Önceki gün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlanırken akıllar yine deprem bölgesinde kaldı.
Aileye bakım yükü omuzlarına yüklenen kadınlar depremden en fazla etkilenen grup oldu.
Deprem bölgesinden yansıtılan görüntülerle şahit olduk kadınların çilesine.
Anneler kendi acılarını yaşayamadan, travma yaşayan çocuklarını avutma telaşına düştü.
Bölgede hâlâ büyük bir sorun olan tuvalet ihtiyacını giderecek alanlar olmaması, sıcak suya erişimin olmaması yine çocukların bakım sağlamaya çalışan anneleri herkesten fazla zorladı.
Hijyen eksikliği nedeniyle ciddi enfeksiyon ve hastalıklarla mücadele ettiler.
Yeni doğan bebek anneleri, hamile kadınlar onların bu süreçte yaşadıkları zorlukları hayal etmek bile güç.
Bölgeye giden hazır yemek yardımları yavaş yavaş kesilirken çadırda kalanların yetersiz mutfak gereçleriyle yemek yapma sorunu çıktı ortaya.
Depremin ilk anından beri hijyenik ped, iç çamaşırı ihtiyaçlarını dile getiriyor bölgedeki kadınlar. Bir de geçen bu uzun sürede kişisel bakım ihtiyaçları da doğdu. Gönüllü olarak deprem bölgelerine gelen kuaförlerle mutlu olduk kadınlar “biraz olsun kendimi iyi hissettim” dediler.
Her şeye rağmen her zaman olduğu gibi kadınlar bunun da üstesinden geliriz diyebildi.
Devam eden süreçte beklentim kadınlardan kadınlara destek verilmesi ve güzel projelerin hayata geçirilmesi.
Hayatını yeniden kurmaya çalışan kadınların hak ettikleri güvenli koşullara ulaşana kadar her bir firmadan gelecek destek çok önemli.
Bizlerde gücümüz neye yetiyorsa elimizden ne geliyorsa esirgememeliyiz çünkü bizi en iyi biz anlarız.