Son zamanlarda hepimizin aklında tek bir soru var; “Bu hayat pahalılığı nereye kadar gidecek?” Her gün artan fiyatlar, düşen alım gücü, yaşanan pahalılık, derdimizi katlayıp duruyor. Her girdiğimiz dükkandan sonumuz hayrolsun diye çıkıyoruz. Her konuştuğumuz insanın gündeminde döviz, altın fiyatları, memnuniyetsizlik almış başını gitmiş, insanların şikayetleri artmış, herkesin suratı asık, saçma sapan bir dönemden geçiyoruz.
İşin kötüsü bunun ne zaman sona ereceğini de bilmiyoruz. Her gün cebimizdeki para işe gidip işten dönerken eksilmeye devam ediyor. Hepimiz ne olacak bu ekonominin hali endişesindeyiz. Atılan somut adımlar işe yaramıyor. Emekçilerin merakla beklediği asgari ücret zammı daha ceplere girmeden eksilmeye devam ediyor. Emekçilerin derdine dert katlanıyor. İşveren dertli, küçük esnaf dertli, işveren dertli, dertli de dertli say say bitmiyor.
Tüm bu dertlerin arasında önceki gün gördüğüm bir görüntü inanın canımı çok sıktı.
Her sabah ofise geldiğimde ekonominin gidişatını takip etmek için odadaki televizyonda Habertürk’ü açıyorum ve gözüm daha çok sağ köşedeki göstergede de olsa yine programlara da kulak kesiliyorum ve her sabah gayet naif bir görüntüyle programı sürdüren bir Muharrem Sarıkaya görüyorduk.
Ancak önceki gün sosyal medyada ortaya çıkan görüntü hepimize pes dedirtti. Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’le bir canlı yayın yapan Sarıkaya, söyleşi sırasında belli ki ortaya çıkan bir ses sorununun çözümü için uğraşan Ahmet Demir’e tokat atıyor. Attığı tokat sonrasında da hiddeti dinmemiş olacak ki, sinirli sinirli kağıda bir şeyler yazıp karşısındaki kimse ona gösteriyor.
Hatta karşısındaki konuğunu dinlemiyor. İnsan düşünmeden edemiyor bu kadar dinlemeden söyleşiye devam edebiliyorsanız, sorular ve cevaplar çoktan belli miydi diye? Neyse bu işin ayrı bir kısmı ancak diyorum ya emekçiler her seferinde yaşanan sıkıntılı süreçten en fazla etkilenen kesim olurken, bir basın emekçisi kendisini gazeteci olarak tanımlayan birinden Gaziantep Belediye Başkanı karşısında tokat yemeyi aklının ucuna getirmemiştir herhalde.
Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan Sayın Şahin’in de bu olay karşısında gerekirse canlı yayın akşını bozarak tepkisini göstermesi ve bu konu karşısında bu kadar sakin kalmaması kanaatindeyim.
Sarıkaya’dan sosyal medyada yapılan bir açıklamayla gelen özür, bu meslek içinde emek veren bizler için yeterli olmadı. Meslektaşımız, basın emekçisi Ahmet Demir’in yanında olduğumuzu da buradan bildirim.
Sarıkaya bu eylemi gerçekleştirecek cüreti, bir basın emekçisini küçük düşürecek, onurunu kıracak bir hareketi yapma cüretini kendisinde nasıl buldu merak ediyorum doğrusu, yazıklar olsun…