Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Manisa 1 Nolu Şube’yi ziyaret etti, üyelerle bir araya geldi. Türk metal Sendikası’nın geçmiş dönemde yaptığı toplu iş sözleşmelerine değindi. Genel Başkan Kavlak, MESS ile 2021-2023 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesine ilişkin bilgi de verdi. Kavlak, konuşmasında, “Şimdi yeni bir sürecin başındayız. 2021-2023 dönemi MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi için yeniden kolları sıvadık. Hazırlıklara başladık. Öncelikle, ülkemiz sendikal hareketine getirdiğimiz önemli bir katkı olan, örgüt içi demokrasinin olmazsa olmazı, anket uygulamamızı yaptık. Hem kendi araştırma merkezimiz hem de anlaştığımız bir özel şirket aracılığıyla, üyelerimizin beklentisini öğrendik. 21 ağustos günü MESS’e bağlı işyerlerimizin temsilcileriyle Ankara’da bir araya geldik. Bir atölye çalışması yaptık. Onların taleplerini, önerilerini aldık. Ardından, yeniden başkanlar kurulumuzu topladık. Taslağımıza son şeklini verdik. 25 Ağustos günü de düzenlediğimiz bir basın toplantısıyla sözleşme taslağımızı kamuoyuna açıkladık. İlk altı ay için ücretlerimize, toplamda yüzde 29,57 artış talep ettik. Hepimize hayırlı, uğurlu olsun”
“KARDEŞLERİMİZE HERKESİN CAN BORCU VAR”
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Kavlak, pandeminin neden olduğu sorunlar nedeniyle toplu iş sözleşmesi sürecinin kolay olmadığına değinerek, “Ancak şunu unutmayın, kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmaktır. Türk Metal hep zoru başaran olmuştur” dedi. Kavlak, açıklamalarının devamında ise, “Biz işverenlerimize şunu söylüyoruz; evet, pandemi koşulları herkesin belini büktü. İşler azaldı, ihracat daraldı, tedarik zincirinde sorunlar yaşandı. Evet, bunları biliyoruz. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. Ancak, siz de şunu iyi bilin; bu ülkede herkes evindeyken, karantinadayken, hastalıktan korkarken, kaçarken, biz kaçmadık, tezgahımızın başındaydık. Ülkemiz ekonomisini ayakta tutmak için, sanayi üretimine destek olmak için, sizin karlarınız için, canımız pahasına çalıştık. Biz, üzerimize düşeni yaptık. Şimdi sıra sizde… Bize borcunuz var. İşverenlerimizin, çarkları dönenlerin, bize borcu var. Bu ülkeyi yönetenlerin, ülkemizin birliği, beraberliği için şehit olan Ahmetlere, Mehmetlere olduğu kadar, ekonomiyi ayakta tutmak için hastalanıp işbaşında şehit olan COVİD-19 virüsü nedeniyle can veren o kardeşlerimize, canlarımıza, herkesin borcu var.
“KURU KURYA TEŞEKKÜRLE GEÇİŞTİRİLECEK BORÇ DEĞİLDİR”
Bu öyle kuru kuruya bir teşekkürle geçiştirilecek bir borç değildir. Büyük bir borçtur. Az kaldı, o günler geliyor. Bu borç çok yakında hak ettiğiniz biçimde tahsil edilecektir. Artık hesap zamanı yaklaşıyor. Maskesiz, mesafesiz, avuçlarımızda biriken alacaklarımızla, alnımızın akıyla, ürettiklerimizden payımızı almanın zamanı yaklaşıyor. Hiç merak etmeyin. İşverenlerimiz, bacalarını tüttürenler, biz ölümüne üretirken, canımız pahasına çarkları döndürürken, salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızı toprağa verip, tezgahlarımıza geri dönerken, karlarına kar katanlar, toprağa verdiğimiz o canların anısına sizlere olan borcunu ödeyecektir”
"MART AYININ İLK GÜNLERİNDE ANLAŞMA İMZALADIK"
Pevrul kavlak, pandemi sürecinde Türk Metal Sendikası’nın yaptığı çalışmalara da değindi. Kavlak, “Ne yapmalıydık? Bu sonu belirsiz durumdan, bu can pazarından üyelerimizi nasıl korumalıydık? Onların canlarını, işlerini, ekmeklerini nasıl güvence altına almalıydık? Hemen oturduk, bir strateji belirledik. MESS ile bir anlaşma imzaladık, işi şıp diye çözdük. Hem de daha hiç kimse neyin ne olduğunu bilmezken, aklına bir şey gelmezken. Hatta devletimiz bile daha bir önlem açıklamamışken, işin en başında hemen aksiyon aldık. Mart ayının ilk günlerinde, bir anlaşma imzaladık. Şunu bilin ki, bu süreci kazasız belasız atlatan sendikaların başında biz varız.
