Engel nedir? Engel bir bireyin vücut ya da zihin sağlığı olarak normal kabul edilenin dışında olmasıdır. Normal kabul edilenlerin dışında farklı olan birey, toplumda nasıl kabul görüyor? Engelli bir birey ile aynı ortam paylaşıldığında neden gözler onun üzerinde oluyor?
Engelliler Haftası ne çok duyar kasıyoruz, ne çok destek veriyoruz. Sorsanız hepimiz her daim engelli bireylerin yanındayız, her zaman destekçileriyiz. Ama gerçekte bu işler asla böyle değil. Engeliler Haftası kapsamında kasılan duyarlar, sonrasında yerini vurdumduymazlığa bırakıyor. Engelli birçok birey toplum içerisinde ayrıştırılıyor, ötekileştiriliyor. Bireyleri engelleri değil de toplumun onlara karşı takındıkları bu tavır daha çok yıpratıyor.
Sağlık şüphesiz ki Allah’ın bizlere vermiş olduğu en büyük nimet. Sağlıklı bir birey olarak bunun kıymetini her daim hatırlayıp şükrediyoruz. Fakat bazıları bizler kadar şanslı değil. Kimi doğuştan kimi ise sonradan sağlığını kaybedebiliyor. Sağlıklı bir bireyken, geçirilen bir kaza sonucunda uzuvlarını kaybeden binlerce engelli birey var. Yani demem o ki aslına bakarsanız sağlıklı olan her birey aslında bir engelli adayı değil mi? Peki bu hor görüş, tepeden bakış, ötekileştirme, sözüm ona sahte ilgi alaka niye? Neden engelli bir birey gördüğümüzde bakışlarımız ona doğru kayıyor? Neden engel durumunu merak edip hadsizce soruyoruz? Neden hemen bir doktor tavsiyesinde bulunuyoruz? Neden ya neden ayrıştırıyoruz…
Geçtiğimiz gün 3 yaşlarında engelli bir çocuğu annesi parkta sallıyordu. Bütün bakışlar anne ve çocuğunun üzerindeydi. Anne bakışlardan oldukça rahatsız oldu. Salıncakta sallamaya çalıştığı çocuğunu kucağına alıp arabasına koydu. Arabasıyla bir iki tur gezdirdi. Ancak meraklı bakışlar yine onun üzerindeydi. Derken biri atıldı. “Ay Allah şifa versin inşallah, neyi var çocuğun.” Annenin cevap vermek istemediği ya da bu sorudan kaçmak istediği her halinden anlaşılıyor olmasına karşın toplum baskısı nedeniyle anlatmak zorunda kaldı bebeğinin hastalığını. Ahlamalar vahlamaların ardından hemen aynısının eltisinin çocuğunda da olduğunu söyleyen biri dâhil oldu. Tabi ki doktor tavsiyeleri verildi. Yıllardır çocuğu için savaşan bir anneye daha nasıl iyi bakacağı anlatıldı. Çünkü bilirsiniz en iyisini onlar bilir, çünkü o çocuğu o yaşa onlar getirir, çünkü onlar tıp dünyasının bile yıllarca tetkik yapıp sonuca vardıramadığı bütün hastalıklara bir çare bilir…
Anne, açıklamaların konuşmaların ardından çocuğunu alıp parktan uzaklaştı. Aslında çocuk salıncakta sallanmak istiyordu, her çocuk gibi parkta zaman geçirmek istiyordu. Ama olmadı, yarım kaldı. Engelli bir birey olmanın zorluğunu yaşamış oldu. Parkta üç beş dakika zaman geçirmek bile ona zehir edildi. Dışarıya çocuğuyla çıkıp nefes almak isteyen anne, aldığı nefesi veremeden evinin yolunu tuttu. Birileri gereksiz merakını tatmin etti, kendi çocuğunu parkta sıkılıncaya kadar salladı, kaydıraktan kaydırdı, sosyalleştirdi, çocuk olmasına izin verdi…
Henüz daha 3 yaşlarında olan engelli çocuk şimdiden ötekileştirildi. Ne yaşadığının farkına varamadı belki ama neyi yaşayamayacağını çok iyi anladı.
Lütfen ama lütfen engelli birey gördüğünüz de aynı ortamı paylaştığınızda ütünüze vazife olmayan soruları sormayın. İnsanları bunaltmayın. Nasıl ki kimse durduk yere sizin yanınıza yaklaşıp hayatınızla ilgi sorular sormuyorsa sizde sormayın. Lütfen engelli bireylerin zor olan hayatını bir de sizler zorlaştırmayın.