2024 yerel seçimlerinin günümüz itibariyle en çok merak edilen detaylarından biri, hangi partinin kimi belediye başkan adayı göstereceği. Kısmen belli olmaya başlasa da henüz aday adaylığı süreci tamamlanmış değil. Seçimde şüphesiz, çeşitli partilerden aktif siyasetin yeni yüzleri ile de kamuoyu tanışacak ve o yenilere belediye başkan adaylıklarında tek tük, ancak meclis üyesi aday adaylığı ve adaylık süreçlerinde hayli yaygın karşılaşacağız. CHP’den Darıca Belediye Meclis Üyesi aday adayı Avukat Dilan Güven onlardan biri, “Bilindiği üzere; Avukat Saide Arslan Çalışkan, Darıca Belediye başkan adayımız olarak açıklandı. Diğer aday adayı partililerimiz, Yakup Törk ve Tuncer Saltaş da açıklanabilirdi. Bu aşamadan sonra tüm partililer olarak üzerimize düşen partimizi yerelde iktidara taşımaktır. Günümüz itibariyle meclis üyesi adayı gösterilirim gösterilmem, aday olursam seçilirim seçilmem ayrı mesele. Darıca’da 1994 yılından bu yana yerleşik bir yönetim anlayışını sona erdirmeli, 30 yıl aradan sonra yine sosyal demokrat belediyecilik anlayışına kavuşturmalıyız. Bu zeminde adayımız Çalışkan’a da, partimize ve tüm partililerimize de güveniyorum.”
Makine mühendisliği de okudunuz ama yapmadınız. Neden?
Makine mühendisliğini yapamadım çünkü hep avukat olmak istiyordum. Fakat üniversite sınavına girdiğim o dönem, lisede sayısal okuduğumdan katsayım yetmedi. YÖK’ün gerekçelerinden ötürü o yıl hukuk fakültesine giremedim. Makine mühendisliği bölümünü ikinci yılımda bırakıp Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlayıp bitirdim.
Aktif siyasette yeni daha doğrusu yeni bir yüzsünüz ama ilginiz olsa gerek?
Ben hiçbir zaman apolitik olmadım. Ailem daha doğrusu babam yıllardır siyasetin, CHP’nin içinde. Çocukluğumdan beri aşırı Atatürkçü, Cumhuriyetçi bir ailede büyüdüm. İlköğretim öğretmenim de Atatürkçü ekolden anlatırdı bize. Lise yıllarımda da öyleydi. Çok fazla Atatürkçü bir eğitimden geçtik. Sonrasında hukuk fakültesine de gidince kişi apolitik kalamıyor. Türkiye koşullarında siyasete yakın ilgi duymayan insan bile gençlik yıllarının başlangıcından itibaren itibaren ister istemez siyasetin içine çekiliyor. Ben biraz daha istekliydim. Yetiştiğim aile yapısı itibariyle de aktif siyasette CHP’den başkasını, düşünmedim bile. 18’imi tamamlayıp seçmen sıfatı edindiğimden beri de her genel ve aday fark etmeksizin yerel seçimde, CHP’ye oy kullandım.
‘Hukuk fakültesi, apolitik öğrenciyi bile politikleştirir’ derler. Katılıyor musunuz?
Hukuk fakültesine başlayan birinin, başlangıçta apolitik olsa bile okulu bitirdiğinde politik olacağına dair teze, inanıyorum. Üniversitede hocalarımız da, ‘Herhangi bir görüşe sahip olun ama kesinlikle apolitik olmayın. Görüşünüzün de arkasında olun’ diye bize özellikle belirtiyorlardı.
Siyasette görüşünüz, tarafınız belli. Ya meslekte?
Yaptığımız iş gereği olaylara, konulara bir şekilde çözümleyici ve analitik bir bakış açısıyla yaklaşmamız gerekiyor ve sonuçta bir taraf tutuyoruz. Olaylara, müvekkilimiz hangi taraftaysa o taraftan baktığımızdan biz zaten sürekli taraflıyız. Tarafsız noktada durmamız mümkün olmuyor.
