Ülkemizde ve bölgemizde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin her gün katlanarak artmakta olan bir toplumsal yara halini geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “Geçtiğimiz günlerde bir kadın arkadaşımız daha boşandığı kişi tarafından silahlı saldırıya uğramış, hayatına son verilmiştir. İlimizde; Hacer Çetin, Ajda Yatar, Kezban Göksü, Yıldız Çınar, Nimet Taşkın, Gözde Vural, Gülseren Gökdemir, Züleyha Acar, Sibel Kaymak, İpek Çiçek, Cansu Güneş, Arzu Çınar ve son olarak da Darıca’da Tülay Dağaşan cinayete kurban gitmiştir” denildi. Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi “Her kadın cinayeti ve şiddet vakasından sonra toplum olarak meseleye birkaç gün duyarlılık gösterip sonrasında unutarak yaşamaya devam ettiğimizi sanıyoruz. Her birimiz her şiddet, cinayet ve istismar vakasında örseleniyor, toplumsal travma altında bu şiddetten nasipleniyoruz.
“KADIN CİNAYETLERİ TOPLUMSAL BİR SORUNDUR”
Biz kadınlar, ‘Kadın cinayetleri bireysel değil aslında toplumsal bir sorundur’ diyoruz. Bu durum topluma hâkim erkek egemen anlayışın değiştirilmemesi, kadın üzerinden yanlış söylemlere devam edilmesi ve kadının erkekle eşit birey olarak kabul edilmemesinin sonucudur. Bu yakıcı sorun aynı zamanda bir devlet meselesidir. Devlet; kadına yönelik şiddetle mücadele, kadınları şiddete karşı koruyacak tedbirler ve faile yönelik cezalarla gündeme gelse de başta yargı olmak üzere Devlet’in diğer kurumları kadınların şiddetten uzaklaşmasının önünde ciddi engeller oluşturuyor. Bu durumun değişmesi gerekmektedir. Bunun için mücadelemiz her alanda devam edecektir. Açıkça ve yüksek sesle, ‘Yeter artık’ diyoruz. Kadınların hayatı ölüme değil yaşıma adanmıştır. Hiçbir erkeğin emaneti, namusu, malı değiliz. İnsanız, eşitiz, bireyiz.”