Son yıllarda ülkemizde bir fikir dadandı. O da ne derseniz, bir sorun varsa ortada hatayı hep başkalarında aramak. Hep bir şeylerin lobisi türeyip duruyor ülkede ama hiç kimse sorumlu benim diyerek, sorumluluğuna göre hareket etmiyor.
Örneğin koronavirüs vakaları arttıkça, çok kolay bir şekilde vatandaşlara kısıtlamalara uymadıkları için kızabiliyoruz ancak yasak denetimlerinin ne kadar gerçekçi olduğunu, yasakların ne kadar çözüm olduğunu veya yasakları isteyenin ne kadar kolay bir şekilde çiğnediğini sorgulamıyoruz.
Memlekette döviz artıyor, paramız değersizleşiyor ancak sorumluluk almak, kalıcı çözümler uygulamak yerine hep farklı etmenleri, lobileri suçluyoruz.
Marketlerde fiyatlar artıyor, bu sefer de hep beraber market firmalarına saldırılıyor ve boykot çağrısında bulunuluyor. Bununla beraber hatırlarsınız bir ara patates, soğan fiyatları artmış ve haldeki esnafa deyim yerindeyse ‘Vatan haini’ muamelesi yapılmıştı.
Sıralama böyle yazdıkça bitmez, ülkemizde çok kötü bir linç kültürü oluşmuş durumda ve giderek kutuplaşan bir toplumu hep beraber gözlemliyoruz.
Şimdi tüm bunlar ışığında mutfak pahalılığı, geçim derdi, dışarıda kol gezen hastalıkla beraber, önceki gün bir gazetenin attığı manşet gerçekten canımı çok sıktı.
Gazeteciliğin temelinde halkı doğru bilgilendirmek vardır, artan pahalılığa göre halka akıl vermek değil. Belki de adını duyurmak, konuşulmak için yaptılar diye düşünerek isimlerini vermeyeceğim bu gazete der ki markete tok karnına gidin.
Markete çocuğunuzu götürmeyin, markette büyük araba kullanmayın, sepet kullanın, ürünlere dokunmayın, ikramları geri çevirin, pahalı ürün göz hizasında bulunur aşağı yukarı bakın.
Allah aşkına bunları yazarken, hiç mi biz ne yapıyoruz demediniz? Hiç mi ya biz ne yazıyoruz demediniz? Artan pahalılık karşısında halka akıl vermeyi, markete tok karnına gidin ve çocuklarınızı götürmeyin demeyi kendinize nasıl hak gördünüz?
Bunların yaptığı ‘Gazetecilik’ diye adlandırılıyorsa eğer yere batsın böyle gazetecilik. Vatandaşlara pahalılığa karşı ‘Siz de tok alışveriş yapın canım’ diyecek kadar hangi ara düşürdük seviyeyi.
Bu memlekette, unutulmayacak, utanç kaynağı olacak çok manşet gördük, o da bunlardan biri olarak tarihte yerini aldı.
Açıkçası üzülüyorum bu aymazlığa, bu rezillik diye tabir edilecek olan duruma neden olanlara, bunu özel haber olarak topluma sunanlara… Halka markete tok karnına gidin diyecek haddi de kendinizde görmeyin.