Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, cezaevlerinde lise ve mesleki eğitim merkezleri açılmasına imkan veren "Eğitim ve Öğretim İş Birliği Protokolü"nü imzaladı. İmza töreninde konuşan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk her bireyin yeteneklerine uygun fırsatlara sahip olmasını çok önemsediklerini, hangi ortamda olursa olsun herkesin eğitim ihtiyacının karşılanmasının devletin vazifesi, Milli Eğitim Bakanlığının hususi görevi olduğunu söyledi. Mesleki eğitimin önemine dikkati çeken Selçuk, insanın hayatını kazanmasının meslek kazanmakla doğrudan ilişkisinin bulunduğunu vurguladı.
“GÜZEL İŞ BİRLİĞİ TESİS EDİLDİ”
Selçuk, kalfalık ve ustalık belgeleri alarak Türkiye'nin her yerinde, hatta yurt dışında mesleğini devam ettirmenin hayata yeni bir pencere açılması anlamını taşıdığını belirterek, şöyle konuştu; "Cezaevlerindeki eğitim hizmetlerini çeşitlendirmek, yaygınlaştırmak üzere güzel bir iş birliğini tesis etmiş bulunuyoruz. Cezaevlerinde 309 mesleki eğitim merkezinin kurulması, binlerce meslek sahibi olabilecek kişi demektir. Ceza infaz kurumları bünyesinde lise, mesleki eğitim merkezi ya da şubelerinin açılması, bu merkezlerde lise diplomasına erişim programlarına katılım sağlanması, halk eğitim merkezleri aracılığıyla kurslar, sosyal etkinliklerin düzenlenmesi bu çerçeve içinde yer alıyor.
“MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİ”
Protokolle ceza infaz kurumları bünyesinde mesleki eğitim merkezleri kurulması amaçlanıyor. Böylece hükümlü ve tutukluların mesleki eğitim merkezlerine kayıtlarının yapılması, kalfalık, ustalık, usta öğreticilik belgesi alması, diploma sahibi olması ve hayatının herhangi bir döneminde bunlardan yararlanması söz konusu olacak. Hükümlü ve tutukluların kaldığı ceza infaz kurumlarında 9, 10, 11. sınıflara devam edemeyen çocuk ve gençlerin örgün lise eğitimine devam edebilmeleri için ceza infaz kurumları içinde müstakil lise veya uygun görülen bir liseye bağlı şubeler açılmasıyla bu faaliyetimizi de gerçekleştirmiş olacağız."
REHABİLİTE EDİCİ İŞLEVİ
Bakan Selçuk, iki bakanlık olarak çocuklar, gençler ve tüm bireyler için ele ele vererek atılan adımın insana ait maddi, manevi, mesleki, ahlaki, milli ve evrensel değerlerle kuşanmış nesiller yetiştirme çabalarının yeni bir göstergesi olacağını kaydetti. Bakan Gül ise tutuklu ve hükümlünün eğitim-öğretim hakkının hiçbir engelle karşılaşmaması gereken, Anayasa'dan kaynaklı temel bir hak olduğunu ifade etti. Cezaevinde bulunanların hayata hazırlanmalarının, bir meslek ve zanaat edinerek yeniden hayata kazandırılmalarının kendileri için öncelikli bir konu olduğuna dikkati çeken Gül, cezaların iyileştirici, ceza infaz kurumlarının da rehabilite edici işlevinin ancak eğitim faaliyetleriyle hayat bulabileceğini söyledi.
“6 BİN 373 HÜKÜMLÜ OKURYAZARLIK EĞİTİMİNDEN FAYDALANDI”
Gül, tutuklu ve hükümlülerin ortaöğretim ve yükseköğrenim haklarının yanı sıra iş ve meslek kursları, sosyal kültürel kurslar, dini rehberlik hizmetleri, kütüphane çalışmaları gibi iyileştirici faaliyetlerden yararlandıklarını belirterek, "Ceza infaz kurumlarında 2 bini hükümlü, 16 bini tutuklu olmak üzere toplam 58 bin kişiye eğitim imkanı verilmektedir. Yine kurumlarımızda 2019-2020 eğitim öğretim döneminde 6 bin 373 hükümlü ve tutuklu okuryazarlık eğitiminden yararlanmıştır" diye konuştu.
