Gebze Plastikçiler OSB’de (GEPOSB) kurulu olan ve yağ sektörünün yerli öncü markası Sea Horse’nin sahibi Ali Şafak Akmil, gazetemize konuştu. Cumartesi günü gazetemizdeki manşeti ‘Manidar buldum’ diyen Akmil, iddialar üzerine açıklama yaptı. Kaçmadığını ve işlerinin başında olduğunu vurgulayan Akmil, “Milli ve yerli bir firmaya sahip çıkılması gerekirken aslı astarı olmayan iddialar ile yıpratmaya çalıyorlar” dedi. Akmil, “Toplam cirosu 500 milyon TL olan, Türkiye’nin ilk 500 firması içerisine yer alan, 85 ülkeye ihracat yapan ve bunların çoğunda Pazar liderliğini elinde bulunduran bir firmanın sahibi neden kaçsın? Sadece kredi sorunu yaşadık onu da aşmak için uğraş veriyoruz” ifadelerini kullandı.DİLOVASI’NDAKİ 200 MİLYON $ YATIRIM BİZİ SIKINTIYA SOKTU
“Yatırım, bizi sıkıntıya sokan nedenlerin başında geliyor. Dilovası’ndaki yatırımızın toplam tutarı 200 milyon dolardı. Bu yatırım için yurt içinden kredi aradık, bulamadık. Yurt dışından Çin’den uygun bir kredi temin ettik. İki aşamada toplam 86 milyon dolarlık kredi için ön anlaşma yaptık. İnşaatın başlangıcında 30, daha sonraki aşamalarda 56 milyon alacaktık. Kredi en geç Aralık 2014 veya Ocak 2015’te gönderilecekti. Yılbaşında Çin’de hükümet değişti, o oldu bu oldu, Çin Bankası Tekstilbank’ı satın aldı, kredi bu banka üzerinden ödenecekti, Haziran 2015’e kadar bekledik, sonuçta olmadı, krediyi alamadık. Bu arada nasıl olsa kredi gelecek diye inşaata elimizdeki işletme sermayesinden harcama yapmıştık. Arsa bedeli dahil 135 milyon lira kadar. Bizim sıkıntıya girmemizin birinci nedeni bu!TAM 1130 TON MALIMIZ ÇALINDI
Bizim hammaddemiz petrol bazlı. Petrol fiyatları hatırlayın geçen yıl Eylül ayında 110 dolardan 40 dolara kadar indi. 24 bin ton stokla yakalandık. Bu nedenle bizim paranın yarısı buharlaştı. Epey zararımız oldu. Daha bitmedi. İhracat yaptığımız ülkelerde dolar aşırı değerlendi. Fiyatlar artınca tahsilât sorunu yaşamaya başladık. Tahsilâtlarda 6-8 ay gecikmeler oldu. Bu da bizi sıkıntıya soktu. Bir de nakliye işlerimizi yapan firma ile sıkıntı yaşadık. 2013 sonunda. 1130 ton malımız çalındı. Davamız devam ediyor. Araya seçim girince, yurt içindeki tahsilâtlarda da gecikmeler başladı. Sonunda nakit sıkıntısına düştük ve ‘İflas erteleme’ talep etmek zorunda kaldık. TOPLAM BORCUM 230 MİLYON LİRA
Bankalara 124 milyonu kredi, 31 milyonu teminat mektubu olmak üzere toplam 155 milyon lira borcum var. Gayrimenkul ipoteği ve müşteri çeklerini toplarsak hemen hemen borcumuzu karşılıyor. Karşılamasa bile az bir fark kalıyor. 10 banka ile çalışıyoruz bunlar; İş Bankası, Vakıfbank, Albaraka Türk, Kuveyt Türk, Türkiye Finans, Yapı Kredi gibi bankalar. Bu arada söyleyeyim, bankalarda temerrüte düşmüş borcumuz yok! 75 milyon lira kadar da piyasaya borcumuz var, küçükleri de sayarsak 100 firma yapıyor toplamda. Beyaz ve mavi yaka olarak isimlendirdiğimiz toplam 160 çalışanımız var. 1 Temmuz’dan itibaren 80 kişiyi çıkarmak zorunda kaldık. Çıkardık, ama kimseye borcumuz yok. İşleri düzeltince belki kendileriyle yeniden çalışma imkânımız olacak. MAL VARLIĞIMIZ ŞİRKET ÜZERİNDE