Belediye meclislerinde kadın, niçin yer almalı?
Atatürk, Türk Kadını’na seçme ve seçilme hakkını daha Cumhuriyet’in ilk yıllarında tanımıştır. Bu tercihiyle dünya ülkelerine öncülük etmiş, örnek olmuştur. Herhangi bir kurumda kadının olmaması ciddi bir boşluk oluşturuyor bence. Kadını savunacak kimse olmuyor. Ben kendiliğinden gidip kadın haklarını savunacak bir erkek meclis üyesi görmüyorum. Ya da mecliste de çok istisna değilse kadın haklarına yönelik çalışmaları daha çok kadınlar yapıyor ülkemizde ki kadınlar bile zorlanarak yapıyor.
Kadınların belediye meclis üyeliği dâhil aktif siyasette varlığı, sadece cinsiyet eşitliği meselesi mi, nitelik ne olacak?
Kesinlikle katılıyorum. Biz kadınlar, belediye meclislerinin ve bulunduğumuz her oluşumun sayıları, aynı ortamdaki erkek sayısı üzerinden temsil oranımızdan ibaret değiliz. Kaba tabiriyle, bulunduğumuz veya bulunacağımız yerlerin, ‘Konu mankeni’ değiliz. Kurumsal olarak partim CHP’yi, kadın olarak da şahsımı örnek alayım: Ne CHP, kadını temsil oranı ve sayıdan ibaret görecek bir parti. Ne de ben, o oran ve sayının bileşeniyim. Aslolan cinsiyetim değil ne düşündüğüm, ne söyleyip ne yaptığım, şayet belediye meclisine girersem ne yapıp ettiğim, ötesinde makamın hakkını ne kadar verdiğimdir.
Aktif siyasette, nitelikli kadının yer alması, neden önemli?
Örneğin, kadına yönelik şiddeti konu edinen bir komisyon kurulacak. Ya da anne çocuk üzerine komisyon kurulacak olsa, komisyonda kadının yer alması, konunun öznesi olması bakımından çok önemli. Kadın; gerek belediyeye ve meclisine gerek başka bir kuruma bir sorun, konu veya talebini iletmek istediğinde konuşmak üzere bir kadın muhatap arar. Belediye meclislerinde de başvuran kadın hangi partiden olursa olsun, kendi partisinin grubunda kadın üye yoksa konuşmaz. Diğer parti grubunda kadın meclis üyesi varsa ona anlatmayı tercih eder, partilisi erkeğe konuşmaz. Bunu şöyle izah etmek mümkün. Halk arasında yaygındır. ‘Erkek erkeğe’ veya ‘kadın kadına konuşalım’ derler. Psikolojik durumdur.
Psikoloji, gerek mesleğiniz gerek aktif siyasetle birebir ilişkili değil mi?
Üniversitede adalet psikolojisini, Amerika’da eğitim almış iyi bir akademisyen, Mustafa Turan Yücel hocamdan aldım. Ülkemizde malum, psikoloji eğitimi düşük seviyede. Ben adalet ve psikolojinin birbiriyle çok bağdaştığını düşünüyorum. Çünkü insanlar; yeri geliyor hâkim veya suçlanan ve yargılanan bir vatandaş, her şeyin sonu psikolojiye dayanıyor. Mesleğim gereği de insan psikolojisi üzerine çalışınca, insanı anlayınca, onu savunuyorsam savunmak daha kolaylaşıyor. Sanığı savunduğum bir davanın duruşmasında hâkimin psikolojisini tespit edince, ne karar vereceğini anlamam kolaylaşıyor.
Psikolojiyi, siyaset ve vatandaşla ilişkilendirelim?
