Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklar I.E, F.G, E.D, C.A, A.T. B.T. ve taraf avukatları ile maktul Nurhan Ör'ün ailesi hazır bulundu. İddianamenin okunmasının ardından savunma yapmaları için sanıklara söz verildi. Sanık C.A, olaydan dolayı pişmanlık duyduğunu belirterek, cesedin liseden arkadaşı Nurhan Ör'e ait olduğunu bilmediğini ileri sürdü. Ör'ü 35 yıldır görmediğini ve olayın diğer sanıkları I.E. ve A.T'nin kendisini kandırdığını iddia eden C.A, olay günü A.T. ve I.E'nin çiftliğe halıya sarıl halde ceset ile asit getirdiğini söyledi. C.A, cesedin parçalanması ve asitte eritilmesi için F.G'nin kendisine yardım ettiğini, tüm bunların I.E'nin talimatıyla yapıldığını anlatarak, "Cesedin Nurhan'a ait olduğunu polis sorgusunda öğrendiğim, malzemeleri yok etmem için I.E’den para aldım ancak cinayeti ben işlemedim." diye konuştu. Sanık C.A, olaydan önce çiftlikte tadilat yapmak için hazırlık yaptığını ancak A.T. ve I.E'nin yönlendirmeleriyle bu olayın içine sürüklendiğini savundu.
"ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ VE HALIYA SARILDI"
F.G. ise I.E'in kendisini tehdit ettiğini ve zorla olaya dahil ettiğini öne sürerek, I.E'nin geçmişte cinayetler işlediğini ve intikam almak için 100 kişilik bir ölüm listesi hazırladığı iddiasında bulundu. I.E. tarafından organize edilen Nurhan Ör'ün öldürülmesine ilişkin planlamada yer aldığını itiraf eden F.G, bunun için de çeşitli malzemeler aldıklarını ifade etti. F.G, olay günü I.E'nin Ör'ü kaçırma planını "Nurhan, galeride E.D. tarafından etkisiz hale getirildi ve halıya sarıldı. E.D, Nurhan'ın kıyafetlerini giyerek iz bırakmamaya çalıştı. Daha sonra çiftliğe gittik ve burada Nurhan’ın öldüğünü anladık. Ceset, satır ve balta kullanılarak parçalandı ve asitte eritildi." sözleriyle anlattı. I.E'nin Nurhan Ör'e 145 bin dolarlık halı borcunu ödememek ve senetleri yok etmek için bu cinayeti planladığını ileri süren F.G, I.E'nin halıları satmak için de sahte belgeler hazırladığını ileri sürdü. Olay günü, F.G'nin bir halıyı arabaya koymasına yardım ettiğini, bu sırada "yavaş" diye bir ses duyduğunu ve korktuğunu anlatan E.D, "F.G, beni silah çekerek tehdit etti. Bagajda Nurhan'ın yüzünü gördüm. O an uyuşturucunun etkisindeydim, ne yapacağımı bilmedim." dedi.
E.D, daha sonra F.G'nin talimatıyla aracı Gebze'ye bıraktığını ve kendisine verilen turuncu montu giydiğini belirtti.
"I.E, KİMYASAL MADDE TEMİN ETMEMİ İSTEDİ"
Sanık A.T. ise I.E'nin Nurhan Ör'e senet imzalatacağını söylediğini kendisinden kimyasal madde temin etmesini istediğini, daha sonra bu maddeleri C.A'nın çiftliğine bıraktığını söyledi. Sanık B.T. de olaylarla bir ilgisi olmadığını ve suçsuz olduğunu ileri sürerek, Nurhan Ör'ün aracını satması için galeriye getirdiğini, bu nedenle iletişimlerinin olduğunu söyledi. Hakkındaki suçlamaları reddeden sanık I.E. ise Nurhan Ör'ün çocukluk arkadaşı olduğunu belirterek, kendisinin kamuoyunda "öcü" gibi gösterilmeye çalışıldığını iddia etti. Nurhan Ör'ün kardeşi Erhan Ör, ağabeyinin hiç kimseyi kırmayan, küs durmayan, herkese faydası dokunan biri olduğunu söyledi. Ağabeyi Ör'ün I.E'ye 145 bin dolar değerinde halı verdiğine dikkat çeken Ör, "Ancak paranın ödenmediğini biliyorum. I.E, parayı nakit olarak vereceğini, Arabistan'a satacağını söylemiş. Nurhan'a sorduğumda paranın gelmeyeceği, halıların geleceğini söyledi ama gelmedi." ifadelerini kullandı. Maktul Ör'ün eşi Başak ve ağabeyi Serhan Ör de sanıklardan şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.