“KİMSE İŞTEN ÇIKARILMADI”
Bu süreçte hiçbir üyemiz işinden olmadı. Kimse işten çıkarılmadı. Sağlık sorunları olan, kronik rahatsızlıkları bulunan arkadaşlarımız bu dönemi evlerinde geçirdi. Bakın, şaka değil, bu üyelerimizin oranı yüzde 17. Yani 35 bin kişi, bu süreçte evinde kaldı.
Biz bu süreçte, kimseyi işten çıkarttırmadık, kimsenin ekmeğini küçültmedik. İster kısa çalışmada olsun ister olmasın bir-iki küçük işyeri dışında herkes her koşulda ücretinin tamamını aldı. Kimse gelir kaybına uğramadı. Tamamlayıcı sağlık sigortamıza hemen bir madde eklettik, covit-19 hastalığını kapsama aldırdık. Rahatsızlanan ve hastaneye yatan arkadaşlarımız beş kuruş ödemeden tedavi oldular.”
“HOR GÖRDÜKLERİNİZİN CANINA YETTİ”
Genel Başkan Kavlak, salgın döneminde de örgütlenme çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Pandemi döneminde herkes faaliyetlerine ara vermişken 62 iş yerinde 24 bin emekçinin Türk Metal ailesine katıldığını vurguladı. Kavlak, örgütlenme sürecinde zorluk çıkaran, işçilerin ekmeğiyle oynayan işverenlere tepki gösterdi. Kavlak, “Bu ülkede bazı işverenler, çalışma yaşamında dikensiz gül bahçesi istiyor. Sendikasız bir endüstri ilişkileri düzenini savunuyor. İstiyorlar ki, işçiler boğaz tokluğuna çalışsın. İstiyorlar ki, bir lokma, bir hırkaya razı olsun. İstiyorlar ki ellerine verilen üç kuruşu kabul edip, bir de üzerine ‘Allah razı olsun’ desin. Yahu insaf edin, insaf… Kırk yıldır, ucuz işçi cennetine çevirdiğiniz bu ülkede, bu insanları sömürdüğünüz yetmedi mi? Köle gibi çalıştırdığınız yetmedi mi? Onların sırtından kazandığınız yetmedi mi? Onların alın terlerinden aldığınız yetmedi mi? Evet, sizin için yetmemiş olabilir ama sendikalı oldukları için işten attıklarınızın, üç kuruşa köle gibi çalıştırdıklarınızın, bir dilim ekmeğe muhtaç ettiklerinizin, iş cinayetlerine kurban verdiklerinizin, ezdiklerinizin, hor gördüklerinizin, canlarına yetti.
