Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Gebze'de öğrencilerle bir araya geldi. TÜBİTAK Fen Lisesi'nde öğrencilere açıklamalarda bulunan Sancar, bugüne kadar kendisini kimin Nobel’e aday gösterdiğini bilmediğini ifade ederek, “En büyük gaye, Nobel değildir, kitaptır. 100 sene sonra benim buluşlarımı sizin gibi Türk çocukları okuyacaklar ve ‘Bunu bir Türk yaptı’ diyecekler. Benim gayem oydu” dedi. Biyolojik saat ve DNA onarımı enzimleri üzerine çalışmalar yaptığını kaydeden Sancar, “Şimdi biyolojik saat, DNA onarımını nasıl kontrol ediyor? Bunu kullanarak hem kanser önleminde hem de kanser tedavisinde nasıl kullanabiliriz şimdi o çalışmayı yapıyoruz.” diye konuştu. Sancar, motivasyon kaynağı ile ilgili bir soru üzerine Fatih Sultan Mehmet’in “İstanbul, ya ben seni alacağım ya sen beni alacaksın” sözlerini hatırlatarak “Ben çok milliyetçiyim. Bu benim için büyük bir motivasyon” ifadesini kullandı. Nobel ödülünü Anıtkabir’e hediye etmesi ilgili Amerikalı olan eşine danıştığını anlatan Sancar, “Mardin’in Savur ilçesinde annesi babası okuma yazma bilmeyen bir çocuğun eğitim görüp Nobel alması Atatürk sayesinde oldu” dedi.
TÜBİTAK’IN ONUR KONUĞU OLDU
TEKNOFEST’21 için TÜBİTAK’ın onur konuğu olarak İstanbul’a gelen Prof. Aziz Sancar, TÜBİTAK Fen Lisesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında Sancar’a Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal eşlik etti. TÜBİTAK Gebze Kampüsünde alkışlarla karşılanan Sancar, sınıfları gezdi, okulun eğitim müfredatına ilişkin bilgiler aldı. TÜBİTAK UME’de öğrencilere bir konferans veren Sancar, yaptığı sunumda Türk dünyasının dünya bilimine katkısını tarihsel bir perspektiften değerlendirdi.
"BİLİM YAPMAK DENEYLE OLUR"
Sancar, Türkiye’nin teorik eğitimde çok iyi olduğunu belirterek, “Ben doktora yaparken çok zorluk çektim. Çünkü deney yapamıyordum. Türkiye bizi teorik alanda çok iyi hazırladı ama deney tecrübemiz eksikti. Bilim yapmak deney ile olur. Biz çocuklarımıza erken yaşta deney yapmayı öğretmeliyiz” açıklamasında bulundu. Amerika’da Türk kültür Merkezi inşa ettiklerini anlatan Sancar, “Arka bahçesinde köşede Atatürk’ün büstü var, bir köşede de Piri Reis’in. Piri Reis’i koymamın sebebi, o dünya haritasını ben de DNA onarım haritasını yaptım. ‘Benim Piri Reis haritam dedim” ifadesini kullandı.
"BUNU BİR TÜRK YAPTI DİYECEKLER"
Sunumun ardından Sancar, öğrencilerin sorularına yanıt verdi. “Nobel’e nasıl başvurdunuz?” sorusu üzerine Sancar şunları söyledi; "Başvurmak diye bir şey yok. Kendinizi Nobel’e aday gösteremezsiniz. Nobel, kimya komitesi başkanı bizim onurumuza yemek verdiği zaman bana dedi ki ‘Ben uluslararası toplantılara gidemiyorum, herkes etrafıma toplanıp beni etkilemeye çalışıyor.’ Nobel kendi propagandanı yapmakla kazanılmaz. Beni bugüne kadar kim aday gösterdi bilmiyorum. En büyük gaye, Nobel değildir, kitaptır. 100 sene sonra benim buluşlarımı sizin gibi Türk çocukları okuyacaklar ve ‘Bunu bir Türk yaptı.’ diyecekler. Benim gayem oydu. Ben Nobel düşünmüyordum."