Benim ve eşimin neyimiz var neyimiz yoksa hepsi şirketlerin üzerinde. Kendi üzerime bir iki arsa var, ama inanın değerleri komik rakamlar. 50 bin, 100 bin lira… Şirinalı’daki evi de satılığa çıkardık. 20 milyon dolar istiyoruz. Ev zaten 10 milyon dolara Kuveyt Türk Bankası’na ipotekli. Satarsak banka alacağını alacak, kalan parayı biz işimizde kullanacağız. Gebze Plastikçiler OSB’de 10 bin metrekare büyüklükte bir plazamız var. Dört yıldır davalık olduğu için sistemin dışındaydı. 8 milyon lira değerinde. Dava bitmek üzere, satıp işletme sermayesi yapmayı düşünüyoruz. İflas erteleme istediğimizden bu yana paraya dokunamıyoruz. Ödeme yapamıyoruz, tahsilât alamıyoruz. Ana bankalar şimdiye kadar hiçbir işlem yapmadı. Önümüzdeki günlerde mahkeme tedbir verirse, ortalık biraz yatışacak.YENİ YATIRIM İÇİN ORTAK ARIYORUM
GEBKİM’deki inşaatın yüzde 35’i tamamlandı. Tamamlanması için 40 milyon dolar daha gerekli. Makine alımları için ilgili kredimiz hazır. Ama yatırımın o noktaya getirilmesi lazım. O yüzden ortak arıyorum. Yerli olur, yabancı olur… Temaslarımız devam ediyor. Ama her şeyden önce banka hesaplarımızın güvenilir hale gelmesi lazım. Bunun için mahkemenin tedbir kararı vermesi şart. Hemen arkasından bir işletme sermayesi bulup üretime geçmeliyiz. Minimum 60 milyon lira. Bu parayı bulabilirsek, 4-5 ay içinde eski üretim gücümüze geri döneriz. Üretim rayına oturunca, hemen ihracata yöneliriz. Arkasından da iç pazara. İhracatımız yüzde 40, iç pazarımız ise yüzde 60 civarında. 5 YILDA BİR KURUŞ BORCUM KALMAZ
İflas erteleme sürecimiz 5 yıl. Yasalar da bu kadar süre veriyor. Beş yılda kimseye bir kuruş borcum kalmaz. Lakin bence ekonomi daha da kötüye gidecek. Bankaların yanında faktoring şirketlerinin sayısı arttı. Ticarete de kredi kartı girdi. Sanayide bıçak kemiğe dayandı. En büyük sıkıntı bankalarda. Yılbaşından buyana bankalar ek kredi çıkarmıyor, faiz artırıyor, eski kredilerini geri çağırıyor. Bu gidişte Türkiye’de sanayici kalmaz. Devletin bu işe mutlaka el atması gerekiyor. Yatırım yapmak bir dert, tamamlamak, işletmeye almak başka dert. Ben, yeni yatırımı yapabilmek için 82 değişik makamın imzasını alma k zorunda kaldım. Bu makamlara toplam 5 milyon lira harç ödedim. Bir yatırımcıya bu kadar sıkıntı yaratılır mı?” Sorunlarımızı anlatmak için defalarca eski bakanımız Nihat Ergün’den de, yeni bakanımız Fikri Işık’tan da randevu istedim, maalesef görüşme imkânımız olmadı. Bir sanayici olarak, şehrimizden milletvekili seçilip bakanlık koltuğuna oturmuş kişilerle ben görüşemedim, gerisini siz düşünün! Üstelik bunlar, adı üzerinde Sanayi Bakanları. Sanayici, bakanla görüşemezse işler nasıl düzelecek?” dedi.
