Millet olarak çöpleri, çöp kutusuna atmayı sevmiyoruz. Ben artık bu konudan o kadar çok sıkıldım ki. Çok basit olan bir eylemi gerçekleştirmeyip yaşam alanlarımızı, doğayı, parkları, bahçeleri çöplüğe dönüştürüyoruz.
Dünya var olduğundan beri binlerce uygarlık yaşadığımız şehirleri yurt edinmiş, yaşamış bir sonraki nesle bırakmış. Dünyanın döngüsü bu ya birileri gelirken birileri gitmek zorunda kalmış. Gidenlerin arkalarında, bıraktıkları kalmış. Eski dönemlere baktığımızda mesela bir arkeolojik kazıdan çıkan her şey beni çok heyecanlandırıyor. Çıkan her nesne ve her eşya o dönemden bir iz bir nefes getiriyor. Geçmiş uygarlıklardan kalan eserlere baktığımızda nasıl sanatsal nasıl kıymetli şeyler diyoruz. Hayretle bakıyoruz emek emek işlenen taşlara…
Peki doğa? İçinde yaşayıp var olduğumuz bizden önceki uygarlıkların içinde yaşadığı, beslendiği, var olduğu doğa bizden sonrakilerin içinde yaşayıp var olacağı doğa. Ona nasıl bakıyoruz? Gelecek nesillere bir şeyleri miras bırakırken, bırakacağımız en güzel mirasın sağlıklı ve bilinçli kullanılmış bir doğa olduğunu düşünüyor muyuz? Gördüklerimden çıkardığım kadarıyla hayır!
İnsanoğlu doğa konusunda o kadar bilinçsiz ve bencil ki. Kendinden sonra gelecek olan ve yine kendi varlığının devamı olan insanı düşünmüyor. Doğayı hunharca tahrip edip tabiri caizse yağmalıyor. Yakıyor yıkıyor yok ediyor. Sadece kendi işi görülene kadar bakıyor. Sonrasını ne düşünüyor ne de doğa için emek veriyor.
Etrafıma bakıyorum her yer çöplerle dolu. Yenilen bir çikolatanın paketi, eskiyen bir ayakkabı, tüketilen gıdaların artıkları, kızartma yağları, çocuk bezleri, kimyasal atıklar… Aklınıza ne gelirse insanoğlu tüketip doğaya pisliğini bırakıyor. Tıpkı bir patos makinesi gibi. İşine yarayanı alıyor işine yaramayanı ayıklayıp arkasında bırakıyor. Bunu yaparken gram canı acımıyor, utanmıyor, arlanmıyor.
Yahu denizden çıkan canlıların karnında bile insanoğlunun tükettiği atıkların kalıntıları var. Ama sorsan herkesin evi çok temiz. Bal dök yala. Kimse doğaya evi gibi bakmıyor. Sabah çocuğu okula bırakıyorum başka bir anne de elinden tuttuğu çocuğunu okula bırakıyor. Çocuğunun elinde yediği simidin poşeti. Simit bir güzel torbadan çıkıyor simit mideye torba hop yere! Yahu neden? Çocuklarınıza yediği bir şeyin çöpünü yere atmaması gerektiğini neden öğretmiyorsunuz? Neden sadece bu dünyada kendiniz yaşıyormuşsunuz gibi davranıyorsunuz? Gelecek nesillere miras olarak neden hep ev araba bırakmanın derdindesiniz? Neden kimse gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma amacı gütmüyor!
Doğa sonsuz değil, doğa tükenmez değil. Bugün aldığınız verimi yarın doğadan alamayabilirsiniz. Bunun sebebi işte “ Bir şey olmaz” diye umursamadan yerlere attığınız o çöpler. Kirlettiğiniz o doğa artık size kol kanat geremiyor. Bugün iklimlerin eskisi gibi olmadığından yakınıyorsunuz sebebi yine biziz! Doğaya göstermediğimiz saygının sonuçları hep bunlar.
Lütfen ama lütfen yaşadığımız yerleri güzelleştirmeye çalışalım. Hepimizin ortak yaşadığı bu güzel dünyayı koruyup, gelecek uygarlıklara ter temiz emanet etmemiz gerekiyor. Her şeyi tüketip sıfırı çekmiş bir dünya kimsenin işine yaramaz. Çıkar yol bulup başka gezegenlere gitme planı olanlar da merak etmeyin insanoğlu gittiği yeri aynı hale getirir. Daha az tüketelim, daha dikkatli ve özenli yaşayalım. Şu çöpleri gelecek nesillere miras bırakmayalım! Önce kendi kapımızın önünü süpürerek işe başlayalım. Çünkü temiz dünya temiz yaşam demektir…