Türk Metal Sendikası, geçtiğimiz Cumartesi günü grev kararı aldığını duyurmuştu. Gebze bölgesinde binlerce işçinin merakla beklediği toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde MESS’le uzlaşamayan Türk Metal, grev kararı aldıktan sonra emek kentlerinde basın açıklaması gerçekleştiriyor.
Bu bağlamda ilk Çerkezköy’de yapılan basın açıklamasının ardından sıra Gebze’deydi. 16.30’da başlanacağı açıklanan basın açıklaması için saat 16.15 gibi alana giriş yaptım. Alana girdiğim ilk dakikadan, son dakikaya kadar coşku had safhadaydı.
Dakikalar ilerledikçe, fabrikalarından vardiyalarından çıkan emekçilerin Türk Metal Sendikası dövizleriyle alana girdiğini gördük. Alana giren her fabrika temsilciliğiyle birlikte, coşku bir üst seviyeye daha çıktı.
15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’ndaki kalabalığın arttığını iyiden iyiye fark edince, sendikanın Gebze’ye getirdiği üstü açık otobüsün üzerine çıkınca iyiden iyiye anladık ki meydan hınca hınç dolmuş.
Bu zamana kadar nice seçim çalışması, nice miting, nice partinin çalışmalarını gördüm o meydanda ama uzun zamandır şahit olduğum en büyük kalabalığı Türk Metal Sendikası sağladı.
Binlerce emekçi kent meydanına, ellerinde dövizlerle, pankartlarla, bayraklarla gelerek, MESS’e bir mesaj vermek gayretindeydi.
Toplantının ardından siteye girdiğim haberde, ‘Türk Metal Sendikası Gebze’de gövde gösterisi yaptı’ başlığını kullandım ki bence önceki günkü toplantıda gerçekleşen tam olarak da buydu.
2 Ocak’ta Kocaeli’nde gerçekleşecek program öncesine Gebze’deki basın açıklamasına binlerce kişi toplayan Türk Metal Sendikası’nın, Pazar günkü etkinlikte nasıl bir kalabalıkla tepkisini ortaya koyacağı hemen hemen herkesin malumu oluyor.
Türkiye’nin en çok üyesi bulunan sendikası olan Türk Metal’in, aldığı grev kararı sonrasında yaptığı basın açıklamasında bu kadar güçlü bir birlik tablosu oluşturması ve seslerini bu kadar güçlü bir şekilde duyurması, hem takdire şayan, hem de sendikanın görüşmelerdeki gücünü nereden aldığının da bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.
Öte yandan basın açıklamasında vurgulanan mesajlardan öte, tek bir fotoğraf karesinin durumu ne kadar kesin bir şekilde özetlediğini size bu köşe yazısında da göstereceğim.
Alana giren işçilerden bazıları hazırladıkları bir tabutun üzerine son zamanlarda tüketmekten çok, gelen zamlardan dolayı bakakaldığımız ürünleri koyarak, ‘İşçilik ölmüştür başımız sağ olsun’ döviziyle meydana girdiler.
Trajikomik bu görüntünün, her ne kadar komik olsa da, gerçekleri de tokat gibi yüzümüze vurduğu bir gerçek. Bu alanda toplanan işçilerin tek bir talebi var. Bu salgın zamanında aralıksız çalışan sanayi çalışanları, salgın hastalık ortasında bu kadar yoğun çalışıp, “Ölümüne çalıştık, şimdi de kazanacağız” diyorlar.
Haksızlar mı? Kesinlikle değiller. İşçinin emeğini, alın teri kurumadan vereceksin anlayışı herkesin ağzındaysa, o zaman işveren sendikalarının da buna göre hareket edip, kendilerine bu zorlu dönemde kazandıran işçilerini mutlu etmeleri gerek.
Yani o meydana giren dövizde yazdığı gibi olmasın; işçilik ölmesin, başımız sağ olmasın, emekçilerimiz kazansın…