14 Mayıs’ta yapılan seçimde Millet İttifakı’nın aldığı yenilginin sessizliği sürüyor. İYİ Parti’den yeniden Kocaeli milletvekili seçilen Lütfü Türkkan, dün akşam katıldığı Sözcü TV’de gazeteciler Saygı Öztürk ve Deniz Zeyrek’in sorularını cevapladı. Türkkan, seçimin ardından parti neden başarısız oldu sorusunun cevaplarını alabilmek için yaşanan sürecin üzerinden biraz daha zaman geçmesi gerektiğini söyledi. Türkkan, açıklamalarını şöyle sürdürdü, “Halen her şey çok sıcak, herkes her şeyi söylüyor. Herkesin her söylediğinde doğruluk payı olabilir ama içerisinde bir doğru olanın yanında 50 doğru olmayan şeyler söyleniyor. Doğru teşhis için zamana ihtiyacımız var. Genel itibariyle İYİ Parti’yi vücudu yaşasın diye ayağını ampute eden organizmaya benzetiyorum. Hayalimiz Türkiye’yi yeniden demokratik parlamenter sisteme çevirmekti, bundan dolayı ‘Önce parti değil Türkiye’ diyerek bir takım olmaz olan şeylerin bile olabileceğine dair bir katkı sunmaya çalıştık. Sonuç Kemal Bey Cumhurbaşkanı Adayı, Mansur Bey, Ekrem Bey ve diğer genel başkanların içerisinde yer aldığı bir heyetle seçime gidildi. Böyle bir tablo çıkabileceğini öngörüyor muydum? Evet, ben kendi adıma söylüyorum öngörüyordum.
BU SEÇİMİ BECEREMEDİK
İYİ Parti seçime CHP adayı ile girerek ister istemez kendini bir adım geri attı. CHP Genel Başkanı aday ve siz CHP Genel Başkanı’na oy istiyorsunuz. Doğal olarak bu seçmeninizde bir olumsuzluk yaratabilir, bu normaldir. Bizim tek umudumuz Türkiye’nin tek adam yönetiminden kurtulmasıydı, he bunu becerebildik mi? Beceremedik, bu arada partimizin de alabileceği puanı aşağıya düşürmeye bir yerde de razı olduk, maalesef razı olduk. Bu süreçte İYİ Parti’nin ciddi bir fedakârlık yaptığını düşünüyorum. Bu nasıl değerlendirilir, ittifak ortaklarımız bunu nasıl değerlendiriyor bilmiyorum. Bir takım sesler duyuyorum ama hangisi yetkili hangisi yetkisiz bilmiyorum. İYİ Parti tabanındaki AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı CHP’den çok fazla. İYİ Parti’de oran yüzde 83, CHP’de yüzde 75.
KAZANABİLECEK ADAYLA GİTMEK DAHA DOĞRU OLURDU
İYİ Parti seçmeninin Recep Tayyip Erdoğan karşısındaki adaya oy vermeyip Tayyip Beye oy verdiğini düşünmek çok yanlış olur. Ben kendi seçim çevremden biliyorum, kendi seçim bölgemde 12 seçim yaşadım. Bu sadece milletvekilliği seçimlerinden bahsetmiyorum, bunun içerisinde belediye başkanlığı seçimi vardı, referandumlar vardı. Artık kahveye gittiğimde kimin hangi partiye oy atabileceğini az biraz kestirebiliyorum. Bizim seçmenimiz arasında ‘Ben kızdım sandığa gitmiyorum’ diyen yoktu. Maalesef ittifak üyesi arkadaşlarımızı Kemal Beyin aday olmaması konusunda ikna edemedik. ‘Kemal Bey yanlış adaydı’ söylemi doğru bir söylem değil, seçime daha çok kazanabilecek adayla gitmek daha doğru olurdu. Kemal Beye karşı bir antipatik algımız yok.
MERAL HANIM MASADAN KALKINCA ZARAR GÖRDÜK
Kemal Beyi hala saygıyla karşılıyoruz ama toplumda kanaat önderlerinde ve anket şirketlerinde CHP’den seçilmiş 2 belediye başkanının seçim sonucunda alabilecekleri oy oranları çok daha yüksekti. Eğer 2 başkandan biri olsaydı, seçimi kazanabileceğimizi düşünüyorum. Daha fazla şansları vardı, ‘Meral hanım masadan kalktı ve bir zarar gördü’ evet zarar gördük ama o masadan kalkmak ve ardından geri dönmek Kemal Beyin etrafının daha kuvvetli tahkim edilmesini sağladı. O hamle ile bugün alınan yenilginin daha büyük olmasının önüne geçildiğini düşünüyorum. Seçilmek için gerekli olan yüzde 50+1 oy oranı yüzde 0,004 bile oy almış olan partileri değerli hale getirdi, o partiye bir şeyler vermek zorunda kalınıyor. Bundan dolayı sistem değişecektir.