“BİR ADIM ATILACAKTIR”
Geçen yıllarda 82 bin hükümlü ve tutuklunun meslek edindirme kurslarına katıldığına işaret eden Gül, şöyle devam etti; "Tutuklu, hükümlü ve eski hükümlülere sunulan hizmetlerin iyileştirilmesi ve kişisel sosyal gelişmelerin korunması amacıyla bir protokol çizilecek, böylece ceza infaz kurumlarında eğitim kalın şekilde çizilecek önemli bir başlık haline gelecektir. Hükümlülerden okuryazar olmayanların okuryazar haline gelmesi, örgün eğitimine devam etmeleri, mesleki eğitim merkezlerinin ya da şubelerin açılması, halk eğitim merkezleri tarafından kurslar, sosyal etkinlikler düzenlenmesi bu konuda yine önemli bir katkı sağlayacaktır. Kalfalık, usta öğreticilik belgesi, diploma sahibi olunması da yine çok önemli bir boşluğu kapatacaktır. Yine açık öğretim okullarının imkanlarından yararlanmasına yönelik ihtiyaçlar da göz önünde bulundurularak burada bir adım atılacaktır."
"HÜKÜMLÜNÜN İSTİHDAMI ÇOK ÖNEMLİ"
Herhangi bir sebeple cezaevine girenlerin cezası bittikten sonra hayata hazırlanmasının, sağlıkı bir birey olarak topluma kazandırılmasının herkesin infazdan beklediği temel bir yarar olduğuna dikkati çeken Gül, "Elbette cezaevi açmak, cezaevinde hükümlü ve tutukluların bulunması kimseyi mutlu etmez ancak hayatın bir realitesi olarak ve suçla mücadele anlamında böyle bir şey meydana geldiğinde, orada da insanca muamele edilmesi, tekrar bu kişinin topluma kazandırılması gerektiği hususu asla aklımızdan çıkmaması gereken temel bir yaklaşımdır. Bugün yaptığımız protokolün temel yaklaşımı da bu çerçevede hazırlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
PROTOKOL İMZALANDI
Gül, "Cumhuriyet tarihinde ve infaz kurumu tarihinde de ilk defa bir mesleki eğitim merkezi açılmış olacak, bu da ülkemiz için cezaevinde bulunan hükümlü, tutuklu insanımız için önemli bir hizmettir. Böylece artık mesleki eğitim merkezinde bir zanaat edindirme imkanı, kalfalık belgesi alma imkanı olacaktır" dedi. Hükümlünün cezaevinden çıktığında bir mesleğinin olmaması halinde kötü fiiller işlemeye devam edebildiğini belirten Gül, suç tekrarının önlenmesi bakımından hükümlünün istihdamının çok önemli olduğunu dile getirdi. Gül, Sincan Ceza İnfaz Kurumları kampüsü içinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olacak ve hükümlü ve tutuklulara hizmet verecek mesleki eğitim merkezini gelecek ay ortalarında bitireceklerini aktararak, "İnşallah tüm bu çalışmalarla artık eğitim öğretimin her alanda, her vatandaşımıza ulaşmasına katkısı olacaktır. Hükümlü de tutuklu da olsa cezasını çekip, topluma kazandırılmak üzere meslek öğrenecek" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından iki bakan protokolü imzaladı.
“GÜZEL İŞ BİRLİĞİ TESİS EDİLDİ”
Selçuk, kalfalık ve ustalık belgeleri alarak Türkiye'nin her yerinde, hatta yurt dışında mesleğini devam ettirmenin hayata yeni bir pencere açılması anlamını taşıdığını belirterek, şöyle konuştu; "Cezaevlerindeki eğitim hizmetlerini çeşitlendirmek, yaygınlaştırmak üzere güzel bir iş birliğini tesis etmiş bulunuyoruz. Cezaevlerinde 309 mesleki eğitim merkezinin kurulması, binlerce meslek sahibi olabilecek kişi demektir. Ceza infaz kurumları bünyesinde lise, mesleki eğitim merkezi ya da şubelerinin açılması, bu merkezlerde lise diplomasına erişim programlarına katılım sağlanması, halk eğitim merkezleri aracılığıyla kurslar, sosyal etkinliklerin düzenlenmesi bu çerçeve içinde yer alıyor.
“MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİ”
Protokolle ceza infaz kurumları bünyesinde mesleki eğitim merkezleri kurulması amaçlanıyor. Böylece hükümlü ve tutukluların mesleki eğitim merkezlerine kayıtlarının yapılması, kalfalık, ustalık, usta öğreticilik belgesi alması, diploma sahibi olması ve hayatının herhangi bir döneminde bunlardan yararlanması söz konusu olacak. Hükümlü ve tutukluların kaldığı ceza infaz kurumlarında 9, 10, 11. sınıflara devam edemeyen çocuk ve gençlerin örgün lise eğitimine devam edebilmeleri için ceza infaz kurumları içinde müstakil lise veya uygun görülen bir liseye bağlı şubeler açılmasıyla bu faaliyetimizi de gerçekleştirmiş olacağız."
