Koronavirüs ile yoğun mücadele sürüyor. Artık yasaklar her yeri sardı. Birçok işletmeler kapalı. Kısıtlamalar had safhada. Geceleri sokağa çıkma yasağı. Her gün saat 21.00 oldu mu herkes eve. Hafta sonları ise tam 56 saatlik bir yasaklar dizisi.
Evde kal Gebze
Evde kal Türkiye.
Her şey başa sardı. Üstelik süreç birinci salgından daha ağır. Hemen herkes bir şekilde korona oluyor.
Korona ile bir sürü benzetmeler yapmak mümkün. Benim gözümde
korona freni patlamış bir kamyon gibi. Yokuştan aşağıya geliyor, kalabalık bir halkın içine giriyor ve altına aldığını ezip parçalıyor.
Ağır bir süreçten geçiyoruz. İnsanlarımızın sosyo ekonomik dengeleri bozuldu. Her bir baba, evinin ekonomi bakanıdır. Aldığı maaş ile ay sonunu getirmek şu zamanda büyük bir başarı. Çevremde görüyorum, çoğu insanımız yardıma muhtaç hale geldi. Bu arada aile içi ilişkiler de önem arz etmeye başladı.
Bu bağlamda bugünkü köşemde aile sürecini yazayım, değerlendireyim istedim. Aile içi koronavirüs bulaşması yüzde 50 oranına ulaştı. Onun için aile ilişkilerine ve evde sosyal mesafeye çok dikkat etmek gerekiyor. Peki, insanlar evlerinde sosyal mesafeyi ne kadar yerine getirebiliyor, o tartışılır işte.
Sonuçta akşamleyin bir odadasın. Televizyon izleniyor, çaylar içiliyor. Sonra çocuğunun dersine yardım ediyorsun, kalemi elinden alıp yanlış yaptığı yerleri gösterirken de temas sağlanıyor. Yani sosyal mesafeyi korumak çokta mümkün değil.
Koronavirüs sürecinde en çok belirsizlik kaygıya neden oluyor.
Bunların dışında evde karantina altında kalmak, yakınlarımızdan ve arkadaşlarımızdan uzaklaşmak ve izole olmak da yine stres ve kaygı yaratan nedenler arasında yer alıyor.
Ayrıca herkes sanki sırasını beklermiş gibi ‘acaba ben ne zaman korona olacağım’ diyor.
Bu da birçok ruhsal soruna yol açıyor.
Bu bağlamda yüksek stres durumlarında çeşitli ruhsal sorunların ortaya çıkabildiğini ifade eden uzmanlar, bunlar arasında belli başlı olarak kaygı bozuklukları, depresif bozukluklar, obsesif kompulsif bozukluk, madde kullanım bozuklukları ve akut stres bozukluğu gibi durumların sayılabileceğini söylediler.
Bu da kaygıyı beraberinde getiriyor.
Pandeminin etkisini artırdığı bugünlerde uzmanlar, hastalığa yakalanma riski, ne zaman biteceğinin bilinmemesi, evde karantinaya devam ederek akraba ve arkadaşlardan uzaklaşma gibi durumların yoğun stres ve kaygıya yol açabileceğini belirtiyor. Uzmanlar bu süreçte psikolojik sağlığın korunması için öncelikli olarak pandemi ile ilgili haberlerin güvenilir kaynaklardan alınmasını ve sosyal çevre ile iletişimde kalınmasını tavsiye ediyor.
Toplum olarak zor ve kritik bir süreçten geçiyoruz.
Allah yardımcımız olsun.
Herkese sevdikleriyle koronasız günler diliyorum.