İddiaya göre, Kocaeli'de yaşayan A.Y., eşi E.Y.Y., kayınpederi S.Y., baldızı E.H.Y. ile komşuları A.Ö., ihale yoluyla satın aldıkları araçları piyasa fiyatının altında satacakları vaadiyle 18 kişiyi 3 milyon TL'den fazla dolandırdı. Edinilen bilgiye göre, A.Y. ile eşi E.Y.Y.; kurdukları otomotiv şirketinde alım satım işi yaptıklarını belirterek, insanlara güven sağladı. Tanınan şirketten sözleşme akdedip, göstermelik 2 araç satın alan çift, insanlara büyük firmalarla oto alışverişi yaptıkları izlenimini oluşturdu. Üniversitede memur olan A.Ö., çevresindekilere ailenin garantili araç satışı yaptığını söyleyerek, müşterilerin güvenini kazandı. A.Y'nin kayınpederi S.Y. de kendisini şirketin müdürü olarak tanıtıp, müştekiler ile birebir görüşme sağlarken; E.Y.Y. ve kardeşi E.H.Y'nin hesaplarıyla para akışı sağlandı. Şüphelilerin, güvenini kazandıkları müşterilerden teminat ve araç ücreti adı altında para alarak, otomobilleri teslim etmediği öğrenildi. Ayrıca şüphelilerin, fiyat artırıp ek ücretler alarak araçların bakım ve onarımda olduğu bahaneleriyle müştekileri oyaladıkları da bildirildi. Paralarını ödedikleri otomobilleri teslim alamayan mağdurlar ise dolandırıldıklarını anlayarak şikayette bulundu.
DURUŞMA GÖRÜLMEYE BAŞLADI
Sanıklar hakkında "dolandırıcılık" suçundan açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Salonda tutuksuz sanıklar E.Y.Y., kardeşi E.H.Y., babası S.Y., A.Ö., taraf avukatları ile mağdurlar hazır bulunurken; başka dolandırıcılık suçundan hükümlü bulunan A.Y. ise duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Savunması için söz hakkı verilen sanıklardan E.Y.Y., "Eşim A.Y. araç alım satım işi yapıyordu. Üzerinde icra olduğu için kendisine vekalet verdim, benim adıma alışveriş yapıyordu. Müşterilerle hiçbir iletişimim olmadı. Ben sadece şirketin ortağı olarak gözüküyordum. Şirket sadece 6 ay benim üzerimde gözüktü ardından eşim kendi adına aldı. A.Ö'yü çocukluktan beri tanırım. Benim ve ailemin dolandırıcılıkla alakamız yoktur. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
"MÜŞTERİLER BENDEN ŞİKAYETÇİ OLDU"
Suçlamaları kabul etmeyen A.Y., "Müşterilerin hiçbirini tanımıyorum. Ben sadece tedarikçiyim. Müştekilerin tamamına A.Ö. vasıtasıyla tanıdım. A.Ö. bana müşteri getirir, ben de araçları tedarik ederdim. A.Ö. benim gayri resmi olarak şirkette ortağımdı. Memur olduğu için resmi olarak ortak olmak istemedi. Ailemin olayla ilgisi yoktur. Ben eşimin hesap numarasını kullanıyordum, kendisinin olayla ilgisi yoktur. 152 araç sattım, faturasını ve vergisini de kestim. İhale yoluyla da şahıstan da araç aldığım da oluyordu. Piyasa fiyatının çok altında araç satışı yapıyorduk. Müşteriler bana kaparo veriyorlardı, ben de onlara istedikleri marka arabayı bulup satıyordum. Bu şekilde toplam 152 araç satışı gerçekleştirdim. İstedikleri aracı bulamadığım kişilere paralarını geri verdim. Ekonomik sıkıntıdan dolayı temin edemediğim araçlar yüzünden müşteriler benden şikayetçi oldu. Mağdurların paralarını ödemek istediğimde bazıları yüksek faizle benden paralarını geri istedi. Yasal olarak araç satışı yapıyordum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Çoğu kişinin mağduriyetini giderdim" diye konuştu.
"ÇAY DEMLERDİM, ETRAFI TEMİZLERDİM"
Mağdurlarla herhangi bir alışveriş yapmadığını belirten kayınpeder S.Y., "Ben mutlu, onore olayım diye damadım adıma kartvizit bastırdı. Kendisi bazen şehir dışına gittiği için iş yerinde yardımcı olmam için bana vekalet verdi. Ben de müşterilere yardımcı olmak için bunu kabul ettim. Ben sadece iş yerinde çay demlerdim, etrafı temizlerdim. Damadıma sadece 6-7 ay vekaletten yardımcı oldum. Ben arabaların markasını dahi bilmem. Müşteriler ile ne telefonla ne de yüz yüze görüşmem olmamıştır" ifadelerini kullandı. E.H.Y. de suçlamaları kabul etmeyerek, eniştesinin hesap numarasını istediğini ve bu hesaba bir kez 47 bin TL geldiğini, dolandırıcılık olayıyla ilgisi olmadığını ifade etti.
