Baştan yazayım, ne ailemden ne de yakın çevremden fırın sahibi ya da fırında çalışan yok.
Normal bir vatandaş gibi her gün iş çıkışı mahallemdeki fırından ekmeğimi alırım.
Yani, ‘duygusal’ yazı olmuş diyenler çıkabileceği için bunu belirttim.
Evet, sevgili okurlar. Bildiğiniz üzere ekmek, 25 kuruş artışla 2 lira oldu.
Sosyal medyada ekmek zammı ile yapılan yorumları okuyorum.
Yok, 25 kuruş zam çokmuş.
Yok, fırınlar zengin olmuş.
Gerekli, gereksiz birçok yorum.
Şahsen ekmek zammından rahatsızlık duymayan birisiyim.
25 kuruşluk zammı da doğal karşılaşıyorum.
Neden mi ?
Hemen yazayım.
Sevgili okurlar, ekmeğe keyfi zam yapılmıyor.
Mesela geçen yıl 105 ila 110 lira arasında satılan bir çuval unun şimdiki fiyatı 165 liraya kadar yükselmiş.
Araştırdım, doğru…
Maya desen aynı.
Başka bir hesap daha yapalım.
Bir fırında 10 kişinin çalıştığını düşünelim.
Asgari ücrete 500 lira artış yapıldı. Yani personel maliyetine aylık 6 bin lira eklendi. Bu da yılda 60 bin lira yapar.
Doğalgaz, elektrik ve mazot fiyatlarına gelen zamları da eklersek, fırıncı esnafı içinden çıkılmaz bir hale doğru sürükleniyor.
Sevgili okurlar. Ülkede bir litre meşrubatın 5-6 lira, 5 litrelik Ayçiçek yağı 65-70 liradan satılıyor.
Bakınız, geçen gün marketten 114 gramlık Eti Cin bisküviyi 2.50 TL’den aldım.
Zaten 2 liranın aşağısında bisküvi yok.
Yani ülkede en ucuz ve ulaşılabilir gıdamız ekmek 25 kuruş zamla 2 lira olmuş, çok mu ?
Biz, bazı şeyleri çabuk unutan bir milletiz.
Pandemin en sıkıntılı olduğu günlerde yaşadık.
Fırıncı esnafı kapımızın önüne kadar ekmeğimizi getirdi.
Hepimiz ‘Allah razı olsun’ demişizdir.
Hal böyleyken ekmeğe gelen zammı abartmalıyım.
Hallisin hakli olmasinada bu paralari giderleri sadece gebze fırıncilari mi ödüyor