Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Ülkemiz fay hatlarının üzerinde yer alıyor. Bu güne kadar depremden çok canımız yandı. Hatırlamak için öyle çok uzağa gitmeye gerek yok. Daha geçen sene İzmir’de yıkıldık... Onlarca canımızı depreme kurban verdik. Aslında bizden canları alan deprem değil, çürük binalar. Deprem kuşağında yer almamıza rağmen depreme dayanıklı olarak yapılmayan çürük binalar.
17 Ağustos depremini bilmeyeniniz yoktur. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutmadık, unutamadık. Yerle bir olduk, ama görüyorum ki hala akıllanmadık uslanmadık. Hala çürük binalar dikmeye devam ediyoruz.
Bir olay olduktan sonra ahlanıp vahlanmayı o kadar çok seviyoruz ki. Çözüm üretmek yerine konu gündem olduğunda konuşuyoruz, tartışıyoruz geçip gidiyor. Anlayacağınız ölen ölüyor kalan sağlar, bir sonraki sezonda kaderini bekliyor.
Neden mi bahsediyorum tüm bunlardan? Geçtiğimiz gün haber merkezimize düşen bir haberin şaşkınlığını yaşıyorum. Olay Kartepe’de gerçekleşiyor. Evli bir çift, evlerinin balkonunda akşam çaylarını yudumlarken oturdukları balkon binadan kopuyor ve çöküyor! Şaka değil, bir film sahnesinden kare değil! Bir bina düşünün ki balkonu kartondan ev yapar gibi yapıştırılmış, balkonu binaya bağlayan hiçbir demir yok. Binada oluşan çatlaklar almış başını gitmiş…
Ailenin tek şansı ise en alt katta oturmaları. Haberi okurken aklıma ilk gelen, ya bu balkon üst katlardan birine ait olsaydı? Sorusu geldi. Düşüncesi bile yüreğimi sıkıştırmaya yetti. Bu nasıl bir sorumsuzluk, bu nasıl bir ihmalkârlık? Bu binayı diken nasıl bit müteahhit? Bu binaya kim ruhsat verdi? İncelemelerini kim yaptı? Nasıl oturma izni verildi?
İzin vermeyin, böyle çürük yapılara, inşaatlara izin vermeyin. Birileri bir şey diyecek diye sessiz kalmayın, insanın asıl mahkemesi vicdanıdır. Kendi vicdan mahkemenizde kendinizi yargılayın.
Her şeyi araştırmaktan artık insanımız uzman oldu. Bir ev alırken kime nasıl güveneceğiz? Binanın taşını toprağını, kumunu, çatısını da mı inceleyeceğiz? Kimseye güvenemeyecek miyiz? Nedir bu ciddiyetsizlik? Bunun hesabını kim verecek? Yaşanan bu olay ucuz atlatılmış, can kaybı yaşanmamış olabilir ancak bu hiç yabana atılacak üstü kapatılacak bir mesele değil. Kimse bu işin sorumluları, yargı önünde hesabını vermelidir.
Balkonla birlikte düşen ev sahibesi hanımefendi yaşadığı panik nedeniyle hastanelik olmuş. Bu korkuyu nasıl yener bilmiyorum ama insana layık görülen bu olmamalı. İnsanların dişinden tırnağından artırıp yıllarca kredisini ödeyerek aldıkları, yuva dedikleri evler bu olmamalı.
İnşaat işiyle uğraşan en tepeden en altta çalışan bütün herkese sesleniyorum. Sizlerin yaptığı iş çok önemli. Çakmadığınız tek çivi, bir göçüğe sebep olabilir. İşini hakkıyla yapan müteahhitleri tenzih ediyorum ama cebinin sağlamlığı ile vicdanının sağlamlığı ters orantılı olan bütün müteahhitlere sesleniyorum yapmayın! İnsanlara ev, yuva yapın ama betondan mezarlar inşa etmeyin.
Olayı yaşayan Elif ve Efkan Duran çiftine geçmiş olsun dileklerimi buradan iletiyorum. Güzel günler görmelerini umut ediyorum.