31 Ağustos'tan bu yana yeni eğitim-öğretim yılı uzaktan başladı. 21 Eylül itibari ile de okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri haftanın belirli günlerinde okullarında eğitim görüyor. Eğitimin daha çok uzaktan 'EBA' aracılığıyla yürütüldüğü bu dönemde, CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Kocaeli Valiliği'nin öğretmenleri filyasyon ekiplerinde görevlendiren yazısını meclis gündemine taşıdı.Tarhan yaptığı açıklamada şunları dile getirdi; "Öğretmenlerimiz bütün olumsuz koşullara rağmen eğitim-öğretim faaliyetleri için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Seminer programları, yüz yüze eğitim ve haftada 6 güne çıkan EBA eğitimi öğretmenlerimizin başlıca görevleri. Kocaeli Valiliği ise öğretmenlerin asıl işlerini yapmalarını engelleyecek bir tutum içine girdi. Salgınla mücadele için öğretmene filyasyon ekibinde görev yazma kabul edilemez. Hem eğitim hem de sağlık sistemi bu karardan olumsuz etkilenecek.
"BÜYÜK RİSKLER BARINDIRIYOR"
Öğretmenler gönüllü bir şekilde filyasyon ekiplerinde yer alabilirler. Salgınla mücadele konusunda çalışma yapmak isteyen eğitimcilere toplumca minnet ve saygı duyuyoruz. Ancak Kocaeli Valiliği'nin yaptığı üzere öğretmenlerin zorunlu ve resen filyosyon ekiplerine gönderilmesi tuzun koktuğunu gösteriyor. Bu kararın öğretmenler, öğretmenlerin aileleri ve eğitim-öğretim faaliyetini yüz yüze yürüten öğrenciler bakımından büyük riskler barındırıyor."
"SALGINLA MÜCADELEDE
GÖREVLENDİRİLMESİ DOĞRU MU?"
Tarhan açıklamalarının devamında ise, "Kamuoyu öncelikle şunu merak ediyor. Eğitim-öğretim yılı devam ederken Milli Eğitim Bakanlığı'nın olumlu görüşü, oluru veya onayı olmadan valiliklerin böylesi kararlar alması mümkün mü? Öğretmene verdiği maaşı yük olarak gören Milli Eğitim Bakanı yoksa öğretmenin kendisini de mi yük olarak görüyor? Ayrıca tıp eğitimi almayan öğretmenlerin salgınla mücadele ekiplerinde görevlendirilmesi doğru mu? Salgınla böyle mi mücadele ediyor AKP iktidarı? Binlerce sağlıkçı iş ve görev beklerken öğretmene talimatla görev verilmesi Türkiye’nin utancıdır. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti. Ortada anayasal bir sorun var. Anayasanın angarya yasağı, eğitim-öğretim hakkı ve devlet memuriyetine ilişkin hükümleri açık. Bu kurallara rağmen nasıl olur da öğretmeni alıp uzmanı olmadığı bir yerde zorunlu olarak görevlendirebilirsiniz? Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli. Öğretmenin yeri hastane değil, okuldur" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK RİSKLER BARINDIRIYOR"
Öğretmenler gönüllü bir şekilde filyasyon ekiplerinde yer alabilirler. Salgınla mücadele konusunda çalışma yapmak isteyen eğitimcilere toplumca minnet ve saygı duyuyoruz. Ancak Kocaeli Valiliği'nin yaptığı üzere öğretmenlerin zorunlu ve resen filyosyon ekiplerine gönderilmesi tuzun koktuğunu gösteriyor. Bu kararın öğretmenler, öğretmenlerin aileleri ve eğitim-öğretim faaliyetini yüz yüze yürüten öğrenciler bakımından büyük riskler barındırıyor."
"SALGINLA MÜCADELEDE
GÖREVLENDİRİLMESİ DOĞRU MU?"
Tarhan açıklamalarının devamında ise, "Kamuoyu öncelikle şunu merak ediyor. Eğitim-öğretim yılı devam ederken Milli Eğitim Bakanlığı'nın olumlu görüşü, oluru veya onayı olmadan valiliklerin böylesi kararlar alması mümkün mü? Öğretmene verdiği maaşı yük olarak gören Milli Eğitim Bakanı yoksa öğretmenin kendisini de mi yük olarak görüyor? Ayrıca tıp eğitimi almayan öğretmenlerin salgınla mücadele ekiplerinde görevlendirilmesi doğru mu? Salgınla böyle mi mücadele ediyor AKP iktidarı? Binlerce sağlıkçı iş ve görev beklerken öğretmene talimatla görev verilmesi Türkiye’nin utancıdır. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti. Ortada anayasal bir sorun var. Anayasanın angarya yasağı, eğitim-öğretim hakkı ve devlet memuriyetine ilişkin hükümleri açık. Bu kurallara rağmen nasıl olur da öğretmeni alıp uzmanı olmadığı bir yerde zorunlu olarak görevlendirebilirsiniz? Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli. Öğretmenin yeri hastane değil, okuldur" ifadelerini kullandı.