"BEN ATATÜRK SAYESİNDE ORAYA VARDIM"
Sancar, ”Nobel’i Anıtkabir’e hediye etmeye nasıl karar verdiniz?” sorusu üzerine, "Söyleyeceğim ama kimse alkışlamayacak oldu mu?” dedi. Sancar, ardından şöyle devam etti; "İlginç bir şey Nobel’i ben aldım onun heyecanı, kargaşalığı vardı. Eşime söyledim, eşim Amerikalı. ‘Ben bunu Anıtkabir’e koyacağım. 'Tabii başka ne yapacaksın?’ dedi. O Amerikalı kadın. Çünkü ona Atatürk’ü anlatmıştım. Atatürk’ü birçok Türk’ten daha çok takdir ediyordu. Ben de hayret ettim. ‘Yok, biz saklayalım.’ demedi. Ben Atatürk’ün sayesinde oraya vardım. Çünkü Mardin’in Savur ilçesinde annesi babası okuma yazma bilmeyen bir çocuğun eğitim görüp Nobel alması Atatürk sayesinde oldu."
TÜBİTAK’IN ONUR KONUĞU OLDU
TEKNOFEST’21 için TÜBİTAK’ın onur konuğu olarak İstanbul’a gelen Prof. Aziz Sancar, TÜBİTAK Fen Lisesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında Sancar’a Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal eşlik etti. TÜBİTAK Gebze Kampüsünde alkışlarla karşılanan Sancar, sınıfları gezdi, okulun eğitim müfredatına ilişkin bilgiler aldı. TÜBİTAK UME’de öğrencilere bir konferans veren Sancar, yaptığı sunumda Türk dünyasının dünya bilimine katkısını tarihsel bir perspektiften değerlendirdi.
"BİLİM YAPMAK DENEYLE OLUR"
Sancar, Türkiye’nin teorik eğitimde çok iyi olduğunu belirterek, “Ben doktora yaparken çok zorluk çektim. Çünkü deney yapamıyordum. Türkiye bizi teorik alanda çok iyi hazırladı ama deney tecrübemiz eksikti. Bilim yapmak deney ile olur. Biz çocuklarımıza erken yaşta deney yapmayı öğretmeliyiz” açıklamasında bulundu. Amerika’da Türk kültür Merkezi inşa ettiklerini anlatan Sancar, “Arka bahçesinde köşede Atatürk’ün büstü var, bir köşede de Piri Reis’in. Piri Reis’i koymamın sebebi, o dünya haritasını ben de DNA onarım haritasını yaptım. ‘Benim Piri Reis haritam dedim” ifadesini kullandı.
"BUNU BİR TÜRK YAPTI DİYECEKLER"
Sunumun ardından Sancar, öğrencilerin sorularına yanıt verdi. “Nobel’e nasıl başvurdunuz?” sorusu üzerine Sancar şunları söyledi; "Başvurmak diye bir şey yok. Kendinizi Nobel’e aday gösteremezsiniz. Nobel, kimya komitesi başkanı bizim onurumuza yemek verdiği zaman bana dedi ki ‘Ben uluslararası toplantılara gidemiyorum, herkes etrafıma toplanıp beni etkilemeye çalışıyor.’ Nobel kendi propagandanı yapmakla kazanılmaz. Beni bugüne kadar kim aday gösterdi bilmiyorum. En büyük gaye, Nobel değildir, kitaptır. 100 sene sonra benim buluşlarımı sizin gibi Türk çocukları okuyacaklar ve ‘Bunu bir Türk yaptı.’ diyecekler. Benim gayem oydu. Ben Nobel düşünmüyordum."
"BEN ATATÜRK SAYESİNDE ORAYA VARDIM"
Sancar, ”Nobel’i Anıtkabir’e hediye etmeye nasıl karar verdiniz?” sorusu üzerine, "Söyleyeceğim ama kimse alkışlamayacak oldu mu?” dedi. Sancar, ardından şöyle devam etti; "İlginç bir şey Nobel’i ben aldım onun heyecanı, kargaşalığı vardı. Eşime söyledim, eşim Amerikalı. ‘Ben bunu Anıtkabir’e koyacağım. 'Tabii başka ne yapacaksın?’ dedi. O Amerikalı kadın. Çünkü ona Atatürk’ü anlatmıştım. Atatürk’ü birçok Türk’ten daha çok takdir ediyordu. Ben de hayret ettim. ‘Yok, biz saklayalım.’ demedi. Ben Atatürk’ün sayesinde oraya vardım. Çünkü Mardin’in Savur ilçesinde annesi babası okuma yazma bilmeyen bir çocuğun eğitim görüp Nobel alması Atatürk sayesinde oldu."