Son günlerde demek isterdim ama belki de son bir yıldır beni bu derece mutlu edecek bir proje olmamıştı. Bu proje tabi ki Gebze Belediyesi’nin oluşturacağı Sıfır Atık Ormanı. Gebze Belediyesi tarafından elektronik atıkların geri dönüşümünden oluşturulacak kaynakla Sıfır Atık Ormanı kurulacak.
İklimin, doğanın, çevre bilincinin ne kadar önemli olduğunu idrak ettiğimiz şu günlerde bu orman hepimize ilaç gibi gelecek. Yeşil, doğa aşığı biri olarak Gebze’de böyle bir ormanın hayat bulacak olması beni inanılmaz heyecanlandırıyor. Sıfır Atık Ormanı’nı Gebze’ye kazandıran, ormana öncülük eden Gebze Belediyesi Başkanı Zinnur Büyükgöze teşekkürleri mi buradan iletmek istiyorum. Bu orman sanayinin başkenti Gebze’ye nefes olacak.
Oksijen kaynaklarımız, ciğerlerimiz ormanların tahribatı, yok oluşu son yıllarda oldukça arttı. Değişen dünya dengelerinde de iklimin önemi anlaşıldı. Önceleri pek kıymetini bilmediğimiz ormanlarımızın ne derece önemli olduğunu anladık. Yaşam için, nefes almak için betonlara değil onlara ihtiyacımız olduğunu idrak ettik. Gelinen bu noktada Gebze Belediyesi’nin Kadıllı’da 30 dönümlük bir araziyi Sıfır Atık Ormanı’na dönüştürecek olmasını çok büyük bir adım ve başlangıç olarak görüyorum…
Çocukluğunu köyde doğa ile iç içe geçirmiş biri olarak fidan dikmenin nasıl güzel bir duygu olduğunu yaşayarak, görerek büyüdüm. Her bahar babamla birlikte mutlaka 1000’den fazla fidanı toprağa kavuşturuyorduk. Ormanlık bir alanın içinde bulunan köyümüz civar köyler tarafından örnek gösterilirdi. İlköğretimi taşımalı olarak okudum. Birkaç köy birleşip bir okulda toplanıyor ve eğitim görüyorduk. 8 köyden öğrencilerin olduğu okulumuzda edebiyat öğretmenimiz derste doğa sevgisini anlatırken bizim köyü örnek göstermişti. Öğretmenimiz, diğer köylerde de ağaç dikmenin mümkün olduğunu ancak kimsenin ağaç dikmeye talip olmadığını söylemişti. Buna karşın bizim köy halkının her bahar ayında binlerce fidanı toprakla buluşturduğunu anlatmıştı. Ben o gün hem babamla hem köyümle, hem köylümle bir kez daha gurur duymuştum. Çünkü gerçekten de bizim köyde ağaç dikmek gönül işiydi. Bahar ayında kimseyi evde bulamazdınız. Mutlaka bir tarlada, bir dere kenarında ağaç dikerlerdi. En son köyün girişine tüm köylüler toplanıp çam ağacı dikimi yaptılar. Birkaç yıl önce gittiğimde boyumu aşan çam ağaçları karşıladı beni. Gözlerim dolu dolu seyre daldım, aklıma toprakla buluştukları halleri geldi. Ne güzel şey bir ağacın büyüdüğüne şahit olmak, ne özel şey…
Ve şimdi yaşadığım şehirde böylesine güzel bir ormanın kurulacak olması, o ağaçların büyüdüğünü görecek olmak her şeyden çok daha heyecanlandırıyor. Bu projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum…