Kadınlar gününde nasıl da herkes kadınları destekliyor. Şirketler kadın çalışanlarıyla gurur duyuyor, çiçekler, böcekler havada uçuyor. Kadın çalışanlara verilen değer reklamlara broşürler sığmıyor. Kadının iş hayatındaki varlığı tam gaz destekleniyor. Güçlü kadın, güçlü toplum hikâyesi anlatıyor bla bla blaaaa…
Yukarıda yazdıklarım sadece küçük bir hikayeden ibaret. Çünkü Türkiye’de kadın olmak çok çok zor, kadınların yükü çok ağır. İş hayatında kadın çalışan oranları düşüyor, kadınlar işlerini kariyerlerini bırakmak zorunda kalıyor. Çünkü bu ülkede çocuk yapınca kariyer yapılamıyor. Kadınların önü açılmak yerine her gün daha da kalın bir duvarla örülüyor. Çalışma yaşamında var olmak isteyen kadın, çocuğuyla işi arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılıyor. Sistem, buna izin vermiyor.
Günümüzün ekonomik koşullarından bahsetmek istemiyorum. Çünkü konu artık bir ekmek kaç TL oldu bir salça kaç TL oldu durumundan çoktan çıktı. Artık hiçbir şeyin fiyatını kestiremiyoruz. Bu ekonomik ortamdan aileler yoksun olmayan evlatlar yetiştirmeye çalışıyor. Ne kadar zor ne kadar büyük bir çaba… Erkek bir şekilde iş hayatında varlığını sürdürüyor ancak kadın maalesef iş hayatında tutunamıyor. Çünkü sözümona kadınlara her konuda destek verdiğini belirten sistemin içi boş bir balondan başka bir şey değil.
Çocuklu kadınlar çocuğunu bakıcıya ya da kreşe bırakarak iş hayatına devam etmek zorunda. Peki, bakıcı fiyatları ve kreş fiyatlarının çalışan kadının maaşını geçtiğini biliyor musunuz? Kadın sabahtan akşama kadar çalışıyor, evine gidiyor çocuğuyla ailesiyle vakit geçiremiyor. Evinde de ona atfedilen sorumlulukları yapmak zorunda. Kadın hem işte hem evinde çalışayım derken kendini unutuyor. Kafası zehir gibi çalışan o kadın içi şişirilmiş balonun içinde bir oraya bir buraya savruluyor.
Kadın çalışanların iş gücü katılım oranları bir türlü istenen seviyede değil, olmuyor, olamıyor, olamayacak da! Bugün en sıradan bir semtin en sıradan mahalle arasın kreşinin aylık bedeli bile neredeyse asgari ücret seviyesine çekilmiş durumda. Asgari ücrete zam yapılacağı aylara giriş yaptığımız şu günlerde onların da ücretleri artacak. Kadın iş hayatında var olmak için çabalıyor, çırpınıyor ama nafile…
Bir şeyler yapılıyor, çalışmalar falan... Ama işin aslı hiç de göründüğü gibi değil. Kadınlar çocuğuna bakabilmek için işten istifa ediyor, çalışma hayatına son veriyor. Maalesef bunun sayısı da her geçen gün artıyor. Devir maalesef artık anane babane baksın devri de değil. Çünkü anane babaanneler de artık çocuk bakmıyor, bakamıyor. Yeni nesle yetecek enerjileri yok.
Gebze gibi bir bölgedeyiz. Sanayinin başkenti diyoruz. İşsiz kalınmaz diyoruz ama bakın görün ki bugün birçok kadın işinden ayrılıyor. Köklü bir çözüme ihtiyacı var kadınların. Çocuklarına bakabilecekleri aynı zamanda iş hayatına devam edebilecekleri çözümlere. Öyle içi boş safsatalarla değil.
Çünkü güçlü kadın, güçlü çocuktur. Güçlü çocuk güçlü toplumun mihenk taşıdır. Cennet annelerin ayağı altındadır fakat bırakalım anneler cenneti görmek için ölmek zorunda kalmasın. Annelere bu dünyada da cennetin ucundan bucağından göstermek herkesin boynunun borcudur… Fırsat eşitliği tanıyın, kadınlara ayrıcalık değil çocuklarıyla beraber işlerini yürütebilecekleri imkânları sunun…