Kocaeli’ni adeta yasa boğan ve şok etkisi yaratan İyi Parti Kocaeli eski İl Başkanı aynı zamanda 28. Dönem Kocaeli 2. Sıra Milletvekili Adayı Şanbaz Yıldız’ın vefatının ardından çok sayıda siyasetçi duygusal paylaşımlar yapıyor. Bunlarda biri de 27 Mayıs’ta hem partisinden hem de görevinden istifa eden İyi Parti eski Gebze İlçe Başkanı Av. Burak Uluköylü oldu. Uluköylü, bir dönem birlikte yol yürüdüğü il başkanı rahmetli Şanbaz’ın ardından oldukça uzun ve samimi bir mesaj yayınladı. Bire bir yaşadığı diyaloglarına mesajında yer veren Uluköylü şunları aktardı:
“ŞANBAZ YILDIZ DİYE BİR AĞABEY
GELDİ-GEÇTİ HAYATIMIZDAN”
Hayatımız boyunca tanıştığımız her insan belli bir amaca hizmet eder. Kimileri baş tacı yapılacak kadar şifalı oluyor, kimileri ise bir daha selam bile vermeyecek kadar acılı. Her ne olursa olsun hayatımıza giren herkesten bir şeyler öğreniyoruz. Bizi biz yapan şu anki halimize ulaşmamızda hayatımıza giren herkesin bir katkısı olduğu gerçeğini yaşam boyu hafızamızda hep diri tutmalıyız. Benim için şifalı insanlardan biri de dün ebediyete yolcu ettiğimiz zamansız bir şekilde aramızdan ayrılan Şanbaz Yıldız ağabey; Anadolu insanıydı, iç anadolu delikanlısı havası hep vardı, 2018 genel seçimlerinden sonra il başkanı atandı, bende il yönetiminde görev aldım, orada tanıdık birbirimizi, kadir kıymet hatır bildik, düz adamdı, bende düzdüm o yüzden siyasette yıldızımız pek uyuşmadı ama ılımlı uyumlu süreçler yaşadık, fikirlerimiz ters düşse de zaman zaman dikkate alırdı ama bildiğini yapardı, saygısızlık hiç yapmadım, sevdiğim saydığım bir kısım partililerle ters düştü, arada kalmışlığım oldu idare etmeye çalıştım hep ama ilçe başkanı olarak o atamıştı, atadı da lütuf değildi benim için, ben doğru bildiğimi söylüyordum yapıyordum da, tüm arkadaşlarım gibi memleketin ve milletin istikbali için ter döküyorduk, yoruluyorduk da, karışmazdı pek, ilişmezdi bana, çünkü bende yüzünü kara çıkarmamaya çabalıyordum ama o atamıştı beni vefalı olmak zorundaydım, çok kızdığım anlar hatta keşke ilçe başkanı olmasaydım dediğim anlar da oldu, bana göre siyaseten yanlış olduğunu düşündüğüm durumlar oldu, yanlış bence başkanım dedim, siyaset yapıyorduk adam satılırdı ama ben kimseyi satmadım, adam satmak yoktu bizde, aileden öyle gördük ya “bir bardak suyunu içtiğin insana vefalı olacaksın ölene kadar” “büyükle konuşurken sesinin tonlamasını ayarlayacaksın” öyle öğrettiler bize ama fitilimizi de kısa kestiler.
