Gebzeliler Engin Noyan’ın “Kur’an-ı Yaşamak” konulu sohbet programı ile bir araya geldi. Program Gebze TÜGVA temsilcisi Halil İbrahim Dede’nin açılış konuşması ile başladı. Darıca TÜGVA temsilcisi Kemal Aka ve eski Gebze AK Parti ilçe başkanı Hasan Soba’da programa katıldı. Dede, açılış konuşmasında, “Kuranı kerim kendisine uyulduğunda uyanları hidayete götüren yüce bir kitaptır. Bu gün Ümmet-i Muhammed coğrafyasında çile ve gözyaşı hâkimse bunun sebebi kuran ve sünnetten uzaklaşmış olmaktır. Bizler TÜGVA olarak çile ve gözyaşının yok olması ve Ümmet-i Muhammed’in tekrar dünya sancaktarı olması gayreti ile hareket etmekteyiz” dedi.“BİZLER MEYDANI BOŞ BIRAKTIK”
Kendine has üslubu ile sohbete başlayan Noyan, “İnşallah bu beraberlik hayırlara vesile olur. Ben ömrünün yarısından fazlasını cahiliyenin karanlığında geçirmiş 40 yaşında Müslüman olarak kardeşlerinin safına katılmış biriyim. Bizim gibi hak ve hakikati sonradan keşfedenlerin çok farklı tecrübeleri vardır. Bu tecrübeler bu gün diğer kardeşlerimize bir fayda sağlayabilir diye düşünüyorum. Bizim hayatımızda da sahip olduğumuz nimetlerin şükrünü eda edebilmek içim bir Müslüman olarak yaşamak hayatta en önemli şey olduğunu, ,iman etmiş olmanın üstünde herhangi bir değer olamayacağını içimize sindirmemiz ve bu işi gereği ile yerine getirmemiz gerekir. Nasıl oldu da cahiliye toplumu güçlenip hayatın her alanına girdi, hayatı kendi sistematiği doğrultusunda yönetebiliyor. Meydan boş bırakıldı da bu cahiliye toplumu kendi istediklerini yapma imkânı buldular. Meydanı boş bırakan biziz. Kendini mümin Müslüman olarak tanımlayan bizler meydanı boş bıraktık. Ali İmran süresi 110. Ayette ‘Siz insanlık için çıkartılmış en hayırlı ümmet olageldiniz’ deniyor. Bu ayette bizden bahsediyor. Allah-u Teâlâ burada bize iltifat mı ediyor? Bu aslında siz insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmak zorundasınız demek oluyor. İnsanlar güzel iyi ve değerli şeylere özenirler. İyi güzel ve değerlinin tanımı işle ilgili bir sıkıntı var. Dün hiç değerli olmayan bir şey bu gün değerli olabiliyor” diye konuştu.“İNSANLAR APTALLAŞTIRILIYOR”
Aptallığın sınırının olmadığını dile getiren Noyan sözlerinin devamında, “Aklın olmayışından değil, aklın perdelenmiş olmasından dolayı sıkıntılar yaşıyoruz. İnsanlar aptallaştırılıyor. Bundan beş sene önce bir dükkana gidip pantolon almak isteseydik ve ortaya yırtık pırtık bir şey çıkarsalardı dalga mı geçiyorsun derdik. Şimdi daha yırtığı var mı diyorlar. Niye? Çünkü birileri onun değerli bir şey olduğunu söylemiş. Zuhruf Suresi’nde Firavun’u anlatırken ‘Kavmini hafifleştirdi’ deniyor. Yani Firavun halkı aptallaştırdı. Şimdi de aynı şey var. Firavun yönetimi bunu yaparken askeri bir düzen kurmadı. Firavun zamanında bakanların yerine resmi devlet kadroları vardı. Bu kadrolar sihirbazlık ile olanı var olmayanı yok gibi göstererek halkı bir tür aptallaşma operasyonunun içine soktular. Firavun öldü mü? Hayır, ölmedi hala var ve sayıları da arttı. O zaman sihirbazlar kullanılıyordu şimdi sosyal medya kullanılıyor. Anlarım internetten bir şeye bakılabilir ama yolda yürürken insanlar teşbih çeker gibi telefon ile oynuyor. Böyle olunca insanlara yırtık pantolon satılır, yırtık pantolonu ve başka birçok şeyi değer olarak da gösterilebilir. Tek bir savunma sistemi var; mübarek Kuran. Peki, nerde bu mübarek kuran? Fiziki bulunduğu yer ne ise manevi olarak bulunduğu yer de orasıdır. Evlerde en yüksek çiviye asılmış kefene sarılmış, sürgüne gönderilmiş bir yerde duruyor Kuran. Yeni Müslüman olduğumda en çok şaşırdığım şeylerden biri bu oldu” ifadelerini kullandı.
