Charlie Chaplin 'Büyük Diktatör' filmi final konuşmasında şöyle diyordu;
" Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir ama biz onu yitirdik. Hırs ruhumuzu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı, hepimizi kaz adımlarıyla sefalete ve kana sürekledi. Hızımızı arttırdık ve bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı, zekamızı ise katı ve acımasız yaptı.
Çok fazla düşünüyor ama çok az hissediyoruz. Makineleşmeye değil, insanlığa muhtacız aslında. Zekaya değil, iyilik ve anlayışa… Bu değerler olmadan hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz. Uçaklar ve radyo denen icat bizi birbirimize yakınlaştırdı. Bu buluşların varoluş nedeni, insanın içindeki iyiliği ortaya çıkarmak, evrensel kardeşliği inşa etmek ve birleşmemizi sağlamak. Şu anda bile sesim dünyadaki milyonlarca insana, acı çeken kadınlara, erkeklere ve çocuklara, suçsuz insanları hapse atıp işkence eden bir sistemin kurbanlarına bu sayede ulaşabiliyor.
Beni işitenlere şunu söylemek istiyorum: “Umutsuzluğa kapılmayın.” Üstümüze çöken bela; vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucu.
İnsanlardaki bu nefret duygusu geçecek, diktatörler ölecek. Ve halktan aldıkları güç, yine halkın eline geçecek. Son insan ölene kadar özgürlük.
Askerler!!! Kendinizi vahşilere teslim etmeyin. Sizleri hakir gören ve esir edenlere, hayatlarınızı yönetmeye çalışanlara, size ne yapmanız, ne düşünmeniz, ne hissetmeniz gerektiğini emredenlere, hepinizi hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp topun ağzına sürenlere boyun eğmeyin. Bu doğa dışı adamlara, bu makine kafalı, makine kalpli adamlara boyun eğmeyin.
Sizler birer makine değilsiniz! Sizler hayvan da değilsiniz! İnsansınız. Kalbiniz insanlık sevgisiyle dolup taşıyor. Nefret etmeyin! Yalnızca sevilmeyenler nefret eder… Sevilmeyenler ve doğaya aykırı olanlar. "
Filmi izlediniz mi? Bilmiyorum.. Ama izlemediyseniz hayatınızda büyük bir boşluk kalmıştır.. Film sadece 20. yüzyılın ilk yarısında hüküm süren faşizme değil geçmişte ve sonrasında da adı ne olursa olsun bütün zorba rejimlere kafa tutmuştur.
Sonuç olarak Charlie Chaplin eşsiz bir sinemacıdır..
Aynı zamanda biyografisinde “Büyük Diktatör” filmini çektiğinde toplama kamplarının bu kadar korkunç olduğunu bilmediğini, eğer bilseydi bu filmi çektiğinde Nazilerin insanları sistematik yok etme uygulamalarını asla mizahi bir dille sinemaya aktaramayacağını söyler. Ancak filmin başında ve sonunda yapmış olduğu konuşmalar onun bireysel ve siyasi bakımdan barış ve özgürlüğe olan inancını ortaya koyar...