Uluslararası Müzeler Günü kapsamında Kocaeli Müze Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen etkinliğe topaç oyununu tanıtan kadınlar damga vurdu. Bahçede kurulan stantta unutulmaya yüz tutmuş geleneksel topaç oyununu öğrencilere tanıtan kadınlar, yöresel kıyafetleriyle de renkli görüntülere sahne oldu. Standı ziyaret eden çocuklar, topaç oyununu öğrenerek keyifli zaman geçirdi.
"ESKİ OYUNLARIN ÇOK DAHA İYİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
İlk defa topaç oyunu oynadığını söyleyen lise öğrencisi Ecenur Kardeş, "Bence çok hoş bir etkinlik, geleneksel olduğunu düşünüyorum. Eski ve yüz yüze oynanan oyunların çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Şimdi genelde telefon ve tabletle vakit geçiriyoruz. Eskiden insanlar oturup sohbet eder, hep beraber ailecek toplanırlarmış. Şimdi insanlar telefonla iletişim kurduğu için odalarına kapanabiliyor" dedi.
"ONLAR BİZDEN DAHA MUTLULARDI"
Arkadaşları ile topaç çeviren Sena Nur Toklu, "Küçükken anneannemlerle topaç çevirmiştim. Bence eski oyunlar daha güzel. Çünkü eski oyunlar mahalle kültürünü, çocukluğumuzu yansıtıyor. Yeni oyunları oynamıyorum. Çocukluğumuzu yansıttığı için eski oyunları özlüyorum. Şimdiki çocuklar bizler gibi tablet ve telefona bağlandı. Bu sefer arkadaşlıklar eksik kalıyor. Mahalle kültürü eskisi gibi geri gelmeli. Annelerimizin, babalarımızın zamanında mahalle kültürü vardı ve onlar bizden daha mutlulardı. Biz de bunun azını yaşadık ama şu an hiç yaşanmıyor. Çocukluğu ve çocuklukta yaşadığımızı özlüyorum" diye konuştu.
"YENİ NESİL OLARAK ESKİ OYUNLARI ÖZLÜYORUZ"
Çocukken oynadığı oyunları özlediğini ifade eden Eren Ayaz Demir, "Şu anki çocukların da o imkanları bulamaması kötü. Biz o demleri son yaşayan kişileriz galiba çünkü sokaklarda oyun oynayan çocukları göremiyoruz. Sek sek, saklambaç favori oyunlarımdı. Yeni nesil olarak eski oyunları özlüyoruz ama şu anki çocuklar da hep telefonlara bakıyor" şeklinde konuştu.
"ÇOK ŞAŞIRMIŞTIM"
Kocaeli Yerel Kültür Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Efe ise geçtiğimiz yıl açılan Kocaeli Yerel Kültür Müzesi'nde geleneksel oyunlar, masallar, maniler, bilmeceler gibi kültürel değerleri hatırlatmaya ve yaşatmaya çalıştıklarını söyledi. Topaç oyununun tarihi hakkında bilgiler veren Efe, "Tarihini M.Ö. 300'lü yıllara kadar dayandığını öğrendiğimde ben de çok şaşırmıştım, 'Bu kadar eski olabilir mi?' diye düşünmüştüm ama dünyanın her yerinde topaç olduğu gibi Anadolu'nun da birçok yerinde topaç var. Topacın döndürmek, dönek, suntraç gibi farklı isimlerle oynanmaya devam ediyor. Fakat Kocaeli'de özellikle birazcık daha gelenekselleşmiş ve unutulmaya yüz tutmuş oyunlarımızdan bir tanesi. Biz de onu özellikle canlandırmak için çocuk etkinliklerinde, öğrencilerle buluşmalarımızda tekrar gündeme alıyoruz. 40’lı, 50’li yaşlardaki ziyaretçilerimiz de oyuna ilgi gösteriyor çünkü onlara da çocukluklarını hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLAR 5 DUYUYA HİTAP EDEN OYUNLAR OYNAMALI"
Topacın özellikle çocuklar için faydalı olduğuna da dikkat çeken Efe, "Topaç, çocuklar için fizyoterapi sağlıyor çünkü parmaklardaki kas, esneme hareketini harekete geçiriyor. Çocuklar 5 duyuya hitap eden oyunlar oynamalı. Çocukların göz koordinasyonu, motor becerilerini, el koordinasyonunu oyunlarla geliştirmeleri gerekiyor ve bu eski oyunların hepsinde mevcut. Bunun için günümüzde teknik, bilimsel, oyun çeşitleri, oyuncaklar türetiliyor. Aslında bu saydıklarımın hepsi bizim geleneksel oyuncaklarımızın arasında var. Topaç ahşaptan yapılan bir oyuncak. Doğal olarak da hem çocuğun sağlığına zarar verecek herhangi bir durum söz konusu değil hem de kendi becerileriyle bunu geliştirebileceği için kendine de bir özgüven sağlamış oluyor. Bu yüzden günümüzde de bu tarz oyunların canlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sadece dijital ortamda yapay zekayla büyüyen çocuklar kendine öz güven açısından gerileme yaşıyor ve kendilerini keşfedemiyor" dedi.
"AMACIMIZ, UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ
OYUNLARI GÜN YÜZÜNE ÇIKARMAK"
Geleneksel oyunları çok sevdiğini aktaran Neslihan Efe, sözlerini şöyle noktaladı:
"O dönemlerde elimizde olmayan imkanlarla oyunlar ve oyuncaklar türetirdik. Bunun da bizim hayal dünyamızı geliştirdiğini, zihinsel anlamda daha ileriye götürdüğünü düşünüyorum. Çünkü çocukların bir şeyleri kurgulamaya, kendi dünyalarını oluşturmaya ihtiyaçları var. Bunun için de biraz onları özgür bırakmamız ve bu imkanı tanımamız gerektiğini düşünüyorum. Çocuğun tek başına ekran önünde ya da sadece oyuncaklarla baş başa bir dünya oluşturabileceğini düşünmüyorum. Çocukların birbirleriyle rekabete girip kendi özgüvenlerini, kendi bireysel seçimlerini, hedeflerini kendilerinin biraz da keşfetmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuk bu şekilde ancak kendini keşfedebilir ve önünü görebilir. Amacımız, unutulmaya yüz tutmuş oyunları tekrar gün yüzüne çıkarmak ve gençlere tanıtmak. Bu konuda da inşallah başarılı oluruz"