Zamla bu sefer çayımıza vurdu. Sabah çayı, öğlen çayı, ikindi çayı akşam çayı derken günün büyük kısmını elinde çay bardağı ile geçiren bir milleti haliyle bu zam oldukça etkiledi.
Geçtiğimiz günlerde 2022 ürünü yaş çay alım fiyatının yüzde 73 artışla kiloda 6,70 lira ve kilogramda 30 kuruş destek priminin açıklanmasının ardından Çaykur, çaya zam yaptı. Çaykur, çaya ortalama yüzde 43,71 oranında zam yaparken, yeni fiyat listeleri toptan satış yapan şirketlere gönderildi. Ve bu haberin ardından vatandaş zamsız çay almak için akın akın marketlere gitti. Bu kez reyonlarda sıvıyağ mücadelesi yerine kuru çay alma mücadelesi yaşandı. Önceleri pek alışık olmadığımız bu kargaşa da artık sıradanlaştı. Çayını zamsız alabilen evinin yolunu tuttu.
Sofralarımızın vazgeçilmezi çayımız da artık lüks içecekler sınıfında yer almaya aday oldu. Bir bardak çayın dışarda kaç TL’den satışa sunulacağı ise merak konusu. Fiyat algısının iyiden iyiye kaybedilip 10 TL’nin 1 TL görevi gördüğü şu günlerde çayın bardağının da 10 TL’den satışa konulması ne beni ne de vatandaşı şaşırtacak gibi duruyor. Artık şaşırma yetimizi de kaybettik.
Her konuda tasarruflu yaşamak zorundayız. Yemeğe koyduğumuz yağdan, düğmesine bastığımız elektriğe, sudan, sabuna kadar her şeyi kullanırken iki kat daha tasarruflu kullanmaya özen gösteriyoruz. Şimdi çay demlerken de çayı tane tane atacağız gibi. Ya da bayat çayın üzerine su çekip içmeye devam edeceğiz. Gittikçe kalitesizleşen, aklımızı cebimizle sorgulayan bir ekonominin içine gömülüyoruz.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardı zamlardan sonra o hatır yılının üzerine bir kırk daha eklenmişti. Şimdi bir bardak çayın da hatrı hiç yabana atılır cinsten olmayacak.
“Herkese benden çay” diyebilenlerin kostümsüz kahraman olacağı, çay fakirin mazotudur tabirinin tarihe karışacağı günler geldi çattı.
Maaşlarımıza yapılan zamlar ise göçmen kuşlar gibi. Göçmen kuşlar nasıl ki mevsim şartlarına uyum sağlayamadığı için uçup gidiyorsa, bizim maaşlarda gelen zamlara uyum sağlayamadığından cebimize girmeden uçup gitti. Çay, şeker, un, yağ… Artık bunları almak için en temel ihtiyaçlarımıza gelen zamları evimize sokabilmek için çalışıyoruz. Ne hevesimiz kaldı, ne de hayallerimiz.
Zamsız, ekonomik sıkıntılarımızın olmayacağı günlere diyelim yine… Çaydan, şekerden, yağdan, tuvalet kağıdından konuşmadığımız günlere…
Çünkü hiç birimiz bir paket çay almak için hınca hınç dolmuş bir market kuyruğunda beklemeyi hak etmiyoruz.