Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Eğer ürünü çevreyi kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi belki satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kocaeli'de çevre ödülleri törenine katıldı. Törene Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve çok sayıda sanayici katıldı. Bakanlığının iş gücünün fazla olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, "Bakanlığımız 3 isim ve 3 konudan oluşuyor. Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği. Her birinin kendine göre önemli alanı var. Bu dönem bir de üzerimizde depremin getirmiş olduğu yükler var. Özellikle Marmara çevresinde olabilecek olası depremin hazırlıkları konusu için çok daha zor ve ağır bir yükle karşı karşıyayız. Bizler deprem ülkesiyiz. Bu gerçeği hepimiz bilelim ve öyle hareket edelim. Bir kümes bile yaptıracaksak bu gerçeği bilerek hareket ederek yaptırılalım. Bilim adamları diyorlar ki Himalayalar'dan başlayarak Alpler'e doğru uzanan çizgi üzerinde 5 tane riskli ülke var, birisi Türkiye. Aletli ölçümün başladığı günden bugüne kadar gelindiğinde denizlerimizde ve karalarımızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı diye tarif ettiğimiz deprem sayısı 231. Sadece ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı deprem sayısı ise 60'ın üzerinde. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar ve yine bilim adamları diyorlar ki nüfusumuzun yüzde 70'i birinci ve ikinci derecede deprem bölgelerinde yaşıyor. Şu anda Türkiye'de kırılmamış, tespit edilebilen 485 fay hattı var. Ne zaman kırılacak, kaç şiddetle kırılacak, gece mi, gündüz mü bizi yakalayacak bilemiyoruz" diye konuştu.
"200 BİN KONUTU TESLİM EDECEĞİZ"
6 şubat depremlerine değinen Özhaseki, "6 Şubat'ta karşı karşıya kaldığımız 9 saat arayla 2 şiddetli depremin bile hasarını onarabilmek için büyük bir çaba devam ediyor. 2 depremde 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konut, 170 bin civarında iş yeri yıkıldı. 50 binin üzerinde şehidimiz var. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. İşin manevi zararını zaten tarif edecek bir şey yok. Bize düşen deprem ülkesi olduğumuzu bilmek ve buna uygun hareket etmek. Karşımıza çıkan manzarada devlet olarak çok hızlı refleks gösterdik. Orada binlerce konut yapılıyor. Bin 950 şantiyemiz var. 153 bin kişi deprem bölgelerinde, inşaatlarımızda çalışıyor. Dünyanın en büyük şantiyesi diyebiliriz. 4 bin 333 köyde de köy evi yapılıyor. Merkezleri yıkılan Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya gibi şehirlerin merkezlerini, meydanlarını yapıyoruz. Meydana açılan ana caddeleri adam etmeye çalışıyoruz. Altyapılarıyla ilgili 65 milyar lira temin ettim. Bütün şehirlerin, su, kanal arıtma tesisi gibi tesisleri yeniliyoruz. Yüz binlerce ev yapılıyor. Şu anda 76 bin konutu teslim ettik. Sene sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Gelecek senenin ortalarında ve sonuna doğru da inşallah bütün hak sahiplerinin haklarını vermiş olacağız" şeklinde konuştu.
"BİRÇOK SORUNLA DA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Çevre konusuna değinen Bakan Özhaseki, “Amacımız ülkemizin doğasını koruyarak kalkınmayı sağlayabilmek. İkisini aynı anda yapabilmeyi hedefliyoruz. Bir taraftan iklim değişikliğinin getirmiş olduğu birçok sorunla da karşı karşıyayız. En son veriler; dünyanın ısısının 1.45 derece arttığı, içinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası'nın ise daha fazla oranda arttığı, eğer bu 2 derece çıkarsa önce gıda krizinin kopacağı, 3 derece yükselirse bu ısı, dünyada birçok yerde iklim krizinden dolayı çölleşmenin başlayacağı ve milyonlarca insanın göç tehdidiyle karşı karşıya kalacağı şeklinde. Büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Bunun sebebi de sanayi devrimiyle birlikte üretimin korkunç şekilde artması, onun tüketimi tetiklemesi ve neticesinde dışarıya atmış olduğumuz atıklar. Üretirken ortaya salmış olduğumuz karbon salınımı. Çevredeki bu tahribattan dolayı da geçtiğimiz yıl Türkiye'de bin civarında büyük felaketle karşı karşıya kaldık. Yangınlar, seller, heyelanlar, müsilajlar arka arkaya geliyor" ifadelerini kullandı.