“TARTIŞTIK SONRA TELEFONLARI
BİR BİRİMİZİN YÜZÜNE KAPADIK”
2022 yılı Ramazan ayının son günleri, ilçe başkanlığımda 3. yılım, iftar vaktine yakın telefon çaldı, baktım “Şanbaz Yıldız” arıyor, aramızda bir garip o ara, iletişimimiz kopuk, açtım telefonu “efendim” der demez fırça atmaya başladı, sonuna kadar dinledim, sonra ben sazı aldım elime, dayanamadı yüzüme telefonu kapattı, o il başkanı ben ilçe başkanı, yaşça da benim büyüğümdü oysaki ben delirdim tabi çünkü haklıydım davamda o yanlış biliyordu yüzüme telefonu kapatamazdı, geri aradım “sen kimsin benim yüzüme telefonu kapatıyorsun, telefon öyle kapatılmaz böyle kapatılır” dedim ben kapattım telefonu yüzüne, telefonda bu şekilde tartıştığımızda ezan okunuyordu iftar vaktiydi, o ara orucu açtım, iftar sonrası huzursuz oldum ama ben haklıydım yanlış biliyordu çünkü, benim fitil zaten kısa, oruçluyum ve iftar vaktiydi. Sonrasında bir kaç kişiyle durumu paylaştım, tartışmadan dolayı bana özür dile dediler, “ben haklıyım özür dilemem, nasıl biliyorsa öyle yapsın, görevden alsın almazsa ben istifa edeceğim” diyorum, geri vites olur mu bizde? Neyse ki tartışmadan 3-5 gün sonra bayram, bayramda büyüğe gidilir el öpülür öyle bildik hep, gittik.
“BAYRAMLAŞMADA HELALLİK ALDI
UTANCIMDAN YERİN DİBİNE GİRDİM”
İl bayramlaşmasındayız, Genel Başkan da var ama kurmuşum kendimi bayramlaşmada el vermez ya da kinayeli bir söz, hareket yaparsa kayışı koparırım diyorum, çünkü haklıyım, il başkanın odası önünde sıralandık giriyoruz içeri, rahmetli de Genel Başkanın yanında, herkes tokalaşıp bayramlaşıyor, en son ben girdim odaya, Genel Başkanla yan yana rahmetli tebessüm ederek gülümsedi, herkesin duyacağı şekilde bir ses tonuyla özür diler gibi “Hakkını Helal Et Burak’ım” dedi. Hayatımda kendimi ve ailemi utandıracak bir duruma sokmamak için çok dikkat eden ben tartışma konusunda haklı olmama rağmen utancımdan yerin dibine girdim ve sadece kısık bir sesle “Helal Olsun Abi” diyebildim. Sonrasında her gördüğümde aklıma geldi bu durum. Büyük gibi büyüklük yaptı. Birbirimizi tanımadığımızı o an anladım. En büyük hatamız birebir çok konuşmadık, hep 3. kişiler koyduk aramıza, bu durumda birbirimize yakınlaşmamıza engel olmuştu.
“KEŞKE DİREK KONUŞABİLSEYDİK
ARAMIZDA HEP 3. ŞAHISLAR VARDI”
Sonrasında 2022 yılı Eylül ayında ilçe başkanlığımın 3. yılı dolmak üzereydi, 3. olağan kongre kararı alındıktan sonra Kasım ayında ilçe kongremiz vardı hazırlıklara başladık, ben tekrar ilçe başkanı olmak istemiyordum, seçimde de aday adayı olmayacaktım, bırakacaktım, partide pek tadım tuzum kalmamıştı, belki de yorulmuştum ama yorgunluk değildi hissediyordum. Yolunda gitmiyordu bir şeyler, bir yerlerde bir samimiyetsizlik vardı ve ben huzursuzdum, kendisiyle konuşmadık ama hep 3. kişiler aracılığıyla iletişim kurduk, çünkü o hep böyle istedi ya da 3. kişiler öyle istedi ya da istiyordu ki, bana hiç bir şey söylemedi bende söylemedim. Keşke direk konuşabilseydik, rahmetli mi mudanasızdı? Ben mi umursamadım bilmiyorum ama birilerinin işine geldiği kesindi. Bana göstermediği güveni ve ilgiyi değmeyecek, hak etmeyecek insanlara, onu bir yere taşıyamayacak, hatta önüne set olacak tiplere gösterdiğini gördükçe, vardır bir bildiği dedim. 3. kişi aracılığıyla bir konuşmamızda, mevcut milletvekili burada devam eder, Şanbaz abi aday adayı olacak muhtemelen 2. sıra milletvekili adayı olur, 3’ü Gebze’ye alır mıyız ki dedim? Benim pek gözüm kesmiyor dedi, dediği gibi de oldu zaten, bildiği bir şey varmış demek ki. İlçe başkan adayı yok mu? Ben bırakayım dedim, aramızda köprü olan 3. kişide sen devam et bırakırsan 2-3 aday çıkar seçim üstü kongre yarışı bölünmüşlük olur sen olursan kimse çıkmaz, sen devam et seçime kadar sonrasında bakarız deyince bırakamadık, ilçe başkanı olarak 2. dönem ve 4. yıla girdik.
