İki milyar ölü yaşayan bir adama üzülüyor. Ne hazin değil mi? O güzel insanlar, güzel atlara binerek ayrıldılar şu vefasız dünyadan.
Dünya yalandır. Yalan olan şeyden de vefa aranmaz. Vefa gerçeklerin vazgeçilmezidir. Eğer yalan olan dünyada ebedi olarak yaşamak isterseniz vefaya önem vereceksiniz. Bizden önce nice vefalı insanlar varmış. Adları bu gün hala hafızamızda. Nice vefa örneği insanlar varki ümmete ışık tutuyorlar. Canları pahasına güzel yollarda , canlarını feda ediyorlar. Adları hem dünyada hemde ahirette bir bir karşımıza çıkacak.
Onlar bu bilinçler yaşarken canlarını tek tek Allah yolunda feda ederken sahi biz ne olacağız. Söyleyin yaşayan ölülere. Ölüm gelmeden artık bir kendine gel. Topla kendini. Uyan artık koma da yatmaktan. Entübe edilmekten.
Bak senin mukaddesatına saldıranlarla, senin arandaki farkı bir gör. Görde artık gel kendine.
Geçenlerde bilmiyorum nereden geçti elime bu yazı.
Geçenlerde bilmiyorum nereden geçti elime bu yazı.
İşte o yazıda bir avuç İsrail ile bizleri karşılaştırmış yazar. Haklılık payı var mı bir düşün.
“Nasıl oluyor da avuç içi kadar İsrail’i dünya dize getiremiyor diye düşünenler için , kısa , öz paradan daha değerli bilgileri derledim.
Yahudiler ticareti sermayenin gücüyle yapar, her zaman yedek akçeleri vardır.
Türklerde ise tüm sermaye ticarethaneye, şirkete ya da lüks araçlara yatırılır.
Yahudiler ticareti sermayenin gücüyle yapar, her zaman yedek akçeleri vardır.
Türklerde ise tüm sermaye ticarethaneye, şirkete ya da lüks araçlara yatırılır.
Yahudiler, kuşaklar boyu aynı işi yapar, ailelerinin bilgi birikimini korur ve aktarır.
Babası eczacı olan bir Yahudi’nin dedesi ve torunları da genelde eczacıdır.
Türklerde ise babadan oğula geçen iş nadirdir, evlat babasını beğenmez.
Bu yüzden Türk ailelerinde ticari bilgi birikimi oluşmaz ya da nesiller arasında aktarılmaz.
Babası eczacı olan bir Yahudi’nin dedesi ve torunları da genelde eczacıdır.
Türklerde ise babadan oğula geçen iş nadirdir, evlat babasını beğenmez.
Bu yüzden Türk ailelerinde ticari bilgi birikimi oluşmaz ya da nesiller arasında aktarılmaz.
Yahudiler kazançlarını gösterişsiz yaşar, 10 liralık sermaye ile 1 liralık hayat sürerler.
Türkler ise serveti gösteriş için kazanır, 10 liraları varsa 100 liralık yaşamayı severler.
Gösterişte kullanılmayan serveti “lüzumsuz” görürler.
Türkler ise serveti gösteriş için kazanır, 10 liraları varsa 100 liralık yaşamayı severler.
Gösterişte kullanılmayan serveti “lüzumsuz” görürler.
Yahudiler, mal satarken kazancı görür görmez malla vedalaşır, duygusal bağ kurmazlar.
Türkler ise mallarına aşık olur, satmamak için direnirler.
Sattıkları mala pişman olur ve yıllar sonra bile konuşurlar.
Asıl önemli olan, elde edilen parayı nasıl değerlendirdiğinizdir.
Türkler ise mallarına aşık olur, satmamak için direnirler.
Sattıkları mala pişman olur ve yıllar sonra bile konuşurlar.
Asıl önemli olan, elde edilen parayı nasıl değerlendirdiğinizdir.
Yahudiler, çocuklarını başka Yahudi ailelerin iş yerlerinde çalıştırarak farklı ticaret kültürlerini öğrenmelerini sağlar.
Türklerde ise çocuklar babalarının iş yerlerinde “prens” ya da “prenses” gibi büyür.
Türklerde ise çocuklar babalarının iş yerlerinde “prens” ya da “prenses” gibi büyür.
Yahudiler, dünyayı gezip yenilikleri takip eder, gelişmemiş ülkelere yeni ürünler getirerek para kazanır.
Türklerin ise hep vakti yoktur ve aynı yolda yürümeye devam ederler.
Türklerin ise hep vakti yoktur ve aynı yolda yürümeye devam ederler.
Yahudiler, iş yaptıkları insanları kalkındırmanın kendi kazançlarını artıracağına inanır.
Türkler ise iş yaptıkları insanları rakip görür, onların zarar etmesinden keyif alır.
Yahudilerde dayanışma kültürü vardır.
İş yaparken birbirleriyle dayanışma içindedirler.
Birbirlerine el verirler.
Ticarette birlik ve beraberlik içinde hareket ederler.
Türklerde ise dayanışma yerine savaş vardır.
Birbirlerinin kuyusunu kazmaya meraklıdırlar.
Hasetle hareket ederler.
Başarana çamur atarlar.
Başaranın tepesi üstü çakılması için elinden geleni yaparlar...”
Türkler ise iş yaptıkları insanları rakip görür, onların zarar etmesinden keyif alır.
Yahudilerde dayanışma kültürü vardır.
İş yaparken birbirleriyle dayanışma içindedirler.
Birbirlerine el verirler.
Ticarette birlik ve beraberlik içinde hareket ederler.
Türklerde ise dayanışma yerine savaş vardır.
Birbirlerinin kuyusunu kazmaya meraklıdırlar.
Hasetle hareket ederler.
Başarana çamur atarlar.
Başaranın tepesi üstü çakılması için elinden geleni yaparlar...”
Kendimize gelme düşüncesiyle esen kalın güzel insanlar.