Geçtiğimiz yıllarda müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya kalan İzmit Körfezi ve Marmara Denizi’nde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından büyük bir dip çamuru temizleme seferberliği başlatıldı. Marmara denizi aynı zamanda balık ve canlı türü popülasyonu arasında en zengin deniz olarak gösteriliyor. Marmara Denizi’nin güzelliklerini insanlara tanıtabilmek için Gebze’de ve çeşitli sahillerde dalış yapan Nefes Doğa Sporları Kulübü ve Dalış Okulu dalgıçları, vatandaşların Marmara Denizi’ni ‘pis’ olarak tanımlamasından yakınıyor. Denizin oldukça temiz ve güzel olduğunu savunan dalgıçlar, bunun yanı sıra zıpkıncılar yüzünden balık çeşitliliğinin tehlike altında olduğuna dikkat çekiyor.
“MARMARA DENİZİ DÜNYANIN EN GÜZEL DENİZİ”
Marmara Denizi’nin güzelliklerini anlatabilmek için çaba sarf ettiklerini aktaran Nefes Doğa Sporları Kulübü ve Dalış Okulu Başkanı Mustafa Atay, “Aynı zamanda da Türkiye coğrafyasının çok güzel bir coğrafya olduğunu vurgulayıp hep birlikte insanlara doğayı tanıtmaya, coğrafyayı tanıtmaya ve bu coğrafyanın güzelliklerinden faydalanmaya fırsat yaratıyoruz. Uzun zamandan beri Marmara Denizi’nin temizlenmesiyle ilgili de çok ciddi çalışmalar yaptık. Dalış deyince insanların aklına maalesef sadece Ege ve Akdeniz geliyor. Ama bir gerçek var; Marmara Denizi Türkiye’nin, belki de dünyanın en güzel denizi. İki tane boğazla bağlantılı bir deniz. Bütün balıklar buraya uğruyorlar, geliyorlar, yumurta bırakıyorlar. Mutlaka görüntü veriyorlar ve sürekli çoğalıyorlar. Böyle bir deniz bir değerken biz maalesef etrafını sanayileştirerek bir şeyleri yıkmaya başlamışız. Tabii ki sanayi de olacak ama bu doğa, Gebze’den Şile’ye kadar orman yapısıyla, suni gölleriyle, deresiyle inanılmaz bir güzellik sergiliyor. Herkes bana ‘Marmara Denizi şöyle güzeldi’ diye 30 yıl öncesinden bahsediyor. Biz bu hale getirdik. Getirdiğimiz bu pozisyondan kurtarmak için hep beraber el ele verdik. Burada bir sloganımız var, ‘Marmara Yaşasın’ diyoruz. Her sene Çevre Günü’nde Marmara Yaşasın diyenlerin 1 sene sonra aklına geliyor Marmaray’ı yaşatmak. İşte ben bunu sevmiyorum. Evet, Marmara yaşasın, ama bu bir süreç” dedi.
“ZIPKINCILAR YUMURTLAMAYA GELEN BALIKLARI VURMAYA ÇALIŞIYOR”
Marmara Denizi’nde ve özellikle Eskihisar Sahili’nde dalış, yelken, sörf ve kano gibi etkinliklerin rahatlıkla yapılabileceğinin insanlara aşılanması gerektiğini savunan Atay, “Gebze ahalisinin yüzde 95’i yüzme bilmiyor. Gebze denize sahil şeridi olan bir yer. Yüzde 95’i nasıl yüzme bilmez? Çoğunun travması var. Çünkü denizden uzaklaşmışlar. Marmara Denizi pis deniliyor. Arkadaşlar, Marmara Denizi pis değil. Marmara Denizi dünyanın en güzel denizi. Lütfen ‘pis’ diyerek uzaklaşmayın, hatta olabildiğince sokulun. Siz sokuldukça Marmara Denizi sizi içine alacaktır, sarılacaktır, koruyacaktır, sevecektir ve siz de onun nimetlerinden çok daha fazla faydalanabilirsiniz. Ama buraya pis deyip başka yerlere giderseniz orayı da kirletirsiniz. Canlı popülasyonu bakımından burası çok zengin. 2-3 gün önce denizin altından fotoğraf çektik. Ama o fotoğrafları burada çektiğimize kimseyi inandıramadık. Buraya balıklar geliyorlar, biz fotoğraflarını çekiyoruz, ertesi gün paylaşıyoruz. Sonra bizim takipçilerimizin arasındaki zıpkıncılar o yumurtlamaya gelmiş balıkları vurmaya çalışıyorlar. Böyle olunca da ister istemez bir kargaşa oluşuyor. Bu bilinç önemli bir şey” şeklinde konuştu.