“Yatırım, bizi sıkıntıya sokan nedenlerin başında geliyor. Dilovası’ndaki yatırımızın toplam tutarı 200 milyon dolardı. Bu yatırım için yurt içinden kredi aradık, bulamadık. Yurt dışından Çin’den uygun bir kredi temin ettik. İki aşamada toplam 86 milyon dolarlık kredi için ön anlaşma yaptık. İnşaatın başlangıcında 30, daha sonraki aşamalarda 56 milyon alacaktık. Kredi en geç Aralık 2014 veya Ocak 2015’te gönderilecekti. Yılbaşında Çin’de hükümet değişti, o oldu bu oldu, Çin Bankası Tekstilbank’ı satın aldı, kredi bu banka üzerinden ödenecekti, Haziran 2015’e kadar bekledik, sonuçta olmadı, krediyi alamadık. Bu arada nasıl olsa kredi gelecek diye inşaata elimizdeki işletme sermayesinden harcama yapmıştık. Arsa bedeli dahil 135 milyon lira kadar. Bizim sıkıntıya girmemizin birinci nedeni bu!TAM 1130 TON MALIMIZ ÇALINDI
Bizim hammaddemiz petrol bazlı. Petrol fiyatları hatırlayın geçen yıl Eylül ayında 110 dolardan 40 dolara kadar indi. 24 bin ton stokla yakalandık. Bu nedenle bizim paranın yarısı buharlaştı. Epey zararımız oldu. Daha bitmedi. İhracat yaptığımız ülkelerde dolar aşırı değerlendi. Fiyatlar artınca tahsilât sorunu yaşamaya başladık. Tahsilâtlarda 6-8 ay gecikmeler oldu. Bu da bizi sıkıntıya soktu. Bir de nakliye işlerimizi yapan firma ile sıkıntı yaşadık. 2013 sonunda. 1130 ton malımız çalındı. Davamız devam ediyor. Araya seçim girince, yurt içindeki tahsilâtlarda da gecikmeler başladı. Sonunda nakit sıkıntısına düştük ve ‘İflas erteleme’ talep etmek zorunda kaldık. TOPLAM BORCUM 230 MİLYON LİRA
Bankalara 124 milyonu kredi, 31 milyonu teminat mektubu olmak üzere toplam 155 milyon lira borcum var. Gayrimenkul ipoteği ve müşteri çeklerini toplarsak hemen hemen borcumuzu karşılıyor. Karşılamasa bile az bir fark kalıyor. 10 banka ile çalışıyoruz bunlar; İş Bankası, Vakıfbank, Albaraka Türk, Kuveyt Türk, Türkiye Finans, Yapı Kredi gibi bankalar. Bu arada söyleyeyim, bankalarda temerrüte düşmüş borcumuz yok! 75 milyon lira kadar da piyasaya borcumuz var, küçükleri de sayarsak 100 firma yapıyor toplamda. Beyaz ve mavi yaka olarak isimlendirdiğimiz toplam 160 çalışanımız var. 1 Temmuz’dan itibaren 80 kişiyi çıkarmak zorunda kaldık. Çıkardık, ama kimseye borcumuz yok. İşleri düzeltince belki kendileriyle yeniden çalışma imkânımız olacak. MAL VARLIĞIMIZ ŞİRKET ÜZERİNDE
Benim ve eşimin neyimiz var neyimiz yoksa hepsi şirketlerin üzerinde. Kendi üzerime bir iki arsa var, ama inanın değerleri komik rakamlar. 50 bin, 100 bin lira… Şirinalı’daki evi de satılığa çıkardık. 20 milyon dolar istiyoruz. Ev zaten 10 milyon dolara Kuveyt Türk Bankası’na ipotekli. Satarsak banka alacağını alacak, kalan parayı biz işimizde kullanacağız. Gebze Plastikçiler OSB’de 10 bin metrekare büyüklükte bir plazamız var. Dört yıldır davalık olduğu için sistemin dışındaydı. 8 milyon lira değerinde. Dava bitmek üzere, satıp işletme sermayesi yapmayı düşünüyoruz. İflas erteleme istediğimizden bu yana paraya dokunamıyoruz. Ödeme yapamıyoruz, tahsilât alamıyoruz. Ana bankalar şimdiye kadar hiçbir işlem yapmadı. Önümüzdeki günlerde mahkeme tedbir verirse, ortalık biraz yatışacak.YENİ YATIRIM İÇİN ORTAK ARIYORUM