Meclisine aday adayı olduğum belediyeyi konunun merkezine aldığımda vatandaşın ihtiyaçlarını halkla içiçe olarak anlarsınız. Ben yıllarca belediye ve halk otobüslerini kullandım. Darıca – Gebze hattında; 501’e günde birkaç sefer indim bindim. Sürücünün de, yolcunun da içinde bulunduğu psikolojiyi anlıyorum. Deneyim edindim. Onlara nasıl yardım etmem gerektiğini biliyorum.
Aday adaylığı ve aday gösterilirseniz adaylık sürecinde, propaganda konuşma ve sohbetlerinizde, saha çalışmasında anlatan mı olacaksınız, dinleyen mi?
Bu süreçte halkla diyaloğumda kısa ve öz şekilde, kendimi tanıtmak için konuşacak, ardından dinlemeye geçecek, sorulursa yanıt vereceğim. Bence ülkemiz ve ülkemiz siyasetinin en büyük eksiklerinden biri dinleme kültürünün yerleşmemesi. Bir kişinin karşısındaki insanı ona odaklanarak, aktif dinlemeye dair bir süresi var Bu süreye bağlı kalarak her insanı dinleyip anlayabiliriz. Her insana sorunuyla alakalı dokunmalı, yaşam kalitesini yükseltmek için uğraşmalıyız. Özetle insanlarımızı dinlemek, anlamak, empati kurmak, sorunlarını öğrenmek, çözümünü aramak ve çözüme kavuşturmakla mükellefiz.
Belediye meclisine aday adayısınız da, belediye meclisini ne kadar biliyorsunuz?
TBMM’deki işleyişten sebep, belediye meclislerinin işleyişine de öngörüm, bazı kaynakları da okumamdan ötürü var. Ancak bugüne kadar yurttaş kimliğimle hiç belediye meclisi takip etmemekle birlikte önümüzdeki aylarda Darıca ve hatta işim ve programım elverdiği sürece İzmit’te Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisleri’ni takip edeceğim.
Asıl kazandığımızda başlayacak
CHP’den Darıca Belediye Meclisi’ne aday adayı olan Avukat Dilan Güven, CHP Darıca kurumsalında aktif siyasetin yeni yüzü ancak gerek aileden gerekse hukuk fakültesi eğitiminden aktif siyasete hiç yabancı değil: “Asıl işin seçim günü seçimi kazandığımızda değil, seçimden sonraki ilk günden itibaren başladığının bilincindeyim. Öyle bir beş sene geçirmeliyiz ki, yönetim biçimi itibariyle Darıca’da kalıcılaşmalıyız, bizden sonraki nesillerin önünü açmalıyız. Seçimi kazanmak siyasi sonuç itibariyle başarıdır ama o gün biter ve asıl çalışma, aynı gün başlar. Ülke genelinde de CHP iktidarına katkı sunacak çalışma ve projelere imza atmalıyız” dedi. Güven, “Bu sürece katkım önce parti üyesi, sonra aday gösterilip seçilirsem meclis üyesi olarak bilgi, birikim, deneyimlerim üzerimden olacaktır” dedi.
DİLAN GÜVEN KİMDİR?
Erzurum’un Şenkaya İlçesi eşrafından Aşkım – Yusuf Güven çiftinin kızı olarak 1991 yılında İzmit’te dünyaya geldi. Doğduğu günden bu yana Darıca’da. İlk ve ortaokulu Darıca Faik Şahenk İlköğretim Okulu, liseyi Özel Gebze Eğitim Kurumları’nda okudu. Yeditepe Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü ikinci sınıf terk. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. İstanbul Üniversitesi’nde ekonomi hukuku üzerine yüksek lisans yapıyor. Mesleğe İstanbul’da bir yıl boyunca çeşitli hukuk bürolarında stajyer avukatlık yaparak başladı. İki yıl İstanbul’da çalışmayı sürdürdü. Pandemi sonrası Gebze’de kendine ait ofisi açtı. 2021’den bu yana serbest avukatlık yapıyor.