İnsanların hayatlarındaki birçok şeyi değiştirmek istediklerine değinen Yiğit, “En büyük mucizeler insanın kendi içindedir. Güler yüzlü olmayı hiçbir zaman elden bırakmamalıyız. Çünkü mucizenin ne zaman gerçekleşeceğini bilemediğimiz gibi, nerede karşımıza çıkacağını da bilemeyiz. İnsanlar kendilerinin fark edilmesini ve daha iyi yerlere getirilmelerini bekliyorlar. Ama kendilerini fark ettirecek hiçbir şey yapmıyorlar. Sonra da senelerce aynı konumda yerlerinde sayıyorlar ve durumlarından sürekli şikâyetçi oluyorlar” şeklinde konuştu. “SENİN İÇİN NE YAPABİLİRİM?”
Yiğit, “Etrafımızdaki insanlara, ‘Senin için ne yapabilirim?’ sorusunu sormalıyız. Bazen bu soruya gerek bile kalmadan karşımızdaki kişinin ne istediğini anlarız ve onun istediği şeyi yaparız. Gün içinde herhangi birisine, çocuğumuza, annemize, eşimize, babamıza, kızımıza eğer, ‘Senin için ne yapabilirim?’ sorusunu sormadıysak bu bizim için büyük bir eksikliktir. Bir insanın başka birisine, ‘Senin için ne yapabilirim?’ diye sorması o kişinin sorumluluk sahibi olmasına yarayan, kişinin gelişmesi ve insan olarak kalabilmesi için altın bir sorudur’’ ifadesini kullandı. KENDİNİ MOTİVE EDEBİLMEK ÖNEMLİ
İşyerinde ya da herhangi bir alanda motive olmak için illaki dışardan gelecek bir motivasyon kaynağına ihtiyaç olmadığının altını çizen Yiğit, “Motivasyon kaynağını dışarıda aramayalım. Kişinin kendi kendisini motive etmesi mümkündür. Müzik dinlemek, herhangi bir müzik aleti çalabilmek, işi stresli olan insanların iş dışında bir hobi ile uğraşması, kişi için iyi bir motivasyon kaynağıdır” dedi. Motivasyona açık olan insanların her daim hoşgörü içinde olduklarını söyleyen Yiğit, “Bu tür insanlar, eksiği, kusuru abartıp köpürtmeyi sevmezler, pozitif enerji doludurlar. Genelde işlerinde başarılıdırlar. Duygusal zekâ ve pratik zekâlarını birlikte kullanırlar” şeklinde konuştu.MESELE BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEK
Bir kurumda, iş yerinde idareci ve amir pozisyonunda olanlar geldikleri yeri unutmaması gerektiğini söyleyen Yiğit, “Yönetici konumunda olanlar, çalışanların işlerinde gösterdikleri başarıları karşılıksız bırakmayarak onlara yaptıkları ufak tefek başarılarında bile teşekkür etmelidir. İş yerinde konum olarak eşit düzeydeki çalışanlar birbirlerini rakip olarak görmemelidir. Onlar birbirinin rakibi değil tamamlayıcılarıdır. O yüzden futbol maçındaki gibi karşılıklı gol atarak değil de birbirinin açığını gördüklerinde o açığı, o sorunu birlikte çözüp üstesinden gelmeleri gerekir” açıklamasını yaptı.
Yiğit, “Etrafımızdaki insanlara, ‘Senin için ne yapabilirim?’ sorusunu sormalıyız. Bazen bu soruya gerek bile kalmadan karşımızdaki kişinin ne istediğini anlarız ve onun istediği şeyi yaparız. Gün içinde herhangi birisine, çocuğumuza, annemize, eşimize, babamıza, kızımıza eğer, ‘Senin için ne yapabilirim?’ sorusunu sormadıysak bu bizim için büyük bir eksikliktir. Bir insanın başka birisine, ‘Senin için ne yapabilirim?’ diye sorması o kişinin sorumluluk sahibi olmasına yarayan, kişinin gelişmesi ve insan olarak kalabilmesi için altın bir sorudur’’ ifadesini kullandı. KENDİNİ MOTİVE EDEBİLMEK ÖNEMLİ
İşyerinde ya da herhangi bir alanda motive olmak için illaki dışardan gelecek bir motivasyon kaynağına ihtiyaç olmadığının altını çizen Yiğit, “Motivasyon kaynağını dışarıda aramayalım. Kişinin kendi kendisini motive etmesi mümkündür. Müzik dinlemek, herhangi bir müzik aleti çalabilmek, işi stresli olan insanların iş dışında bir hobi ile uğraşması, kişi için iyi bir motivasyon kaynağıdır” dedi. Motivasyona açık olan insanların her daim hoşgörü içinde olduklarını söyleyen Yiğit, “Bu tür insanlar, eksiği, kusuru abartıp köpürtmeyi sevmezler, pozitif enerji doludurlar. Genelde işlerinde başarılıdırlar. Duygusal zekâ ve pratik zekâlarını birlikte kullanırlar” şeklinde konuştu.MESELE BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEK
Bir kurumda, iş yerinde idareci ve amir pozisyonunda olanlar geldikleri yeri unutmaması gerektiğini söyleyen Yiğit, “Yönetici konumunda olanlar, çalışanların işlerinde gösterdikleri başarıları karşılıksız bırakmayarak onlara yaptıkları ufak tefek başarılarında bile teşekkür etmelidir. İş yerinde konum olarak eşit düzeydeki çalışanlar birbirlerini rakip olarak görmemelidir. Onlar birbirinin rakibi değil tamamlayıcılarıdır. O yüzden futbol maçındaki gibi karşılıklı gol atarak değil de birbirinin açığını gördüklerinde o açığı, o sorunu birlikte çözüp üstesinden gelmeleri gerekir” açıklamasını yaptı.