“BİZ 20 SENE SONRA ÇOCUKLARIMIZA NE BIRAKACAĞIZ?”
Denizden çok ilginç çöpler çıktığına değinen Atay, “Daha öncesinden televizyon monitörü, ikiz yataklar, tekli yataklar, en çok da küçük küçük muskalar çıkıyor. Poşetin içerisine koyup, bağlayıp atıyorlar. Şişeler çok fazla. Öyle bir hal alıyor ki, vatandaş buraya oturuyor, bir şey içiyor. Şişeyi denize atıyor. O batana kadar ikinci şişeyi bitirip o şişeyle ilkini vurmaya çalışıyor. Bravo, müthiş bir oyun bulmuşsunuz. Böyle bir topluma ne anlatabilirsiniz? Onun denize zarar verebileceğini düşünmüyor bile. Olta balıkçıları geliyor, bir tane istavrit gördüğü zaman mutlu oluyor. 1 tane istavrit seni neden mutlu ediyor? Bu önceden yem balığıydı. Lüfer nerede diye sorduğum zaman, ‘Nerede’ diye cevap veriyor. Ama 20 sene önce tutuluyordu. Sen bu istavriti tutarak 20 sene sonra istavrit olmaması için zemin hazırladığının farkında mısın? ‘Şurada bir balık tuttuk amma laf ettin’ diye cevap veriyor. 20 sene önce abilerimiz, dedelerimiz aynı hatayı yaparak denizi bitirdiler. Biz 20 sene sonra çocuklarımıza ne bırakacağız çok merak ediyorum. Ben çok dalış yapıyorum. Dalış yaptıktan sonra artık balık tutamıyorsunuz. Bir balığı alıp kovaya koyamıyorum. Çünkü onun aşağıdaki yaşam mücadelesini biliyorum” ifadelerini kullandı.
Burada Zıpkıncıları kötülerken acaba elinizde delil var mı ? bir zıpkıncı kaç adet balık vuruyor da denizdeki balık popilasyonunu bitiriyor acaba ? denizi biz de temizliyoruz ama bunu para için değil vicdanen yapıyoruz. siz ise tamamen para amaçlı yapıyorsunuz. aramızdaki fark bu. sadece orada değil her yerde zıpkıncı , oltacı , ağcı ve gırgırcıların vicdanlı olması gerekir. bunu sadece sizin dalış klubünün olduğu yere bağlarsanız , bunu balık deniz sevdanızdan değil tamamen para odaklı yaptığınızı düşünürüm. saygılar.
Sizlerin yaptıklarını biliyoruz sizlerin bizden aşağı kalır yanınız yok siz önce kendi içinizdeki çürük elmaları temizleyin sizde spor yapıyorsunuz bizde benim avlanırken vicdanım cok rahat ne ağladığımi nasıl avladigimi hangi balık havyarli hangisini vurmamam gerekir iyi bilirim scuba adı altında tüple avlanan çok var içinizde onlarlada mücadele etmeye davet ediyorum sizi biz kendi içimizde vermemeniz gereken mücadeyi veriyoruz kuşkunuz olmasın bana asla eskihisarda tantana yapmayın...