“MÜCADELE ATEŞİMİZ GEBZE’DE YANIYOR”
Manisa şubemiz gibi, çeşitli illerdeki şubelerimiz birçok işyerinde mücadele veriyor. Mücadele ateşimiz, Trakya’da, İstanbul’da, Bursa’da, Gebze’de, örgütlü olduğumuz her yerde büyük bir güçle yanıyor. Birçok fabrikanın önünde direniş çadırları var. Ekmekleri için fabrika önünde geceleyen, umutla bekleyen emekçiler var. Bu ülkede sendikalaşmak demek, imkânsızı başarmak demektir. Çünkü o gözleri doymayanlar, işçisine üç kuruşu çok görenler, kul hakkı yiyenler, sadece sendikaya üye oldukları için, onlarca, yüzlerce emekçiyi kapının önüne koyuyorlar. Kar, kış, bayram, seyran demeden, insanları işten atıyorlar. Buradan, o işverenlere sesleniyorum. O işten attığınız, ekmeğiyle oynadığınız, açlığa mahkûm ettiğiniz insanların iki eli sizin yakanızdadır. Onların bebelerinin vebali sizin boynunuzdadır. Sizi unutmayacağız. Sendikalaşan işçileri kod 29’la işten atan patronları unutmayacağız” ifadelerini kullandı.
“KARDEŞLERİMİZE HERKESİN CAN BORCU VAR”
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Kavlak, pandeminin neden olduğu sorunlar nedeniyle toplu iş sözleşmesi sürecinin kolay olmadığına değinerek, “Ancak şunu unutmayın, kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmaktır. Türk Metal hep zoru başaran olmuştur” dedi. Kavlak, açıklamalarının devamında ise, “Biz işverenlerimize şunu söylüyoruz; evet, pandemi koşulları herkesin belini büktü. İşler azaldı, ihracat daraldı, tedarik zincirinde sorunlar yaşandı. Evet, bunları biliyoruz. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. Ancak, siz de şunu iyi bilin; bu ülkede herkes evindeyken, karantinadayken, hastalıktan korkarken, kaçarken, biz kaçmadık, tezgahımızın başındaydık. Ülkemiz ekonomisini ayakta tutmak için, sanayi üretimine destek olmak için, sizin karlarınız için, canımız pahasına çalıştık. Biz, üzerimize düşeni yaptık. Şimdi sıra sizde… Bize borcunuz var. İşverenlerimizin, çarkları dönenlerin, bize borcu var. Bu ülkeyi yönetenlerin, ülkemizin birliği, beraberliği için şehit olan Ahmetlere, Mehmetlere olduğu kadar, ekonomiyi ayakta tutmak için hastalanıp işbaşında şehit olan COVİD-19 virüsü nedeniyle can veren o kardeşlerimize, canlarımıza, herkesin borcu var.
“KURU KURYA TEŞEKKÜRLE GEÇİŞTİRİLECEK BORÇ DEĞİLDİR”
Bu öyle kuru kuruya bir teşekkürle geçiştirilecek bir borç değildir. Büyük bir borçtur. Az kaldı, o günler geliyor. Bu borç çok yakında hak ettiğiniz biçimde tahsil edilecektir. Artık hesap zamanı yaklaşıyor. Maskesiz, mesafesiz, avuçlarımızda biriken alacaklarımızla, alnımızın akıyla, ürettiklerimizden payımızı almanın zamanı yaklaşıyor. Hiç merak etmeyin. İşverenlerimiz, bacalarını tüttürenler, biz ölümüne üretirken, canımız pahasına çarkları döndürürken, salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızı toprağa verip, tezgahlarımıza geri dönerken, karlarına kar katanlar, toprağa verdiğimiz o canların anısına sizlere olan borcunu ödeyecektir”
"MART AYININ İLK GÜNLERİNDE ANLAŞMA İMZALADIK"
Pevrul kavlak, pandemi sürecinde Türk Metal Sendikası’nın yaptığı çalışmalara da değindi. Kavlak, “Ne yapmalıydık? Bu sonu belirsiz durumdan, bu can pazarından üyelerimizi nasıl korumalıydık? Onların canlarını, işlerini, ekmeklerini nasıl güvence altına almalıydık? Hemen oturduk, bir strateji belirledik. MESS ile bir anlaşma imzaladık, işi şıp diye çözdük. Hem de daha hiç kimse neyin ne olduğunu bilmezken, aklına bir şey gelmezken. Hatta devletimiz bile daha bir önlem açıklamamışken, işin en başında hemen aksiyon aldık. Mart ayının ilk günlerinde, bir anlaşma imzaladık. Şunu bilin ki, bu süreci kazasız belasız atlatan sendikaların başında biz varız.