“GEÇ GELEN DOSTLUK YETMEDİ
ONU MECLİSE GÖNDEREMEDİK”
2023 Ocak ayında rahmetli il başkanlığına veda etti, yeni il başkanı seçildi, bu paylaşımdaki resimde il başkanlığına veda ettiği il kongresinden, malum masa krizi, kalk-otur, kalkılan gün ben istifa edeceğim diye mesaj atmışım yeni il başkanına, hadi seçimi atlatalım dedik, aday adaylığı süreci ve liste açıklanmasıyla hepten tat tuz kaçtı bende çünkü listenin yarısını teşkilatlar tanımıyor, Gebze ise 5. 8. ve 9. sıradan ancak yer bulabilmişti, oysaki ikaz etmiştim il başkanını ama o farklı düşünce içindeydi, il başkanına seçim sonrasında yokum dedim, çünkü olup biten her şey hem toplumdaki değişim iradesini örselemiş, hem de emeklerimizin mundar edilmesi ve canımı sıkmaktan öte beni olup biteni anlamak için sorgulamaya sevk etmişti hiçbir soru cevap bulamamış ya da cevapları belli olduğu için güvenim sarsılmıştı mevcut il başkanına ve dolaylı olarak tüm camiaya, çantacı ilçe başkanlığı bana göre değildi, ben seçim sonrası yokum dedim il başkanına. Rahmetli 2. sıradan aday olunca yine kendisi bu sefer benim çok saygı duyduğum büyüklerim, müşterek tanıdıklarımız ve baba dostu hemşehrileri olan partili olmayan saygı duyduğum 3. kişilerle iletişim kurmayı tercih etti, doğru bir iş yapmıştı samimi insanlardı bunlar, diğer 3. kişiler gibi kraldan çok kralcılık yaparak faydadan çok zararları değil varlıkları yetiyordu, sürece dair onlara da sitemimi ilettim çünkü bana göre artık dost olmuştuk. Geç gelen dostluk yetmedi onu meclise göndermeye, seçilemedi. Seçim çalışmalarında yeni çarşı esnaf geziyoruz soluklanmak için Cevat Sayan’n ofisinde dinlenirken, ‘biz hata yaptık ilçe başkanlığını bırakacaktın seni de aday yapacaktık’ dedi ama ben duymamazlığa geldim, bana bir saat müsaade abi önemli bir duruşmaya benim girmem lazım dedim ayrıldım. 2018 Temmuz ayından 2023 Mart ayına kadar çok emek vermiştik birlikte, milletvekili olsaydı çok mutlu olurdu da, hak ediyordu da bu mutluluğu, çok emek verdi, kendisine ulaşanın derdine derman olmaya da çalışırdı milletvekili olsaydı, ne diyelim nasip değilmiş.