"BAZI ARKADAŞLAR ARABA ALDI"
Kocaeli üniversitesinde memur olarak çalışan sanık A.Ö., "S.Y'yi sitemizde oturması sebebiyle tanırdım. S.Y'nin damadı araç satışı yaptığını öğrenince ondan araç satın aldım. Piyasanın altında araç satın aldığımı duyan akraba ve arkadaşlarım da bu yöntemle araba almak istedi. Üniversitedeki saygınlığım ve güvenirliğimden dolayı bazı arkadaşlar araba aldı. Araç satın almak isteyenlere A.Y'ye kefil olmadığımı, 4 ayda satın aldığım arabamın geldiğini söyledim. Akrabalarım da para verdi ancak arabalarını alamadı. Sanığın dediği gibi şirkette gayri resmi olarak ortaklığım yoktur, suçlamaları kabul etmiyorum. İlk aracımla kaza yaptığım için A.Y'den 2'nci aracı aldım. Kendisinden toplamda 3 otomobil satın aldım" şeklinde konuştu.
"NE ARABA GELDİ NE PARAMI ALABİLDİM"
Sanıklardan şikayetçi olan mağdur Aziz Mert, "A.Ö. daha önce babamla araç takası yaptığı için kendisine araba almak istediğimi söyledim. A.Ö. bana, 'Para yatırıyorsun, 45 gün sonra aracını alıyorsun' dedi. A.Y'ye toplam 70 bin TL ödeme yaptım. Kayınpederimi S.Y.'nin eline bile para saydığım oldu. Uzun süre arabamız gelmedi. Sanık A.Y. aracı vereceğine dair senet yaptı ama ne araba geldi ne paramı alabildim. 3 otomobil aldım. 4'üncü araç siparişimi paramı verdiğim halde alamadım" ifadelerini kullandı.
DURUŞMA GÖRÜLMEYE BAŞLADI
Sanıklar hakkında "dolandırıcılık" suçundan açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Salonda tutuksuz sanıklar E.Y.Y., kardeşi E.H.Y., babası S.Y., A.Ö., taraf avukatları ile mağdurlar hazır bulunurken; başka dolandırıcılık suçundan hükümlü bulunan A.Y. ise duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Savunması için söz hakkı verilen sanıklardan E.Y.Y., "Eşim A.Y. araç alım satım işi yapıyordu. Üzerinde icra olduğu için kendisine vekalet verdim, benim adıma alışveriş yapıyordu. Müşterilerle hiçbir iletişimim olmadı. Ben sadece şirketin ortağı olarak gözüküyordum. Şirket sadece 6 ay benim üzerimde gözüktü ardından eşim kendi adına aldı. A.Ö'yü çocukluktan beri tanırım. Benim ve ailemin dolandırıcılıkla alakamız yoktur. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
"MÜŞTERİLER BENDEN ŞİKAYETÇİ OLDU"
Suçlamaları kabul etmeyen A.Y., "Müşterilerin hiçbirini tanımıyorum. Ben sadece tedarikçiyim. Müştekilerin tamamına A.Ö. vasıtasıyla tanıdım. A.Ö. bana müşteri getirir, ben de araçları tedarik ederdim. A.Ö. benim gayri resmi olarak şirkette ortağımdı. Memur olduğu için resmi olarak ortak olmak istemedi. Ailemin olayla ilgisi yoktur. Ben eşimin hesap numarasını kullanıyordum, kendisinin olayla ilgisi yoktur. 152 araç sattım, faturasını ve vergisini de kestim. İhale yoluyla da şahıstan da araç aldığım da oluyordu. Piyasa fiyatının çok altında araç satışı yapıyorduk. Müşteriler bana kaparo veriyorlardı, ben de onlara istedikleri marka arabayı bulup satıyordum. Bu şekilde toplam 152 araç satışı gerçekleştirdim. İstedikleri aracı bulamadığım kişilere paralarını geri verdim. Ekonomik sıkıntıdan dolayı temin edemediğim araçlar yüzünden müşteriler benden şikayetçi oldu. Mağdurların paralarını ödemek istediğimde bazıları yüksek faizle benden paralarını geri istedi. Yasal olarak araç satışı yapıyordum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Çoğu kişinin mağduriyetini giderdim" diye konuştu.