REHABİLİTE EDİCİ İŞLEVİ
Bakan Selçuk, iki bakanlık olarak çocuklar, gençler ve tüm bireyler için ele ele vererek atılan adımın insana ait maddi, manevi, mesleki, ahlaki, milli ve evrensel değerlerle kuşanmış nesiller yetiştirme çabalarının yeni bir göstergesi olacağını kaydetti. Bakan Gül ise tutuklu ve hükümlünün eğitim-öğretim hakkının hiçbir engelle karşılaşmaması gereken, Anayasa'dan kaynaklı temel bir hak olduğunu ifade etti. Cezaevinde bulunanların hayata hazırlanmalarının, bir meslek ve zanaat edinerek yeniden hayata kazandırılmalarının kendileri için öncelikli bir konu olduğuna dikkati çeken Gül, cezaların iyileştirici, ceza infaz kurumlarının da rehabilite edici işlevinin ancak eğitim faaliyetleriyle hayat bulabileceğini söyledi.
“6 BİN 373 HÜKÜMLÜ OKURYAZARLIK EĞİTİMİNDEN FAYDALANDI”
Gül, tutuklu ve hükümlülerin ortaöğretim ve yükseköğrenim haklarının yanı sıra iş ve meslek kursları, sosyal kültürel kurslar, dini rehberlik hizmetleri, kütüphane çalışmaları gibi iyileştirici faaliyetlerden yararlandıklarını belirterek, "Ceza infaz kurumlarında 2 bini hükümlü, 16 bini tutuklu olmak üzere toplam 58 bin kişiye eğitim imkanı verilmektedir. Yine kurumlarımızda 2019-2020 eğitim öğretim döneminde 6 bin 373 hükümlü ve tutuklu okuryazarlık eğitiminden yararlanmıştır" diye konuştu.
“BİR ADIM ATILACAKTIR”
Geçen yıllarda 82 bin hükümlü ve tutuklunun meslek edindirme kurslarına katıldığına işaret eden Gül, şöyle devam etti; "Tutuklu, hükümlü ve eski hükümlülere sunulan hizmetlerin iyileştirilmesi ve kişisel sosyal gelişmelerin korunması amacıyla bir protokol çizilecek, böylece ceza infaz kurumlarında eğitim kalın şekilde çizilecek önemli bir başlık haline gelecektir. Hükümlülerden okuryazar olmayanların okuryazar haline gelmesi, örgün eğitimine devam etmeleri, mesleki eğitim merkezlerinin ya da şubelerin açılması, halk eğitim merkezleri tarafından kurslar, sosyal etkinlikler düzenlenmesi bu konuda yine önemli bir katkı sağlayacaktır. Kalfalık, usta öğreticilik belgesi, diploma sahibi olunması da yine çok önemli bir boşluğu kapatacaktır. Yine açık öğretim okullarının imkanlarından yararlanmasına yönelik ihtiyaçlar da göz önünde bulundurularak burada bir adım atılacaktır."
"HÜKÜMLÜNÜN İSTİHDAMI ÇOK ÖNEMLİ"
Herhangi bir sebeple cezaevine girenlerin cezası bittikten sonra hayata hazırlanmasının, sağlıkı bir birey olarak topluma kazandırılmasının herkesin infazdan beklediği temel bir yarar olduğuna dikkati çeken Gül, "Elbette cezaevi açmak, cezaevinde hükümlü ve tutukluların bulunması kimseyi mutlu etmez ancak hayatın bir realitesi olarak ve suçla mücadele anlamında böyle bir şey meydana geldiğinde, orada da insanca muamele edilmesi, tekrar bu kişinin topluma kazandırılması gerektiği hususu asla aklımızdan çıkmaması gereken temel bir yaklaşımdır. Bugün yaptığımız protokolün temel yaklaşımı da bu çerçevede hazırlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
PROTOKOL İMZALANDI
Gül, "Cumhuriyet tarihinde ve infaz kurumu tarihinde de ilk defa bir mesleki eğitim merkezi açılmış olacak, bu da ülkemiz için cezaevinde bulunan hükümlü, tutuklu insanımız için önemli bir hizmettir. Böylece artık mesleki eğitim merkezinde bir zanaat edindirme imkanı, kalfalık belgesi alma imkanı olacaktır" dedi. Hükümlünün cezaevinden çıktığında bir mesleğinin olmaması halinde kötü fiiller işlemeye devam edebildiğini belirten Gül, suç tekrarının önlenmesi bakımından hükümlünün istihdamının çok önemli olduğunu dile getirdi. Gül, Sincan Ceza İnfaz Kurumları kampüsü içinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olacak ve hükümlü ve tutuklulara hizmet verecek mesleki eğitim merkezini gelecek ay ortalarında bitireceklerini aktararak, "İnşallah tüm bu çalışmalarla artık eğitim öğretimin her alanda, her vatandaşımıza ulaşmasına katkısı olacaktır. Hükümlü de tutuklu da olsa cezasını çekip, topluma kazandırılmak üzere meslek öğrenecek" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından iki bakan protokolü imzaladı.