17 Ağustos 1999… Ülkemizin başına gelen en büyük felaketlerden biri Marmara Depremi…
8 yaşında bir çocuk olarak o zaman depremin tam kelime karşılığını bilmeyen ben, Semih kalk deprem oluyor söylemiyle uyandırılmıştım. O depremin hepimizde hatıraları vardır.
Yaşanılan büyük kayıplar ve yıkımlar hala insanların aklında büyük bir şekilde yer etmiş durumda. Geçmişe dönüp baktığımızda acılarımızla üzülüyoruz ancak geçmişte yaşadıklarımızdan gelecek için ne kadar ders çıkartıyoruz?
AFAD’ın sitesine girdiğiniz zaman Gebze’de 236 bin 999 metrekareye tekabül eden 38 tane toplanma alanı olduğunu görürsünüz. Bu rakamlar bölgemizdeki diğer ilçelerde Darıca için 73 bin 572 metrekare ve 26 toplanma alanı, Çayırova’da 22 bin 204 ve 10 tane toplanma alanı, son olarak da Dilovası için 27 bin 781 metrekare 9 toplanma alanı olarak belirtilmiş.
Peki bunların kaç tanesi şuan gerçekten toplanma alanı olarak bölge halkı tarafından biliniyor? Örneğin İlyasbey Caddesi üzerindeki Fatma Hanım Parkı, toplanma alanı olarak belirtilmekte ancak orayı toplanma alanı olarak bilen kaç kişi var?
Biz insanoğlunun en büyük adetlerindendir. Başımıza bir şey gelmeyecek gibi yaşar, hayatımıza öyle devam ederiz. Ancak doğal afetin ve felaketin ne zaman geleceği, nasıl geleceği hiç belli değil.
Yaklaşık 1,5 ay sonra yapılacak anma programlarıyla deprem şehitlerimizi anacağız fakat gelecekte oluşabilecek afetler için ne kadar hazırlıklıyız? Binalarımız, oturduğumuz evler, eşyalarımız olası bir depreme ne kadar hazırlıklı?
Tabii ki her an bir şeyler olacakmış gibi şüpheyle yaşamak kötü bir durum ama önlemlerimizi almalıyız. Mesela şehirlerimizi planlarken yapılmayan çalışmaları şimdi yürürlüğe koysak. Gerçekten tam donanımlı herkes tarafından bilinen, olası bir afet durumunda halkımızın rahatlıkla yaşantısına devam edebileceği toplanma alanları oluştursak.
Afetlerin sadece yazın gelmeyeceğini bilerek, tüm mevsim şartlarına uygun alanları kursak güzel olmaz mı? Bölgemizin belediye başkanları kentlerin geleceğini planlarken oldu STK temsilcileri, alanında uzman kişilerle bir araya gelip bu konuya eğilmeleri gerekiyor.
Yaşanabilecek afetlerin yeri, zamanı ve mevsimi yok. Yarınlarda keşke dememek için şimdiden önlemleri almalı ve bölgeye yakışır, tam donanımlı toplanma alanlarını ilçelerimize kazandırmalıyız.