Gerçekten son günlerde çok ilginç günlerden geçiyoruz. Gördüğümüz, duyduğumuz, okuduğumuz haberleri; aklımız, hayalimiz almıyor.
Bu tarz şeyleri duydukça, kafamda iki şey beliriyor. Hep böyleydik de sosyal medyanın hayatımıza ulaşması, bilgiye ulaşmanın iyiden iyiye kolaylaşmasından dolayı mı bu haberler böyle çok duyuluyor.
Yoksa hepten cinnet toplumuna mı dönüştük?
Biraz kafamda düşününce ikinci seçenek biraz daha ağır basıyor açıkçası. Son günlerde duyduğumuz her haberde kanımız biraz daha çekiliyor.
Bağcılar’da yaşanan olay zaten tüm ülkenin gündemine düşmüşken, psikolojik sorunları olduğu söylenen anne, 3 yaşındaki çocuğunu vurup daha sonra da kendi canına kıymış.
Peşine Gaziantep’te bir kız çocuğunun cesedi derin dondurucuda bulundu.
Gebze’de sadece son 1 ayda Akse Sapağı’nda yaşanan olayları saymıyorum bile silahla yaralamalar, bıçaklamalar ve daha niceleri.
Kimsenin, kimseye tahammülü kalmamış, herkesin canı burnunda gibi geziyor ve birinin canını kıyma düşüncesi insanlara hiç uzak gelmiyor.
Hele ki yukarıda yazdığım, örnek verdiğim olaylar insanın kanını donduruyor, gerçekten insanın kanı çekiliyor.
Yapılması gereken ne diye düşünüyorum bir yandan ama yanıt bulamıyorum açıkçası. Konunun uzmanı değilim. Bildiğim tek bir şey var ki şu an yaşanan hayat pahalılığının ardından, ülkenin en büyük sorunları arasında bu cinnet toplumu durumu var.
İşin garibi de şu, korkuyorum ki bir süre sonra bu işleri kanıksamaya başlayacağız ve yaşanan olaylara şaşırmayacağız. Rutin gelecek sanki bize sokaklardaki bıçaklanmalar, canına kıyılan insanlar, çocuklar…
Lütfen biraz sükunet. Devleti yönetenlerin, kamu kurumlarında görevlilerin, mülki idare amirlerinin konunun üzerine iyice düşünüp, bizleri bu cinnet toplumu durumuna sürükleyen konular iyice belirleyip, üzerine çalışma gerçekleştirmesi gerek. Yoksa biz bu gidişle kötü haberler almaya, canımızı sıkmaya devam eden olaylarla karşı karşıya kalmaya, kimsenin birbirine güveni olmadığı günleri yaşamayı sürdüreceğiz.
Allah hepimize sabır versin.