Bugün farklı bir konuya değinmek üzere bir yazı kaleme alacakken, Gebze’de düzenlenen Turizm Haftası programına katıldıktan sonra o yazıyı bir gün erteleyerek, programdaki bir iki konuya değinmek istedim.
Geçtiğimiz günlerde Turizm Haftası’nın Gebze’ye yansıması başlıklı bir yazı ele almış ve burada Kocaeli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün kutlamalarında Gebze’ye yer vermemiş olmasından, Gebze’nin aslında sahip olduğu ancak değerlendiremediği turizm potansiyelinden söz etmiştim.
Bu serzenişlerimin doğruluğunu bir kez daha kürsüye çıkan kent protokolü de kanıtlamış oldu. Hoş çok büyük öngörülerde bulunmadım, herkes tarafından bilinen şeyler dillendirmiş oldum.
Büyükgöz, kürsüye çıkarak Gebze’nin sahip olduğu değerlerden söz etti ve bu eserlerin birçoğunun Gebzeliler tarafından bile bilinmediğinin altını çizdi. Bunun üzerine Başkan Büyükgöz, ülkede sahip olunan turizm değerlerinin değerlendirilemediğini de sözlerine ekledi.
Büyükgöz’ün kullandığı cümlelerden dikkatimi çeken şey ise gençlere yönelik, “Bugüne kadar bu kıymetlerin değerlendirilmemesi konusunda bizlere sitem etmesi gereken sizlersiniz ancak bu kıymetlerin değerlendirilmesi için gelecekte çalışacak da sizlersiniz” sözü oldu.
Bu cümle şundan dolayı dikkatimi çekti. Büyükgöz, kürsüden açık açık bu zamana kadar yapılan bir eksikliği dile getirerek, bence bir erdem örneği gösterdi. Ki kendisinin göreve gelir gelmez, ‘tarih ve turizm kenti Gebze’ ve ‘Bilişim ve sanayide öncü, tarih ve turizm kenti Gebze’ sloganlarıyla hareket ettiğini, bu sözleri Gebze’ye işlemeye çalıştığını biliyoruz.
Bu sözün bir diğer tarafı da sahip olduğumuz kıymetleri koruyacak ve yaşatacak olanların bizler, bizden sonrakiler ve ondan sonrakiler olduğunu biliyoruz. Binlerce, yüzlerce yıl öncesinden bizlere gelen bu eserler, korunmalı ve gelecek nesillere çok sağlam bir şekilde taşınmalı.
Büyükgöz’ün açıklamalarında dikkatimi çeken bir nokta daha, bu kentin kazanmak için büyük çaba sarf ettiği Fatih’in Otağı Hünkar Çayırı hakkındaki açıklamaları oldu. Büyükgöz, burada yapılacak dijital müzenin Avrupa’nın en büyüğü olacağını açıkladı. Zaten birçok tarihi ve kültürel değeri olan Gebze’ye bir de bu denli bir eserin kazandırılacak olması, bu bölgede doğmuş, büyümüş beni fazlasıyla mutlu etti.
Ayrıca programda Kaymakam Güler, artık restorasyon işi yılan hikayesine dönen Osman Hamdi Bey Müzesi restorasyonunun ihale sürecinde olduğunu ve bu yıl içerisinde ihalesinin tamamlanarak restore edileceği müjdesini verdi.
Türk sanat tarihi için bu kadar önemli olan bir ismin Gebze’de bulunan müzesinin artık bir an önce faaliyete alınarak, halkın ziyaretine açılmalı.
Gebze gerçekten birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, yıllar boyunca çok önemli durak noktalarından biri olmuş bir yer. Bu kentin turizminin doğru yönlendirmeyle, sanayi potansiyeli kadar olmasa ona yaklaşık bir seviyede bu kente katkı yapılacağının bilinip, buna göre hareket edilmesi bu kenti yönetenlerin öncelikli ödevlerinden biri olmalı.