“HEVESİ KURSAĞINDA KALIR YA
İNSANIN, O MİSAL YARIM KALMIŞTI”
Seçimden sonra Haziran sonu yapılan kurultayda karşılaştık, sanki GİK üyeliği bekliyordu, öyle gibi geldi bana, sanki üzgündü, canının sıkıldığı her halinden belliydi. Bana da samimi bir şekilde sarıldığında üzüntüsünü bende hissettim, zalimin zulmünden nasibini almış mazlum bir haşi vardı, aslında seçim öncesi adaylığında da çok bir şey konuşmadan birbirimizi anlamıştık ama artık çok geçti. Ertesi gün ben ilçe başkanlığımdan ve partiden istifamı açıklayınca aradı beni, hakkını helal et, benden yana helal olsun, sen yakışanı yaptın hep, istifanı yaptığın gibi dedi, yolun bahtın açık olsun, senin yaptığını biz yapamadık diyerek benim dışımda birilerine hem kırgınlığını dile getirdi, hem de yorgunluktan bana imrendiğini hissettim, ‘olur mu abi’ dedim ‘sen daha ne yapacaksın’ dedim, başkaca bir şeyler daha söyledi ama onlarda bizde kalsın, yeri vakti gelince muhataplarına iletiriz. Hevesi kursağında kalır ya insanın, o misal yarım kalmıştı, yarım kalmışlığı beni de çok üzmüştü. Sonrasında bayramda aradım, bayramlaştık, daha sonra bir kaç sefer aramaya niyetlendim sosyal medyada baktım ki Selimiye de ailesi, çocukları ve torunlarıyla keyfi yerinde, rahatsız etmek istemedim.
“BENDE İÇTEN İÇE KIYMETLİ
BİR YERİ OLDUĞUNU ANLADIM”
Vefat ettiği gün sabah saatlerinde Yerel Yönetimler Koordinatörü olarak atanmasını gördüm sosyal medyada, yadırgadım açıkçası, ‘elinden oyuncağını aldığınız çocuğa şeker mi veriyorsunuz? Hayırdır?’ dedim içimden, arayıp ne diyeceğim ki ben şimdi dedim ve hayırlı olsun diye arayamadım, “İL BAŞKANIM” dı benim, koordinatörlük de neydi? Ben yakıştıramadım o unvanı ama birileri yakıştırmıştı. 50 kişilik GİK’te olanlardan neyi eksikti ki? Neyse çok fazla bir şey söylemek istemiyorum, var bir bildikleri demek ki, hem sana ne dedim kendime hiçbir bağın kalmamış bir parti iç işlerine bu kadar kafa yorma, sana niye dert oluyor dedim kendimce. Vefat ettiği akşam saatlerinde araçla yolda giderken çok sevdiğim Telgrafçı Akif olarak da bilinen ama daha çok Hüseynik’ten Çıktım Şeher Yoluna ismiyle bilinen ve beklenmedik bir zamanda kalp krizinden vefat eden Akif’in hikayesini konu alan türkü çıkınca telefon kamerasıyla kayda alarak sosyal medyada paylaştım, ardından Yüksel Ercan ağabeyin sosyal medya hesabında Şanbaz Yıldız vefat etti diye paylaşımı görünce aradım hemen kendisini, “vallahi öyle” dedi Yüksel abi, dondum kaldım ama anladım niye dert ettiğimi, iyi insandı ve ben de iyi insan zaafı var, o an anladım bende içten içe kıymetli bir yeri olduğunu ve bulunduğum yerde tekrar tekrar dinledim Telgrafçı Akif’in hikayesini;
Hüseynik'ten çıktım şeher yoluna
Can ağrısı tesir etti koluma
Yaradanım merhamet et kuluna
Yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Telgrafın direkleri sayılmaz
Atik Hanım baygın düştü ayılmaz
Böyle canlar teneşire koyulmaz
Yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri
Ah yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Lütfi gelsin telgrafın başına
Lütfi gelsin telgrafın başına
Bir tel vursun Musul'da gardaşıma
Yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri
Yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Yazık oldu, yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Ailesine sabırlar diliyorum. Allah Mekanını Cennet Eylesin, Allah Rahmet Eylesin, helalleşmek nasip oldu birbirimize, ben kendisinden razıydım Yüce Allah’ta ondan razı olsun inşallah.