Malumunuz bundan 10 gün önce bir gece yarısı kararnamesi işe Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alınarak, yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu getirilmişti. Yaşanan bu gelişme sonrasında 21 Mart Pazar günü akşam saatlerinde Asya borsası erken saatlerde açılınca döviz kurları bir anda ekstrem seviyelere çıktı.
Yaşanan bu hadiselerin ardından geçtiğimiz Pazartesi ve Salı günü Borsa İstanbul’da sert düşüşler yüzünden işlemler birçok kez durduruldu. Bu hadiseler ışığında ben bu yazıyı yazarken doların güncel kuru 8.02, euronun güncel kur değeri 9,46.
Ülke son 2 yılda öyle bir hal aldı ki hepimiz ekonomi uzmanı olduk çıktık. Herkesin ekonominin neden kötü olduğuna dair bir fikri var. Herkes borsa konusunda fikir sahibi, herkes kur artışının nasıl önleneceğine daire bir planı var, sokakta herkes ekonomi tartışıyor, siyasi tartışmaların temelinde ekonomi var.
Hatta 4 ay önce sosyal medyaya yansıyan bir görüntüde sokakta oyun oynaması gereken çocukların ekonomi tartıştığını görmüştük. Sohbetlerine çok sayıda gülen vardı ama esasında biraz düşününce toplum için ne kadar sıkıntılı olduğunu anlayacağız.
Koronavirüs vakalarıyla birlikte, kapanan iş yerlerinin olması, insan hareketliliğinin azalması derken, iyiden iyiye küçük esnafı tüketirken, toplumun genelinde ekonomik sıkıntıların ayyuka çıkmasına sebep oldu. Vaziyet bu olunca, yukarıda bahsettiğim gibi herkesin derdi ve konuştuğu şey ‘Ekonomi’ oldu.
Şimdi gelelim yazımızın asıl konusuna. İddialar odur ki Naci Ağbal görevden alınmadan önce piyasalardaki yabancı para mevduatları 1.1 milyar dolar arttı ve yaşanan kur artışı sonrasında 6,1 milyar dolar satış gerçekleştirildi.
Yani iddia sahipleri diyor ki birileri bir gecede zenginleşti.
Böyle bir şey var mıdır yok mudur, bu işin gerçekliği nedir, yaşanan bu dalgalanmada birileri fayda etmiş midir araştırılması gerek. Hatta bence bu konunun mecliste de tartışılması ve bu iddiaların gerçekliğinin masaya yatırılması şart.
Ortada çok ciddi bir iddia var. Birilerinin yaşanan bu dalgalanmadan çok büyük oranda faydalandığı söyleniyorsa, bunun da tüm çıplaklığı ile tartışılması gerek.
Hatta her zaman ekonominin kalbi olarak dillendirdiğimiz, ekonominin kalbi olarak savunduğumuz Kocaeli’nin milletvekillerinin en azından meclis özelinde bu konu hakkında soru önergesi vermesi, ortaya atılan bu iddiaların doğruluğu hakkında konuşulması gerek.
Eğer oyun yaşındaki çocuk sokakta ekonomi konuşuyorsa, eğer küçük esnaf özellikle koronavirüs süreciyle beraber kara kara düşünüyorsa, eğer ülkedeki küçük yatırımcılar bir iki günde büyük zararlara uğruyorsa ve bunun üzerine birileri ekonomik dalgalanmalardan faydalanıp servetlerini arttırıyorsa, ülkenin asıl beka problemi bu olsa gerek.