diyerek çıktım. Dediğim gibi birçok insan gibi basiretim bağlanmıştı. Arada yaşanan aşağıda bir kısmını belirteceğim olaylarla bile bunun bir cemaat değil terör örgütü olduğunu anlamadım, hep kişisel hatalar olduğunu düşündüm. Yaşanan bu olayın ardından şu sebeplerden dolayı şikayetçi olmadım. Yapının yargı üzerinde bariz bir üstünlüğü olduğunu biliyordum.HAKİM VE SAVCILAR BUNLARDANDI
Örneğin bu gurubun Çayırova ayağı olduğunu düşündüğümüz Çayırova Gazetesi, dönemin Çayırova Belediye Başkan yardımcılarından Aziz Basut ile ilgili bir asılsız haber yapmıştı. Mahkemeden tekzip kararı çıkması üzerine mahkemeye gazetenin yayın yapmadığı Cumartesi gününe denk gelen bir tarih ile bir gazete sundular. Oysa Pazartesi yayınladıkları gazetenin sayı numarası da aynıydı. Mahkemeye sundukları gazete ne belediyelerin arşivinde vardı, nede gönderilmesi yasal zorunluluk olan Basın ilan kurumunda. Yani olmayan, birkaç nüsha basılmış bir gazete verilmiş resmen sahte evrak sunulmuştu. Aziz Basut bu durumu belgeleriyle mahkemeye sunduğu halde şahıslar ceza almadan kurtuldu. Bir başka örneği ise Gebzeli Gazeteci Adnan Üner’in yayınladığı Murat Dağdeviren’e ait bir ses kaydı oldu. Bu ses kaydında Dağdeviren, şuanda Hedef Gazetesi’nde Çalışan Adnan Ayvaz’ı dövdürttüğünü anlatıyordu. Ama nedense bu yazıyı okuyan hiç bir savcı Adnan Ayvaz’ı çağırıp “gel bakalım bu adam seni dövdürdü mü?” diye sormadı bile.NECEFLİ VE DAĞDEVİREN’DEN ŞİKAYETÇİYİM
Yani adalete güvenim yoktu. Şu an güveniyor muyum peki? Hayır, ben 20 yılda oluşan bir yapının 20 günde bitirilmiş olabileceğine inanmıyorum. Fakat bu ifadeyi verip davaya müdahil olmasam da yarın çocuklarımın yüzüne bakamam. Bu belirttiklerim ile ilgili delilim olup olmadığını sorarsanız da: tek delilim olayın ertesi günü durumu anlattığın birçok arkadaşımdır. Bunlardan biri dönemin Saadet Partisi Çayırova İlçe Başkanı İlhami Bayrak, bir diğeri Hedef Gazetesi personellerinden Abbas Sır’dır. Bu 2 şahsa olayı hemen ertesi gün anlatmıştım. İstenirse daha başka isimlerde verebilirim. Söz konusu şahıslar İltifat Necefli ve Murat Dağdeviren’den terör örgütü üyesi oldukları ve örgüt menfaatleri için beni tehdit ettiklerinden dolayı şikayetçiyim.
Gebze için biraz daha FETÖ haberi alsak, sizler de biraz geri adım gördüm sanki...