Gebze dendiğinde akla ilk olarak gelen Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’dir.
16. yüzyıldan bu yana ayakta duran ve sadece kentin değil, ülkenin en değerli tarihi yapıları arasında yer alan Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ni 10 yıllık çalışmanın ardından tekrar ayağa kaldıran ve restore eden Mimar Cahide Tamer Aksel’i sizlerle beraber anmak istiyorum.
Aksel, 1915 yılında İstanbul’da doğdu. 1943 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Aksel, 1943-1956 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde Restorasyon Murakıbı (denetleyicisi), Yüksek Mimar olarak İstanbul Rölöve Bürosu, İstanbul Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde görev yaptı.
Türkiye’nin ilk kadın restoratörü olarak bilinen Cahide Tamer Aksel, tarih koruyucusu olarak tanımlanıyor. Yüzü aşkın eseri restore ettiği bilinen Aksel, Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nde 10 yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar sonrasında, Gebze’mizin nadide eserini tekrar ayağa kaldırıyor.
Hatta Aksel, burada yürüttüğü çalışmaları “Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Restorasyonu (1961-1970)” adlı kitabında da anlatmaktadır.
Gebze’nin en büyük tarihi yapısını bir Türk kadını yürüttüğü çalışmalarla tekrardan toplumun kullanımına sunuyor. Ayrıca sadece külliye de değil, Yedikule Hisarı, Topkapı Sarayı, Rumeli Hisarı gibi birçok nadide eserin de restorasyonu yapıyor ve tarih koruyucusu unvanı da buradan geliyor.
Bazı isimler vardır ki çok fazla bilinmez. Kendi adıma konuşacak olursam doğduğundan beri bu bölgede yaşayan biri olarak Cahide Tamer Aksel’in adını yeni duymuş olmaktan dolayı üzüntü yaşıyorum. Tarihimize dönüp baktığımızda o kadar çok önemli isim var ki, örnek alınacak o kadar fazla insan var ki bazen gereksiz yere kendimize örnek ve idol arıyoruz. Örneğin Cahide Tamer Aksel, Türk kadınının neler başarabileceğinin temel kanıtlarından biri.
Tarihimize sahip çıkmalıyız ve korumalıyız. Çoban Mustafa Paşa’nın topraklarımıza kazandırdığı bu külliyeyi daha fazla anlatmalıyız. Bence yapılacak çalışmalarla okullarımızdaki öğrenciler burada bir tarih turuna çıkartılabilir. Elimizdeki değerlerin kıymetini bilmeliyiz.
Cahide Tamer Aksel, 2005 yılında yüzlerce eserin kalıcı olmasını sağlayarak, tarih koruyucusu unvanıyla hayata gözlerini yumdu. Arkasında ilham verdiği insanların olması bu ülkenin en büyük kazancı olacak.
Aksel’in ülkemizin ve bölgemizin tarihi yapılarına yaptığı koruyuculuktan ötürü sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum ruhu şad olsun ve yazımı da kendisini araştırırken karşılaştığım bir sözüyle noktalamak istiyorum;
“Yüksek topuklu ayakkabılarım ile Ayasofya’nın kubbesine de çıktım, şantiye tulumlarımla Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin duvarlarının üstünde de dolaştım. Restorasyon çalışmalarından çok keyif aldım, yaptığım işleri sevgiyle nakış gibi işledim.”