GEBKİM’deki inşaatın yüzde 35’i tamamlandı. Tamamlanması için 40 milyon dolar daha gerekli. Makine alımları için ilgili kredimiz hazır. Ama yatırımın o noktaya getirilmesi lazım. O yüzden ortak arıyorum. Yerli olur, yabancı olur… Temaslarımız devam ediyor. Ama her şeyden önce banka hesaplarımızın güvenilir hale gelmesi lazım. Bunun için mahkemenin tedbir kararı vermesi şart. Hemen arkasından bir işletme sermayesi bulup üretime geçmeliyiz. Minimum 60 milyon lira. Bu parayı bulabilirsek, 4-5 ay içinde eski üretim gücümüze geri döneriz. Üretim rayına oturunca, hemen ihracata yöneliriz. Arkasından da iç pazara. İhracatımız yüzde 40, iç pazarımız ise yüzde 60 civarında. 5 YILDA BİR KURUŞ BORCUM KALMAZ
İflas erteleme sürecimiz 5 yıl. Yasalar da bu kadar süre veriyor. Beş yılda kimseye bir kuruş borcum kalmaz. Lakin bence ekonomi daha da kötüye gidecek. Bankaların yanında faktoring şirketlerinin sayısı arttı. Ticarete de kredi kartı girdi. Sanayide bıçak kemiğe dayandı. En büyük sıkıntı bankalarda. Yılbaşından buyana bankalar ek kredi çıkarmıyor, faiz artırıyor, eski kredilerini geri çağırıyor. Bu gidişte Türkiye’de sanayici kalmaz. Devletin bu işe mutlaka el atması gerekiyor. Yatırım yapmak bir dert, tamamlamak, işletmeye almak başka dert. Ben, yeni yatırımı yapabilmek için 82 değişik makamın imzasını alma k zorunda kaldım. Bu makamlara toplam 5 milyon lira harç ödedim. Bir yatırımcıya bu kadar sıkıntı yaratılır mı?” Sorunlarımızı anlatmak için defalarca eski bakanımız Nihat Ergün’den de, yeni bakanımız Fikri Işık’tan da randevu istedim, maalesef görüşme imkânımız olmadı. Bir sanayici olarak, şehrimizden milletvekili seçilip bakanlık koltuğuna oturmuş kişilerle ben görüşemedim, gerisini siz düşünün! Üstelik bunlar, adı üzerinde Sanayi Bakanları. Sanayici, bakanla görüşemezse işler nasıl düzelecek?” dedi.
Bu şafak çok komik adam ya.Yeddiemindeki tüm malları kendisi satıyor sonrada yanında çalıştırdıgı 3 5 kişi hakkında mallarımı çalıp sattılar diye savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.Kraldan çok kralcı o*** bu 3 5 personel bakalım bu işten nasıl kurtulacaklar.
Kayyum atanan bir şirket elindeki binlerce ambalajı nasıl satabiliyor.1 lik 3.luk 4 luk ve teneke ambalajları piyasada başka şirket tarafından dolum yapılıp satılıyor.Ambalajlarının içi geridönüşüm yağı ivedilikle incelenmesi gerekli.
En yakınında çalışan personellerinin hesaplarından veya isimleriyle yurt dışına devamlı şekilde çok yüklü miktarda dolar gonderdiği söylentisi var .Mevcut personelin (3-5 kişi) tl ve dolar hesaplarının incelenmesi durumunda aslının olup olmadığı belli olabilir.