Kendine has üslubu ile sohbete başlayan Noyan, “İnşallah bu beraberlik hayırlara vesile olur. Ben ömrünün yarısından fazlasını cahiliyenin karanlığında geçirmiş 40 yaşında Müslüman olarak kardeşlerinin safına katılmış biriyim. Bizim gibi hak ve hakikati sonradan keşfedenlerin çok farklı tecrübeleri vardır. Bu tecrübeler bu gün diğer kardeşlerimize bir fayda sağlayabilir diye düşünüyorum. Bizim hayatımızda da sahip olduğumuz nimetlerin şükrünü eda edebilmek içim bir Müslüman olarak yaşamak hayatta en önemli şey olduğunu, ,iman etmiş olmanın üstünde herhangi bir değer olamayacağını içimize sindirmemiz ve bu işi gereği ile yerine getirmemiz gerekir. Nasıl oldu da cahiliye toplumu güçlenip hayatın her alanına girdi, hayatı kendi sistematiği doğrultusunda yönetebiliyor. Meydan boş bırakıldı da bu cahiliye toplumu kendi istediklerini yapma imkânı buldular. Meydanı boş bırakan biziz. Kendini mümin Müslüman olarak tanımlayan bizler meydanı boş bıraktık. Ali İmran süresi 110. Ayette ‘Siz insanlık için çıkartılmış en hayırlı ümmet olageldiniz’ deniyor. Bu ayette bizden bahsediyor. Allah-u Teâlâ burada bize iltifat mı ediyor? Bu aslında siz insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmak zorundasınız demek oluyor. İnsanlar güzel iyi ve değerli şeylere özenirler. İyi güzel ve değerlinin tanımı işle ilgili bir sıkıntı var. Dün hiç değerli olmayan bir şey bu gün değerli olabiliyor” diye konuştu.“İNSANLAR APTALLAŞTIRILIYOR”
Aptallığın sınırının olmadığını dile getiren Noyan sözlerinin devamında, “Aklın olmayışından değil, aklın perdelenmiş olmasından dolayı sıkıntılar yaşıyoruz. İnsanlar aptallaştırılıyor. Bundan beş sene önce bir dükkana gidip pantolon almak isteseydik ve ortaya yırtık pırtık bir şey çıkarsalardı dalga mı geçiyorsun derdik. Şimdi daha yırtığı var mı diyorlar. Niye? Çünkü birileri onun değerli bir şey olduğunu söylemiş. Zuhruf Suresi’nde Firavun’u anlatırken ‘Kavmini hafifleştirdi’ deniyor. Yani Firavun halkı aptallaştırdı. Şimdi de aynı şey var. Firavun yönetimi bunu yaparken askeri bir düzen kurmadı. Firavun zamanında bakanların yerine resmi devlet kadroları vardı. Bu kadrolar sihirbazlık ile olanı var olmayanı yok gibi göstererek halkı bir tür aptallaşma operasyonunun içine soktular. Firavun öldü mü? Hayır, ölmedi hala var ve sayıları da arttı. O zaman sihirbazlar kullanılıyordu şimdi sosyal medya kullanılıyor. Anlarım internetten bir şeye bakılabilir ama yolda yürürken insanlar teşbih çeker gibi telefon ile oynuyor. Böyle olunca insanlara yırtık pantolon satılır, yırtık pantolonu ve başka birçok şeyi değer olarak da gösterilebilir. Tek bir savunma sistemi var; mübarek Kuran. Peki, nerde bu mübarek kuran? Fiziki bulunduğu yer ne ise manevi olarak bulunduğu yer de orasıdır. Evlerde en yüksek çiviye asılmış kefene sarılmış, sürgüne gönderilmiş bir yerde duruyor Kuran. Yeni Müslüman olduğumda en çok şaşırdığım şeylerden biri bu oldu” ifadelerini kullandı.