Evlendiğin gibi boşanmak, boşanabilmek çiftler için büyük bir nimet. Neden mi nimet? Büyük umutlarla atılan evlilik imzaları işler yolunda gitmeyince atıldığına pişman olunabiliyor, hayatlarını düğün dernekle birleştiren çiftler boşanmak isteyebiliyor. Ancak günümüzde birçok boşanma kavgayla, gürültüyle ve hatta maalesef cinayetle bitiyor.
Bir arkadaşımın yıllar önce söylediği sözü bugün bir kez daha anımsadım. “ Evleneceğin adamı seçerken öncelikle nasıl bir eş olacağına bak, sonrasında işler yolunda gitmez beklediğin gibi olmazsa boşanmak istediğinde bunu kabul edip edemeyeceğine bak” demişti. Ben bugün bu sözün değerini bir kez daha anlamış oldum. Haber merkezimize gerek Gebze Bölgesi’nden gerek Türkiye genelinden gelen asayiş haberlerinde hep şu cümle yer alıyor, “Boşanma aşamasında olduğu eşine…” Evet çiftler evlendikleri gibi medeni bir şekilde boşanmayı kabul edebilselerdi ne haber merkezimize bu haberler düşecek ne de böyle cümleler yazılacaktı.
Ülkemizde yüzler kadın eşinden boşanmak istediği için şiddete maruz kalıyor. Şiddetin dozu artıyor. Ve maalesef ki onlarca kadın bu ülkede eşinden boşanmak istediği için öldürüldü. Boşanmak, ayrılmak neden kabul edilemiyor? Toplum baskısı diyorum fakat toplumun boşanmalar üzerindeki baskısı önceki yıllara nazaran gittikçe azalıyor. Aileler, anlaşamayan çocuklarının kavgalı gürültülü bir evlilik yürütmesindense boşanmasını tercih edebiliyor. Ancak bazı eşler ki bu bazı eşlerin sayısı oldukça fazla söz konusu boşanma olunca anlaşamadığı eşiyle boşanmak istemiyor.
Boşanma her iki taraf için de hayatı daha yaşanılabilir kılacak olmasına rağmen ısrarla boşanmak istenmiyor. Ortada bir aile birliği, en ufak bir saygı, sevgi kırıntısı kalmamasına rağmen bu sağlıksız birliktelik sürdürülmeye çalışılıyor. Sağlıksız birliktelikleri sürdürmekte ısrarcı olan bu kişilerin mutluluktan değil de mutsuzluktan beslendiğine inanıyorum. Yaşamları güzel bir hayat geçirme üzerine kurulu değil. Yaşadıkları ne olursa olsun adını koyamadığım bir saplantıyla bağlı kalıyorlar…
Tabi ki her tartışan, ufak anlaşmazlık yaşayan herkes ayrılsın demiyorum. Evlilik ha deyince bitemeyecek kadar kutsal, toplumların temel yapı taşı. Benim bahsettiğim evlilikler artık topluma faydadan çok zararı dokunan, içi çürümüş evlilikler.
Severek evlenilebilir, bir şeyler yolunda gitmeye bilir, yeniden denenmek istenebilir ancak her varış noktası bir çıkmazsa ve artık evliliğin zararı evin dışına kadar taşıyorsa uzatmanın anlamı yok. Eşler boşanmak istediğinde her iki tarafında elinden geldiği kadar çirkinleşmesinin anlamı yok. Nasıl ki sevgi bağıyla evlenildiyse arada sevgi kalmasa bile saygıyla ayrılın. Hele ki arada çocuklar varsa, her şeyden önce anne-baba olduğunuzu unutmayın. Beraber dünyaya gelişine vesile olduğunuz varlıkların sorumluluklarını da yine bir ömür beraber üstlenin.
Umuyorum ki güzel ülkemde boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından hiçbir kadın katledilmez. Umuyorum ki medeniyet dediğimiz gerçekleri tam anlamıyla yaşayabilen insanlar oluruz. Umuyorum ki çürüyen parmağın bütün vücudu kangren etmesini beklemeden, müdahale edilmesine izin veririz…