Koronavirüs gölgesinde bir Ramazan ayı daha geldi çattı. Bugün, herkeste buruk da olsa ilk iftar heyecanı olacak.
Buruk diyorum çünkü neden, geçen sene olduğu gibi bu sene de koronavirüs derdiyle mücadele verdiğimiz bir Ramazan ayındayız. Yine yasaklar hayatımızın merkezinde olacak.
Şöyle bir hafızanızı yoklayın geçen sene 24 Nisan ve 23 Mayıs tarihlerine denk gelen Ramazan ayında ne gibi yasaklar hayatımızdaydı diye. Restoranlar müşterilere kapalı ve sadece paket servise açıktı. Bununla beraber toplu iftarlar ve sahur organizasyonları kapalıydı. İftara iki saat kala yoğunluk oluşturmamak adına fırınların pide satışı yasaktı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altına sokağa çıkma kısıtlaması vardı. Ramazan ayının belli bir bölümünde berber ve kuaförler kapalıydı. Ha keza AVM’ler de Ramazan ayının belirli bir bölümünde kapalı tutulmuştu. Camiler kapalıydı. Teravih namazları evlerde kılınıyordu. Sahillerde belli saatlerden sonra yürüyüş yasağı vardı. Okullar zaten kapalıydı. Bu ve bunun gibi birçok yasak hayatımızın tam merkezindeydi.
Geçen seneden bu yana bir Ramazan’a daha kavuştuk kavuşmasına ama dönüp bakalım değişen bir şey var mı maalesef yok. Geçen sene Haziran ayına doğru giderken neredeyse bu iş bitti artık ya dediğimiz salgında şuan dünyada derece elde etmiş durumdayız. Son bir haftadır 50 binin altında vaka sayısı yok ve bu vakaların büyük çoğunluğu varyant virüs. Yani daha hızlı yayılan, daha hızlı enfekte eden virüs.
Gebze’de günlük vaka sayıları 400 seviyelerine çıkmış, hastalık almış başını gidiyor. Vaka yoğunluğu başka bir seviyede ama bir Ramazan’a daha bu şartlar altında hoş geldin diyoruz.
Bu yazıyı yazarken ülkemizde hali hazırda bulunan yasaklar ise restoran ve kafeler kapalı. He bir de hafta sonu sokağa çıkma yasağımız var. Aradan geçen neredeyse bir tam yılın ardından bırakın salgını bitirmeyi tam kapanma olur mu olmaz mı bunu tartışıyoruz.
Bugün toplanacak kabineden çıkacak sonuçlar merakla bekleniyor. Ne gibi yasaklar hayatımıza girecek diye düşünüyoruz ama hafta içi yoğunluğunu durdurmazsak, hafta içi hareketliliğini azaltmazsak Ramazan bayramı sonrası da normalleşme hayal. Bir de aşı durumu var ki bu süre zarfında yapılacak ciddi bir çalışmayla toplumda hızlı bir şekilde aktif nüfusun da aşılanması şart.
Tüm bunlar ışığında tüm okurlarımıza sağlıklı ve huzurlu bir Ramazan ayı dilerim. Umarım Ramazan bayramına bu salgının etkilerinin azaldığı, Ramazan bayramına bir nebze daha rahatlamış şekilde girmeyi temenni ederim. Hayırlı Ramazanlar.