Son günlerde yine seçimden de çok ekonomiyi konuşur olduk.
Ramazan ayı boyunca markette fiyat etiketleri her hafta zamlandı.
Kira artışı sorunu yine bildiğiniz gibi.
İnternet sitelerinde harabeleri fahiş fiyatlara kiraya vermeye çalışanlar,
Kiracılarından geçmiş dönem enflasyon farkını isteyenler, haberler dolu.
Gıda özelinde et ve süt fiyatlarındaki artış da cep yaktı.
Sütün litre fiyatı rekor kırdı…
Vatandaşın karşısında bu gerçeklik varken dün Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin bir canlı yayında sarf ettiği "Türkiye'de damak tadı değişti. Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı. Bunu da değiştirmek lazım" sözleri gündeme bomba gibi düşmüş oldu.
Gündüzünü gecesine katarak emek vererek çalışan gıda gibi en temel ihtiyaçlarına kolaylıkla ulaşamayan hatta daha uygun denilen koyun etine bile ulaşamayan insanlarda doğal olarak öfke yarattı bu öneri.
Vatandaşın geçim derdinin yanında yine haberlerde Gebe koyunlarını maliyetlerin artmasıyla kesime göndermek zorunda kalan üreticilerin “Bunun günahı vebali onların boynunda. Koyun eti danaya göre ucuz ve kokuyor diye talep görmüyormuş. Bakan beyin, süt koyunlarının kesime gönderilmesiyle peynir fiyatlarının 200 liranın üzerine çıkmasından haberi yok galiba. Süt veren sağımlık inekler ve koyunlar kesime gitti, hem de gebe olarak. Şimdi de bu süt ve süt ürünleri niye bu kadar arttı diye hiç düşünmüyorlar. Hayvancılığı el birliğiyle bitirdiler” açıklamasını gördüm…
Esas bu konunun doğrudan muhatabı olan üreticinin ne söylediğine kulak vermek önemli.
Biliyoruz ki üretici de sorun yaşıyor, açıklamadan da anlıyoruz ki süt fiyatlarında artış devam edecek…
Ülke olarak zor süreçlerden geçiyoruz. Tüm dünyanın yaşadığı ekonomik buhran dönemini yine en ağır şekillerde biz atlatıyoruz ve atlatacağız…
Ekonomi bir döngü pek çok faktöre bağlı iyi ve kötü arasında gidip geliyor.
Fakat biz kötüsünü çok ağır yaşıyoruz ve bir çözüm sunmayan, gülsem mi ağlasam mı dedirten bu açıklamaları ben bu ülkenin insanlarına reva göremiyorum.