Dikenle imtihan edilmeyen, gülün kıymetini bilemez... Müslümanlar olarak zor günlerden geçiyoruz. Bir tarafta kardeşlerimiz katlediliyor, evleri ocakları yıkılıyor, tacize ve tecavüze uğruyor vatanlarından sürülüyorlar, aç ve susuz bir hayat yaşıyor ve yaşamaya çalışıyorlar.
İşte bu devrin yalnız güzel insanlarını dünyada anlayan tek bir millet var oda biziz. Belki sesimiz soluğumuz fazla çıkmaz ama yendiğimiz lokma ağzımızda büyür.
Onlar aklımıza geldiğinde açlığımız gider.
Onlar uykularımızı böler. Çünkü bizlerde zamanında ağır imtihanlardan geçtik ve halen geçiyoruz.
O güzel masum ve mağdur insanları sadece biz anlarız.
Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum.
Beynim yorgun,
Bedenim yorgun,
Bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun,
İyimserliğim yorgun,
Konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun.
Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece oda
Çok yorgunum... yorgun.
Kalbi kirli insanların
çağına denk geldik dostlar.
Nereye adım atsak toz,
hangi yüreğin kapısını çalsak kir. Bu insanlarda böylede ülkelerde de aynısı. Çok kirli bir dünyada yaşıyoruz.
Acaba Özdemir Asaf'ın da dediği gibi;
“Çokça yağmur yağsa ,
temizlenir mi şu dünya..? Kendi kendime sorarım. Aklıma geldiğinde boğazım düğümlenir eğer vakit gece ise uykularım kaçar.
Hani bazıları "Kendine iyi bak" derler ve giderler. “Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz.” derler ve giderler.
En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" demek ve gitmek. Yüzüstü bırakmak değil midir?
Seni suskunluğa mahkûm edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler.
Seni senden alıp giderler. Bu günde öyle değil mi ki? Kişi nasıl parçalara ayrılırsa bu gün kan ve göz yaşının olduğu o ülkenin insanları da en büyük parçayı yanlarına aldılar.
Eskiden hep derdim;
İnsanın başına gelebilecek en kötü şey
Bir gün yapayalnız kalmasıdır.
Öğrendim ki;
Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey
Yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır. Aynen o güzel kardeşlerimizde aynı. Gün geçmez ki bir çığlık duyardık önceleri. Nerede müslümanlar. Nerede islam ülkeleri ve nerede islam ülkelerini yöneten yöneticiler diye. Evet nerede , nerede , nerede …
...
…
Yalnızlığın dibini yaşıyorlar. Ve bu yalnızlık Kişi için olursa o kişiyi Bilge bir adam yapar eğer hakkıyla mücadelesini yaparsa.
Yok eğe bu yalnızlık ülkede olursa onu bağımsız ve sadece Allah’a güvenen bir ülke yapar ki; Buda yardımcısı Allah olan ülke asla mağlup olmaz ve olmazlar.
Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyormuş.
Ne deyim dostlar en büyük ışık ve en büyük kılavuz K.Kerimdir. En büyük kılavuz ve yol göstericimiz Hz Muhammed’dir.
Yolu kuran, kılavuzu Muhammed olan kişi ve toplumlar yada ülkeler ışık saçarlar.
Onlar ne güzel insanlardır. Çünkü insanlığa ışık tutarlar. Medeni bir toplum imar ederler.
Her hikâyede bir hakîkat gizli.
İnsan kendi hikayesini bilirse, kendi hakîkatini de bulurmuş..
Öyle ki; Kimi heybesinde korkularını,
kimi saadeti ya da hüznü taşır..
Kimi yükünü çok uzaklara, kimi de pek yakına taşırmış..
Muhyiddin İbn-i Arabî ne güzel söylemiş..
"Anladım ki, bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş.."
Esen kalın güzel insanlar.