"ÇAY DEMLERDİM, ETRAFI TEMİZLERDİM"
Mağdurlarla herhangi bir alışveriş yapmadığını belirten kayınpeder S.Y., "Ben mutlu, onore olayım diye damadım adıma kartvizit bastırdı. Kendisi bazen şehir dışına gittiği için iş yerinde yardımcı olmam için bana vekalet verdi. Ben de müşterilere yardımcı olmak için bunu kabul ettim. Ben sadece iş yerinde çay demlerdim, etrafı temizlerdim. Damadıma sadece 6-7 ay vekaletten yardımcı oldum. Ben arabaların markasını dahi bilmem. Müşteriler ile ne telefonla ne de yüz yüze görüşmem olmamıştır" ifadelerini kullandı. E.H.Y. de suçlamaları kabul etmeyerek, eniştesinin hesap numarasını istediğini ve bu hesaba bir kez 47 bin TL geldiğini, dolandırıcılık olayıyla ilgisi olmadığını ifade etti.
"BAZI ARKADAŞLAR ARABA ALDI"
Kocaeli üniversitesinde memur olarak çalışan sanık A.Ö., "S.Y'yi sitemizde oturması sebebiyle tanırdım. S.Y'nin damadı araç satışı yaptığını öğrenince ondan araç satın aldım. Piyasanın altında araç satın aldığımı duyan akraba ve arkadaşlarım da bu yöntemle araba almak istedi. Üniversitedeki saygınlığım ve güvenirliğimden dolayı bazı arkadaşlar araba aldı. Araç satın almak isteyenlere A.Y'ye kefil olmadığımı, 4 ayda satın aldığım arabamın geldiğini söyledim. Akrabalarım da para verdi ancak arabalarını alamadı. Sanığın dediği gibi şirkette gayri resmi olarak ortaklığım yoktur, suçlamaları kabul etmiyorum. İlk aracımla kaza yaptığım için A.Y'den 2'nci aracı aldım. Kendisinden toplamda 3 otomobil satın aldım" şeklinde konuştu.
"NE ARABA GELDİ NE PARAMI ALABİLDİM"
Sanıklardan şikayetçi olan mağdur Aziz Mert, "A.Ö. daha önce babamla araç takası yaptığı için kendisine araba almak istediğimi söyledim. A.Ö. bana, 'Para yatırıyorsun, 45 gün sonra aracını alıyorsun' dedi. A.Y'ye toplam 70 bin TL ödeme yaptım. Kayınpederimi S.Y.'nin eline bile para saydığım oldu. Uzun süre arabamız gelmedi. Sanık A.Y. aracı vereceğine dair senet yaptı ama ne araba geldi ne paramı alabildim. 3 otomobil aldım. 4'üncü araç siparişimi paramı verdiğim halde alamadım" ifadelerini kullandı.
"ONLARCA MİLYON LİRALIK MAĞDURİYET VAR"
Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan Avukat Bircan Kara, "Onlarca milyon liralık mağduriyet var ve müştekilerin zararı karşılanmadı. Sanıklar suçu bertaraf etmek adına gerçeğe aykırı beyanlarda bulunuyor. Müvekkillerin 4-5 yıllık hukuk mücadeleleri devam ediyor. İcra takibi yapmışlar, ihtarlarda bulunmuşlar, hukuk davaları açmışlar. Fakat hala ceza davalarıyla haklarını aramaya devam ediyorlar. Otomotiv sektöründe gerçekleştirilen bir dolandırıcılıktan bahsediyoruz. Araba alacaklarından bahisle kendilerinden para alınan ama maalesef bu araçlar hiçbir zaman kendilerine teslim edilmeyen olay bütünlüğünden bahsediyoruz. Bu uzun süre de devam etmiş. O aynı sürede birden fazla tanıklar da süreci doğruluyor. Maalesef şu ana kadar zararımız karşılanmadı" dedi.
Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan Avukat Bircan Kara, "Onlarca milyon liralık mağduriyet var ve müştekilerin zararı karşılanmadı. Sanıklar suçu bertaraf etmek adına gerçeğe aykırı beyanlarda bulunuyor. Müvekkillerin 4-5 yıllık hukuk mücadeleleri devam ediyor. İcra takibi yapmışlar, ihtarlarda bulunmuşlar, hukuk davaları açmışlar. Fakat hala ceza davalarıyla haklarını aramaya devam ediyorlar. Otomotiv sektöründe gerçekleştirilen bir dolandırıcılıktan bahsediyoruz. Araba alacaklarından bahisle kendilerinden para alınan ama maalesef bu araçlar hiçbir zaman kendilerine teslim edilmeyen olay bütünlüğünden bahsediyoruz. Bu uzun süre de devam etmiş. O aynı sürede birden fazla tanıklar da süreci doğruluyor. Maalesef şu ana kadar zararımız karşılanmadı" dedi.