"KARBON SALINIMINDAKİ ORANINIZI GÖSTERMEK ZORUNDASINIZ"
Yeşil dönüşümden bahseden Bakan Mehmet Özhaseki, "1 Ocak 2026'dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine herhangi bir mal satıyorsanız ki şu anda belirlenmiş 6 sektör var. Burada sormaya başlayacaklar, nasıl ürettiniz diyecekler. Bu sektörler demir çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen. Siz nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız. Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani özetle ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Hangi şekilde malı dışarıya satıyorsunuz onu soracaklar. Eğer kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi belki satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız. Böyle tehditle ve tehlikeyle karşı karşıyayız. Tabii bu konuda herkes gayret içerisinde. Bakanlık olarak sorumluluk bizde olduğu için özellikle sanayi odalarımız istedikleri zaman ekibimizi gönderiyoruz. Şu ana kadar 400 binden fazla sanayicimize eğitim verildi. Yani gelecekte bir buçuk sene sonra karşınıza çıkacak olan manzaranın ne olduğunu şimdiden çok iyi görmenizi sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
"200 BİN KONUTU TESLİM EDECEĞİZ"
6 şubat depremlerine değinen Özhaseki, "6 Şubat'ta karşı karşıya kaldığımız 9 saat arayla 2 şiddetli depremin bile hasarını onarabilmek için büyük bir çaba devam ediyor. 2 depremde 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konut, 170 bin civarında iş yeri yıkıldı. 50 binin üzerinde şehidimiz var. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. İşin manevi zararını zaten tarif edecek bir şey yok. Bize düşen deprem ülkesi olduğumuzu bilmek ve buna uygun hareket etmek. Karşımıza çıkan manzarada devlet olarak çok hızlı refleks gösterdik. Orada binlerce konut yapılıyor. Bin 950 şantiyemiz var. 153 bin kişi deprem bölgelerinde, inşaatlarımızda çalışıyor. Dünyanın en büyük şantiyesi diyebiliriz. 4 bin 333 köyde de köy evi yapılıyor. Merkezleri yıkılan Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya gibi şehirlerin merkezlerini, meydanlarını yapıyoruz. Meydana açılan ana caddeleri adam etmeye çalışıyoruz. Altyapılarıyla ilgili 65 milyar lira temin ettim. Bütün şehirlerin, su, kanal arıtma tesisi gibi tesisleri yeniliyoruz. Yüz binlerce ev yapılıyor. Şu anda 76 bin konutu teslim ettik. Sene sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Gelecek senenin ortalarında ve sonuna doğru da inşallah bütün hak sahiplerinin haklarını vermiş olacağız" şeklinde konuştu.
"BİRÇOK SORUNLA DA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Çevre konusuna değinen Bakan Özhaseki, “Amacımız ülkemizin doğasını koruyarak kalkınmayı sağlayabilmek. İkisini aynı anda yapabilmeyi hedefliyoruz. Bir taraftan iklim değişikliğinin getirmiş olduğu birçok sorunla da karşı karşıyayız. En son veriler; dünyanın ısısının 1.45 derece arttığı, içinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası'nın ise daha fazla oranda arttığı, eğer bu 2 derece çıkarsa önce gıda krizinin kopacağı, 3 derece yükselirse bu ısı, dünyada birçok yerde iklim krizinden dolayı çölleşmenin başlayacağı ve milyonlarca insanın göç tehdidiyle karşı karşıya kalacağı şeklinde. Büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Bunun sebebi de sanayi devrimiyle birlikte üretimin korkunç şekilde artması, onun tüketimi tetiklemesi ve neticesinde dışarıya atmış olduğumuz atıklar. Üretirken ortaya salmış olduğumuz karbon salınımı. Çevredeki bu tahribattan dolayı da geçtiğimiz yıl Türkiye'de bin civarında büyük felaketle karşı karşıya kaldık. Yangınlar, seller, heyelanlar, müsilajlar arka arkaya geliyor" ifadelerini kullandı.
"KARBON SALINIMINDAKİ ORANINIZI GÖSTERMEK ZORUNDASINIZ"
Yeşil dönüşümden bahseden Bakan Mehmet Özhaseki, "1 Ocak 2026'dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine herhangi bir mal satıyorsanız ki şu anda belirlenmiş 6 sektör var. Burada sormaya başlayacaklar, nasıl ürettiniz diyecekler. Bu sektörler demir çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen. Siz nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız. Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani özetle ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Hangi şekilde malı dışarıya satıyorsunuz onu soracaklar. Eğer kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi belki satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız. Böyle tehditle ve tehlikeyle karşı karşıyayız. Tabii bu konuda herkes gayret içerisinde. Bakanlık olarak sorumluluk bizde olduğu için özellikle sanayi odalarımız istedikleri zaman ekibimizi gönderiyoruz. Şu ana kadar 400 binden fazla sanayicimize eğitim verildi. Yani gelecekte bir buçuk sene sonra karşınıza çıkacak olan manzaranın ne olduğunu şimdiden çok iyi görmenizi sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.