Öncelikle geçmişe yolculuk yapalım. Tarihler 1934’ü gösterdiğinde Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verince 1935’te 17 kadınımız Meclis’e girdi. 1930’da da kadınlarımız yerel seçimlerde seçme ve seçilme haklarını kullanmaya başladı. Kadın ve siyaset, hem ayrılmaz bir bütündür hem de iki farklı düşünceyi içinde barındıran kavramlardır. Son 1,5 yılı güncel haberlerin içinde olmak üzere 20 yıldır Gebze’de gazetecilik yapıyorum. Spor sayfası yaptığım dönemlerde siyaset ile ilgilenen gazeteci büyüklerime, ‘Gebze siyasetinde kadından ilçe başkanı olmuyor mu ?’ diye sormuşumdur. Öyle ya bu Gebze siyasetine özgü bir şey midir, kural mıdır, yoksa bir kadın Gebze bölgesinde bir partinin ilçe başkanlığını yapamaz mıdır? Köşe konusu düşünürken aklıma gelen bu soruyu kendi penceremden irdelemek istedim.
Siyasette kadının yeri önemli.
Tansu Çiller Türkiye’nin ilk ve kadın başbakanı olarak tarihteki yerini almıştır.
Keza İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı yapmıştır.
Ve bu iki isim Türkiye’nin en zor ve sıkıntılı dönemlerinde bu görevleri yerine getirmiştir.
Kadın ve siyaset denince partilerin kadın kolları akla gelmemelidir.
Artık bu tabu Gebze siyasetinde yıkılmalı.
Mesela İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Pelin Coştur Filiz’dir.
Gebze bölgesinde niye kadın bir ilçe başkanı yoktur.
AK Parti Dilovası İlçe Başkanlığı’nı belirleme sürecinde kadın siyasetçiler adına umutluydum. Ankara’ya mülakata çağırılan isimler arasında Dilovası ilçe başkanı Gülay Artut’ta vardı.
Dilovası’nda sevilen ve takdir gören bir isim.
İlk izlenimler Artut’un ilçe başkanlığı görevine getirileceği yönündeydi.
Gebze bölgesinde, Dilovası’yla bu tabu kırılır mı diye beklerken Genel Merkez İlhan Yıldırım’ı aday gösterdi ve Yıldırım seçilerek göreve başladı.
Artut’a ise ‘başka bir bahara’ denilerek teşekkür edildi.
Gebze siyasetinde gördüğüm şu, kadınlarımız ne yazık ki hala sadece seçmen olarak değerlendiriliyor. Seçim döneminde partisi için çalışan ve kapıları çalıp oy isteyen, arka planda hiç durmadan didinip duran kişiler olarak değerlendiriliyor. Kadınlar siyasi kararlara katılamıyorlarsa, eşit şekilde karar alma mekanizmalarında temsil edilemiyorlarsa, demokrasi de yok demektir. Çünkü demokrasi eşitliği savunur.