Türkiye Büyük Meclis Genel Kurulu’nda uzun süredir hukuki bir dayanağı bulunmayan tasarruf finansman şirketleri ile ilgili kanun teklifinin görüşmeleri tamamlandı. Kanun teklifinde eksik gördüğü yerlere değinen CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, “Madde 15’te Şirketlerin faaliyet iptali kararı tasfiye kuruluna bırakılıyor. Üyelerine de hukuki, idari ve cezai sorumluluk yüklenmiyor. Yetki veriyorsunuz, sorumluluk yüklemiyorsunuz. Bu doğru değil. Kurula bu kadar geniş bir takdir yetkisi tanınıyorsa keyfi kararların önüne geçmek adına üyeler eylemlerinden sorumlu tutulmalıdır. 17. Madde ile şirketlere yeni kanuna 6 ay içinde uyum sağlama zorunluluğu getiriliyor. BDDK’ya ise 6 ay uzatma yetkisi veriliyor, Yetmedi bir 6 ay daha uzatma yetkisine sahip olacak! Uyum süresi 1 yılsa 1 yıl, 6 aysa 6 aydır! Bunu daha fazla uzatmaya ne gerek var? Belirli bir uyum süresine karar verilmelidir” açıklamasında bulundu.
“39 ŞİRKETTEN 1’İ YERİNE GETİREBİLİYOR”
Sözlerini sürdüren Tarhan, “11. ve 20. Maddelerle yargıda olan erişim engelleme yetkisi BDDK’ya veriliyor. Bu yargıya müdahale demektir. Yargı yetkisini BDDK’ya vermek doğru değildir. Bunun yerine yargıya erişim engeli kararı almada 48 saatlik süre verilerek sürecin hızlandırılması daha doğru olur. Kanun teklifinin 2. Maddesinde ödenmiş sermayenin 100 milyon TL olması şartı getiriliyor. Halen tasarruf finansmanı alanında faaliyet gösteren resmiyette 39 şirketten sadece bir tanesi bu şartı yerine getirebiliyor. Sermayesi 100 milyonu bulamayan onlarca firma var. Bankalardan kredi alamayan bir mülke sahip olmak için bu firmalara giden milyonlarca vatandaş var. Bu yasayla şirketleri düzenleyeceğiz derken yeni mağdurlar yaratacaksınız” diyerek eleştirilerde bulundu.
“MAĞDURİYET YARATABİLİR”
Kanun teklifiyle yasal güvence altında daha fazla mağduriyet yaratabileceğinin altını çizen Tarhan, “Bu kanun teklifiyle birlikte yeterli sermayeye sahip olmayan şirketlerin faaliyet izinleri iptal edilecek ve söz konusu şirketlerin müşterisi olan vatandaşlar mağdur olacak. Kanunla sadece bir avuç şirket korunmuş olacak ve bu şirketler üye sayılarını artırarak büyüyebilecekler. Ancak yeni üye bulamadıklarında sistemi finanse etmeleri mümkün olmayacaktır. Böylelikle yasal olarak mağduriyetin önü açılmış olacaktır. Sistem faizsiz gibi görünse de, enflasyonun yüksek ve dalgalı olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Müşteriler faiz ödemeseler de komisyon ücreti ödüyorlar. Kuradan araba veya evin ne zaman çıkacağı belli değil. Yüksek enflasyon düşünüldüğünde, daha ileri tarihlerde sırası gelen müşteriler için sistem büyük risk oluşturmaktadır. Bu kanun teklifi, finansman şirketlerini denetim altına alıyor gibi gözükse de iktidarın vatandaş yerine yandaşı kolladığı bir sistemde yakın geçmişte yaşanan dolandırıcılıkların benzerlerinin önünü de açabilir. Yolsuzlukları kanunla güvence altına alarak daha fazla mağduriyete neden olabilir. Oysa bizim önceliğimiz vatandaşımızın haklarını korumak ve bu mağduriyetlerin yaşanmasına engel olmak olmalıdır” ifadelerini kullandı.
“39 ŞİRKETTEN 1’İ YERİNE GETİREBİLİYOR”
Sözlerini sürdüren Tarhan, “11. ve 20. Maddelerle yargıda olan erişim engelleme yetkisi BDDK’ya veriliyor. Bu yargıya müdahale demektir. Yargı yetkisini BDDK’ya vermek doğru değildir. Bunun yerine yargıya erişim engeli kararı almada 48 saatlik süre verilerek sürecin hızlandırılması daha doğru olur. Kanun teklifinin 2. Maddesinde ödenmiş sermayenin 100 milyon TL olması şartı getiriliyor. Halen tasarruf finansmanı alanında faaliyet gösteren resmiyette 39 şirketten sadece bir tanesi bu şartı yerine getirebiliyor. Sermayesi 100 milyonu bulamayan onlarca firma var. Bankalardan kredi alamayan bir mülke sahip olmak için bu firmalara giden milyonlarca vatandaş var. Bu yasayla şirketleri düzenleyeceğiz derken yeni mağdurlar yaratacaksınız” diyerek eleştirilerde bulundu.
“MAĞDURİYET YARATABİLİR”
Kanun teklifiyle yasal güvence altında daha fazla mağduriyet yaratabileceğinin altını çizen Tarhan, “Bu kanun teklifiyle birlikte yeterli sermayeye sahip olmayan şirketlerin faaliyet izinleri iptal edilecek ve söz konusu şirketlerin müşterisi olan vatandaşlar mağdur olacak. Kanunla sadece bir avuç şirket korunmuş olacak ve bu şirketler üye sayılarını artırarak büyüyebilecekler. Ancak yeni üye bulamadıklarında sistemi finanse etmeleri mümkün olmayacaktır. Böylelikle yasal olarak mağduriyetin önü açılmış olacaktır. Sistem faizsiz gibi görünse de, enflasyonun yüksek ve dalgalı olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Müşteriler faiz ödemeseler de komisyon ücreti ödüyorlar. Kuradan araba veya evin ne zaman çıkacağı belli değil. Yüksek enflasyon düşünüldüğünde, daha ileri tarihlerde sırası gelen müşteriler için sistem büyük risk oluşturmaktadır. Bu kanun teklifi, finansman şirketlerini denetim altına alıyor gibi gözükse de iktidarın vatandaş yerine yandaşı kolladığı bir sistemde yakın geçmişte yaşanan dolandırıcılıkların benzerlerinin önünü de açabilir. Yolsuzlukları kanunla güvence altına alarak daha fazla mağduriyete neden olabilir. Oysa bizim önceliğimiz vatandaşımızın haklarını korumak ve bu mağduriyetlerin yaşanmasına engel olmak olmalıdır” ifadelerini kullandı.