Saadet Partisi Gebze İlçe Başkanlığı, divan toplantısı için kent meydanında bir araya geldi. Programa Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın da katılım sağlarken, Saadet Partisi Gebze İlçe Başkanı Mustafa Turel, toplantıda ülke ve bölge gündemi üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Turel, “Gebze’yi Saadet’e kavuşturacağız” derken, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; Gebze ve Gebzeliler her seçim dönemi kandırılıyor. Verilen vaatler yerine getirilmiyor. Gün geçtikçe daha yaşanmaz hale geliyor. İnşallah önümüzdeki dönemde Gebze’de iktidara geleceğiz. Gebze’yi Saadet’e Kavuşturacağız. Daha Yaşanabilir Bir Gebze’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Çarşı-pazarın durumu ortadadır. Herhangi bir markete girdiğimizde, raflardaki fiyat etiketleri durumumuzu çok net anlatıyor. Herhangi bir ilan sitesine girin; kira fiyatları, araba fiyatları ekonomiyi özetliyor. Her ay posta kutularımıza bırakılan faturalar, özellikle şimdi kış aylarında, ekonomik tabloyu gözler önüne seriyor. Her ay düzenli olarak açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakamları ile hesaplara yatan maaşlar, elimize geçen tutarlar arasındaki fark zaten başka söze hacet bırakmıyor...Adalette; saray olarak isimlendirilen adliye binaları yaptılar doğru, peki adalete olan güven dün hangi seviyelerdeydi, bugün hangi seviyelerde? Eğitimde de; ısrarla ve inatla niceliği niteliğe tercih ettiler. Sağlıkta yine aynı şekilde; devasa hastaneler yapıldı, ancak insanlar eskisi gibi fiziki olarak kuyrukta değil belki ama internet başında, telefon başında günlerce sıra bekliyor.
“SAADET PARTİSİ’Nİ FARKLI KILAN BUDUR”
Tarımda; koskoca bir ülkenin 4'te 1'ini İstanbul'a istiflediler, Anadolu'yu boşalttılar! İşte bir deprem oluyor, yüreğimiz ağzımıza geliyor. İşte tarihte ilk kez peynir fiyatları, et fiyatlarını geçti. İnsanımızı topraksız, toprağımızı da insansız bırakmanın kaçınılmaz sonuçlarıdır bunlar. Dış politikada ise; adeta dönüş hızına yetişilemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Elbette diplomasi zemininden kopmamak önemli, dün de söyledik, bugün de söylüyoruz. Ancak dün dinlemediler, bugün de sanki olan bitenler hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. Washington'dan Moskova'ya, NATO ve Avrupa Birliği'nden Şangaya, Esad'tan Esed'e, sonra yine Esed'ten Esad'a, Rabia'dan Sisi'ye savrulan, yönsüz bir dış politika... En üzücü olan ise; ahlaki çıpamızın kaybedilişidir. "Ahlaki değerlerin bu kadar akışkanlaştığı" bir dönemi hiçbirimiz hatırlamıyoruzdur. Sözde aydınlar, sözde alimler, sözde İslami topluluklar, açık söylüyorum; hiçbiri iyi bir sınav veremedi bu süreçte. Saadet Partimizi farklı kılan, mücadelesini değerli kılan, toplumun tüm kesimleri tarafından takdir kazanan duruşu, işte tam da bu noktadır.
“MANEVİ TAHRİBATIN GİDERİLMESİ ZAMAN ALIR”
Para bulunur, iş bulunur, borç ödenir, hepsi olur; ancak ahlaki ve manevi tahribatın giderilmesi zaman alır; burada da bizleri büyük sorumluluklar beklemektedir. Değerli kardeşlerim; biz bunları anlatırken, "battık, bittik, mahvolduk" demiyoruz. "Türkiye Gemisi" batmadı, batmaz; ancak geminin düzgün ve doğru bir rotada, ehil bir mürettebatın kontrolünde, sağlıklı bir şekilde yol almadığını ifade ediyoruz. Teşhis yapıyoruz ki, tedavi uygulayabilelim. Uyarıyoruz ki, gemi su almadan tedbir alınsın. Hem bunu yapmakla mükellef değil miyiz? Bir muhalefet partisi olarak, ülkemize ve insanımıza karşı bizim sorumluluğumuz bu değil mi?
“HUZURLU VE GÜVENLİ İKLİMİ İNŞA EDECEĞİZ”
"Şunu devirmek, iktidarı değiştirmek için bir araya geldiler" diyor ya hani birileri, başka ne yapacaktık? Siyasi hayatımız boyunca ilk kez böyle cümleler kuruluyor... Doğrusu hayret verici...Bir siyasi partinin amacı, politikalarını icraate koyabilmek için iktidara gelmek değil midir? Bugünkü iktidar gidecek ki, yenisi gelsin... Biz dernek, vakıf veya bir STK mıyız? Milli Görüş Hareketi olarak bizim iddialarımız var, ideallerimiz var, dünyaya söyleyecek sözümüz var. Bunları hayata geçirebilmek için de milletimizden yetki almak mecburiyetindeyiz. Kongremizde "Kararlıyız! Milletin İktidarında Saadet Var" dedik, salonun en güzel köşesine de "Saatlerinizi İktidara Ayarlayın" pankartını astık... İnanıyoruz, kararlıyız ve başaracağız! 85 milyonun huzur, güven, düzen ve kazanç bulacağı yeni bir iklimi inşa edeceğiz. "Yaşanabilir Türkiye", "Yeniden Büyük Türkiye" ve "Yeni bir Dünya" mefkurelerimizi hayata geçirmek için Saadet Partimizi iktidara taşıyacağız.”