CHP BUNU DÜŞÜNMELİ
Muhtemel anayasa değişikliğinde Millet İttifakı ile mecliste yer alan parti vekillerinin Cumhur İttifakı’na destek vereceği iddiası hakkında bir öngörüde bulunmak istemiyorum. Eğer toplumun kabul etmeyeceği bir anayasa değişikliğine ‘Evet’ diyeceklerse bunun nasıl bir sıkıntı çıkaracağını bizden çok o isimlere listelerinde yer veren Cumhur Halk Partisi bunu düşünmeli. Mecliste yer alamaya hak kazanan 4 partinin milletvekilleri Cumhuriyet Halk Partisi’nin listelerinden meclise girdi. 5 yıl önce meclis başkanlığı seçiminde bizim 1 oyumuz eksik çıktı, ben grubu da tanıyorum. Bizim arkadaşlarımızın böyle bir şey yapmayacağı da ortada.” Şeklinde konuştu.
İTTİFAKLAR SEÇİM DÖNEMİNDE YAPILIR
Programda Saygı Öztürk’ün sorduğu “Seçim ittifakı yapıldı, ‘Millet İttifakı’ denildi. Millet İttifakı seçimden sonra artık yok mu? Yoksa gerektiğinde yeniden faaliyete geçecek mi?’ sorusuna Türkkan, şu şekilde yanıt verdi: “Biz iktidar olduk mu? Yok, iktidar olsaydık ittifak koalisyon kurabilirdi. Seçim bitti, dolayısıyla bir seçim ittifakıydı, 2019 yılında da söylemiştim. İttifaklar seçim dönemlerinde yapılır. Mecliste müştereklerde buluşmaya özen göstereceğiz seçim öncesi hazırlanmış olan metinler var ama uyulmamasının da cezai yaptırımı yok, sadece toplum önünde ‘Siz buna uymadınız’ denilebilir. Toplumda bunun hesabını sorar. Mutabakat metni içerisinde yer almayan konularda ittifak içerisinden seçilmişlerin ‘Evet’ diyeceğini düşünmüyorum.
AKŞENER’İN HİÇ GERİ VİTESİ YOK
Bizim genel başkanımızın hiç geri vitesi yok, bugüne kadar hiç olmadı. Bunda emin olabilirsiniz. Keşke malum siyasetçiler gibi olabilse de arada ‘R’ yapsa belki siyaseten daha çok prim yapabilir ama böyle biri değil. Genel başkanıma çok güveniyorum.” ifadelerini kullandı. 2024 Yerel Seçimlerinde sadece CHP ile 2019 Yerel Seçimlerinde yapıldığı gibi bir işbirliği yapılabilir mi sorusuna ise Türkkan, “Mart ayında yapılması beklenen seçimlerle ilgili belli kanaatler var ama parti yetkili organlarında konuyla ilgili bir karar yok. Ben seçildikten sonra şehrimdeki tüm ilçeleri geziyorum, 3 ilçem kaldı. İnsanları dinliyorum, kanaatler var. Eğer 2024 seçimlerine nasıl girilmeli konulu toplantı olursa o toplantıda kanaatlerimi paylaşırım ama bugün bir şey söylesem bu benim kanaatim olur.” diyerek cevap verdi.
KILIÇDAROĞLU ‘CHP’Lİ BELEDİYELER’ DİYOR
İYİ Parti’deki bir toplantıda belediye başkanlarının ‘Yerel seçimlerde CHP ile ittifak yapılmasın’ yönünde sözlerinin de sorulduğu programda Türkkan, şu şekilde yanıt verdi: “Sayın Meral Akşener belediyelerde bahsederken kullandığı bir cümle var, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bahsederken ‘İttifak belediyemiz’ der ama Sayın Kılıçdaroğlu ise ‘CHP’li belediyeler’ diyor. Onlar Cumhuriyet Halk Partisi üyesi, ittifak kelimesi seçimle sınırlı kalıp, seçimden sonra unutuluyor. Belediye başkanları, meclis üyeleri kendi varlıklarını gösterme imkânı bulamıyorlar ve kendilerini mütezar hissetmiş olabilirler. Bundan dolayı da böyle bir iddia ortaya çıkmış olabilir” ifadelerini kullandı.