“KİMSE İŞTEN ÇIKARILMADI”
Bu süreçte hiçbir üyemiz işinden olmadı. Kimse işten çıkarılmadı. Sağlık sorunları olan, kronik rahatsızlıkları bulunan arkadaşlarımız bu dönemi evlerinde geçirdi. Bakın, şaka değil, bu üyelerimizin oranı yüzde 17. Yani 35 bin kişi, bu süreçte evinde kaldı.
Biz bu süreçte, kimseyi işten çıkarttırmadık, kimsenin ekmeğini küçültmedik. İster kısa çalışmada olsun ister olmasın bir-iki küçük işyeri dışında herkes her koşulda ücretinin tamamını aldı. Kimse gelir kaybına uğramadı. Tamamlayıcı sağlık sigortamıza hemen bir madde eklettik, covit-19 hastalığını kapsama aldırdık. Rahatsızlanan ve hastaneye yatan arkadaşlarımız beş kuruş ödemeden tedavi oldular.”
“HOR GÖRDÜKLERİNİZİN CANINA YETTİ”
Genel Başkan Kavlak, salgın döneminde de örgütlenme çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Pandemi döneminde herkes faaliyetlerine ara vermişken 62 iş yerinde 24 bin emekçinin Türk Metal ailesine katıldığını vurguladı. Kavlak, örgütlenme sürecinde zorluk çıkaran, işçilerin ekmeğiyle oynayan işverenlere tepki gösterdi. Kavlak, “Bu ülkede bazı işverenler, çalışma yaşamında dikensiz gül bahçesi istiyor. Sendikasız bir endüstri ilişkileri düzenini savunuyor. İstiyorlar ki, işçiler boğaz tokluğuna çalışsın. İstiyorlar ki, bir lokma, bir hırkaya razı olsun. İstiyorlar ki ellerine verilen üç kuruşu kabul edip, bir de üzerine ‘Allah razı olsun’ desin. Yahu insaf edin, insaf… Kırk yıldır, ucuz işçi cennetine çevirdiğiniz bu ülkede, bu insanları sömürdüğünüz yetmedi mi? Köle gibi çalıştırdığınız yetmedi mi? Onların sırtından kazandığınız yetmedi mi? Onların alın terlerinden aldığınız yetmedi mi? Evet, sizin için yetmemiş olabilir ama sendikalı oldukları için işten attıklarınızın, üç kuruşa köle gibi çalıştırdıklarınızın, bir dilim ekmeğe muhtaç ettiklerinizin, iş cinayetlerine kurban verdiklerinizin, ezdiklerinizin, hor gördüklerinizin, canlarına yetti.
“MÜCADELE ATEŞİMİZ GEBZE’DE YANIYOR”
Manisa şubemiz gibi, çeşitli illerdeki şubelerimiz birçok işyerinde mücadele veriyor. Mücadele ateşimiz, Trakya’da, İstanbul’da, Bursa’da, Gebze’de, örgütlü olduğumuz her yerde büyük bir güçle yanıyor. Birçok fabrikanın önünde direniş çadırları var. Ekmekleri için fabrika önünde geceleyen, umutla bekleyen emekçiler var. Bu ülkede sendikalaşmak demek, imkânsızı başarmak demektir. Çünkü o gözleri doymayanlar, işçisine üç kuruşu çok görenler, kul hakkı yiyenler, sadece sendikaya üye oldukları için, onlarca, yüzlerce emekçiyi kapının önüne koyuyorlar. Kar, kış, bayram, seyran demeden, insanları işten atıyorlar. Buradan, o işverenlere sesleniyorum. O işten attığınız, ekmeğiyle oynadığınız, açlığa mahkûm ettiğiniz insanların iki eli sizin yakanızdadır. Onların bebelerinin vebali sizin boynunuzdadır. Sizi unutmayacağız. Sendikalaşan işçileri kod 29’la işten atan patronları unutmayacağız” ifadelerini kullandı.