Dün meclisten yeter çoğunlukla geçen Libya Tezkeresi hakkındaki tartışmalar sürüyor. Bilindiği üzere Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun tezkereye evet dediği söylenmiş ve bunun üzerine parti milletvekillerinin konuya hayır demesi beraberinde yeni bir krizi getirmişti. Hatta bu kriz beraberinde istafa bile doğurmuştu. SP’nin 3 Kasım’da gerçekleştirdiği kongre sonrasında Genel İdare Kurulu’na seçilen Recep Sarıdoğan konuya ilişkin gazetemize açıklamalarda bulundu. SP GİK Üyesi Sarıdoğan, parti olarak tezkere konusuna evet demediklerini dile getirdi ve şunları aktardı; “Biz parti olarak Libya tezkeresine evet demedik. Libya ile birlikte Akdeniz’de bir anlaşma vardı onu destekledik. Yapılan açıklama şuydu. Libya ile alakalı yapılan birtakım anlaşmalara destek verdiğimizi ancak bu tezkereyle alakalı bizim endişelerimiz olduğunu, yeterli bilgi verilmediği hatta ve hatta bize göre yeterli bir şekilde Genelkurmay’la da görüşülmediği kanaatindeyiz. Asker göndermemizin sebebi nedir? Bunlar enine boyuna konuşulmadığı için burada bir tehlike hissettik, bu hükümet dış politika konusunda hep sınıfta kalmış. Bize Libya konusunda detaylı bir bilgi verilmediğinden dolayı askerimizin orada iki ateş arasında kalmasına müsaade edemeyiz, bu vebale ortak olamayız dedik.“ÇÖZÜM DİPLOMASİDİR”
Orada bir işgalci devlet olsa Libya’nın yanında yer almamız bir Müslüman ülke olarak gerekir. Ancak burada iki kutup çatışıyor. Kimin ne olduğu belli değil. Orada Rusya’nın Amerika’nın adamları var. İki ateş arasında kalmış olmayacak mıyız? Askerden çok diplomasi mücadelesi yapmış olsak daha hayırlı bir iş yapmış olacağız Buraya neden asker gönderiyorsunuz, askerimiz nerede konuşlanacak, kimin yanında yer alacak, askerin güvenliğini nasıl sağlayacağız konularında bilgi istiyoruz dedik. Cumhurbaşkanlığı bu konuda bize bir bilgi vermedi. Bu memleket meselesi ise grubu olsun ya da olmasın bütün siyasi partilere bilgi paylaşımı yapılması lazımdı. Bu işin çözümü asker göndermek değil. Bunun çözümü diplomasidir. Bizim D8’i, İslam İşbirliği’ni harekete geçirmemiz gerek.
Orada bir işgalci devlet olsa Libya’nın yanında yer almamız bir Müslüman ülke olarak gerekir. Ancak burada iki kutup çatışıyor. Kimin ne olduğu belli değil. Orada Rusya’nın Amerika’nın adamları var. İki ateş arasında kalmış olmayacak mıyız? Askerden çok diplomasi mücadelesi yapmış olsak daha hayırlı bir iş yapmış olacağız Buraya neden asker gönderiyorsunuz, askerimiz nerede konuşlanacak, kimin yanında yer alacak, askerin güvenliğini nasıl sağlayacağız konularında bilgi istiyoruz dedik. Cumhurbaşkanlığı bu konuda bize bir bilgi vermedi. Bu memleket meselesi ise grubu olsun ya da olmasın bütün siyasi partilere bilgi paylaşımı yapılması lazımdı. Bu işin çözümü asker göndermek değil. Bunun çözümü diplomasidir. Bizim D8’i, İslam İşbirliği’ni harekete geçirmemiz gerek.