Zaman zaman kalplerinizi dinlendirin. Çünkü kalp sevmediği şeyleri yapmaya zorlanınca körleşir… Demiş bir yazısında İmam Gazali. Evet kalbin bir özelliği bu. Sevmeyince kör olan kalp, sevince nasıl olmaz. Belki de bundan dolayıdır ki, “Ramazan geliyor diye sevinmek imandandır.” Hadisi bu güzelliği ifade eder.
Ayların sultanı geliyor ki bu aya (Ramazan)a sevinmek insanı “eşrefi mahlukat” sırrına eriştirir. İşte bu sevgide kalbi diri tutar. Bu Mübarek ay gelmeden, insanlığın önderi bizlere bir dua öğretmiş. “Allah’ım Recep ve şaban aylarını hakkımızda hayırlı eyle ve bizi Ramazan ayına kavuştur. Ulaştır.” Bu ne güzel sevgi, bu ne güzel ehemmiyetli bir dua. Kalbin dirilişi dualardır. İmkanın bittiğini mümkün kılar dua. Duada istekler vardır. Ümit vardır. Ümitsizlik yoktur. Dualarda İsteklerden sevgiden gelir. Muhabbetten gelir.
Kur’an-ı Kerim’de Ramazan ayında söz eden ayetler (2:185) biri diğerinin sebebi olan iç içe geçmiş unsurlardan oluşur. Yani demem o ki; ramazanın sebebi Kur’andır.
Kur’anın sebebi ise Hidayet, yani rehberliktir. Rehberi olduğu insanı takva ehli yapmaktır. Hidayetin sebebi ise “beyyin” (açıklayıcılık) dir. Ve Furkan (hak İle batılı ayırmak)dır. Hidayet ancak bunlarla gerçekleşir.
Ramazan, alemlerin rabbi olan Allah’tan, alemlere rahmet Hz Muhammed aracılığıyla bütün bir insanlığa gelen vahyin iç dünyamızı tamir ve inşa mevsimidir.
Ramazan; medeniyetimizin kurucu unsurlarından birisi. İslam’ın temellerinden birisidir. Bu aya mahsus özel bir ibadet vardır. O ibadet oruçtur. Oruç ise hayatımızın kılcal damarlarına kadar nüfuz eden bir tabiatı vardır. Yeme ve içmemize en tabi hayatımıza çeki düzen verir. Ve böylece Ramazan ; tüm hayatımızı inşa eder. Aynı zamanda Ramazan Kuran’ın doğum ayıdır. Bu ayda nazil olmuştur Kur’an. Kur’an-ın indiği geceye de Kadir gecesi derler. Bu gecede öyle değerli bir gecedir ki bin aydan daha hayırlıdır. Değerini İse Kurandan alır. Kıymetli okurlarım. Allah kısmet ederse yine Ramazan ayı İle yazılarımıza devam ederiz. Şimdilik esen kalın güzel insanlar.