Gereksiz yere yanan lamba, boş yere akıtılan su, fazla alınıp çöpe atılan ekmek, içilmeyeceği halde demlenip dökülen çay… Ve daha nicesi. Gelen zamlardan sonra artık hepsinin önemi kat be kat arttı. Açık kalan bir lamba sandığımızdan çok daha maliyetli olacak.
Motorine, benzine, gıdaya, giyime A’dan Z’ye her şeye gelen zamlara elektrik ve doğalgaz faturaları da eklendi. Dönem dönem rutine binen zamların dışına çıkıldı. Özellikle elektrik faturalarına yansıyacak olan zam, vatandaşı kara kara düşündürmeye başladı. Elektrik faturası zamlı gelen vatandaşlar, yapılan zamma isyan ederken henüz zamlı fatura eline geçmeyenler ise endişeyle gelecek faturayı beklemeye başladı. Hal böyle olunca evlerde, iş yerlerinde elektrik tasarrufu maksimum seviyelere çıkarıldı. Elektrikten tasarruf etmek isteyenler, minimum kullanıma geçti.
Doların yükselişini bahane edip zam yapanların çoğu doların düşüşünü, yükselişi kadar ciddiye almadı. Dolar düşse da yapılan zam baki kaldı. Elektrik ve doğalgaz faturalarına yapılan zam ise işin tuzu biberi oldu. Havaların iyice soğumasıyla birlikte açılan kombiler yalnız evi ısıtmadı. Kombiler evleri ısıtırken vatandaşın cebini de yaktı. Doğalgaz faturasından tasarruf etmek isteyen bazı vatandaşlar ise evlerine soba kurdu.
Hep gelen zammın olumsuz yanlarından bahsedecek değilim. Elektrik faturalarına gelen zammın bir de olumlu getirisi oldu. Peki nedir bu getiri? Romantik ortamların oluşmasına vesile oldu diyebiliriz. Akşamları ışıktan tasarruf etmek isteyenler mum ışığında yemek yiyip, yine mum ışığında oturarak kendilerine romantik bir ortam oluşturma imkânı yakaladı. Velhasıl kelam lambalar kapandı mumlar yandı. Çamaşır makinesi daha az açılmaya, fırın yemekleri yapılmamaya başlandı. Su ısıtıcıları yüksek raflara kaldırılırken, ütüsüz giyinmenin moda olması yönünde fikirler ortaya atıldı. Gece lambaları yerine perde hafif aralandı. Sokak lambasının evi aydınlattığı keşfedildi…
İşin garip tarafı artık kimsenin buna şaşırmıyor olması. Dün aldığım bir ürünü bugün iki katı fiyatına alınca da şaşırmıyorum, aynı ürünün ertesi gün yarı fiyatına inmesine de şaşırmıyorum. Bu konuda yalnız olmadığımın da pekâlâ farkındayım. Çok değil birkaç ay önce biri bana 400 lira elektrik faturası geldiğini söylese, “Ne yapıyorsunuz evde, ne işletiyorsunuz?” diye tepki verirdim. Şimdi ise “hım olur yine iyi gelmiş” deyip geçebiliyorum. Zamlara da alışılır mı demeyin işte alışıyor insan, her şeye alışıyor. Bizlerde alıştık, artık kimse iki rakamlı motorin fiyatlarına şaşırmıyor mesela, kimse aracına LPG taktırma zahmetinde bulunmuyor. Şaşırmıyoruz işte, alabildiğimizi alıyor, ödeyebildiğimizi ödeyerek yaşamaya çalışıyoruz…
LPG’li araç kullanmanın bir esprisinin kalmadığı şu günlerde, Kırmızı Şahin ile son ses müzik açıp dolaşan trafik magandalarını da özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Gelen zamlardan sonra yakıtı su gibi içen Şahinler görünmez oldu. Kimin yârinin İstanbul’u mesken tuttuğunu bilemem ama gelen zamlardan etkilenen birçok aracın evini önünü mesken tuttuğunu söyleyebilirim. Anlaşılan yaz var kış var görülecek daha çok zam var.
Kalemine sağlık duygularımıza tercuman olmussunuz
Süper bir yazı olmuş tebrik ediyorum başarılarınızın devamını bekliyorum
Keşke hayat sartlarimiz bu yazi kadar eğlenceli olabilseydi. Kaleminize sağlık Gülsün Hanım yine döktürmüşsnüz.