Gazetecilerin en köklü ve güçlü sivil toplum örgütlerinin başında gelen ve toplamda dokuz federasyon ile seksen altı cemiyet, dernekten oluşan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK) seçimli olağan kongresini tamamladı. Yeni yönetimini oluşturan TGK’da, mevcut genel başkan Mehmet Nuri Kolaylı ile yola devam edildi. Kütahya Valiliği ve Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde kuruluş ve kurtuluş şehri Kütahya’da gerçekleşen kongreye Türkiye’nin dört bir tarafından katılım oldu. Dumulupınar Üniversitesi Kongre Merkezi’ndeki kongrede Kütahya Valisi Musa Işın, Kütahya Belediyesi Başkan Yardımcısı Kemalettin Ekici, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin katılırken, TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, dokuz bölgenin gazeteciler federasyonu ile Türkiye’deki birçok il ve ilçenin cemiyet başkanları hazır bulundu. Genel kurulun Divan Başkanlığı’na Nazmi Bilgin, Başkan Yardımcılığına Mustafa Arslan, Yazmanlıklara Şevket Erzen ve Erkan Sağlam oy birliği ile seçildi. Yapılan konuşmaların ardından gerçekleşen kongrede Nuri Kolaylı tek liste ve oy birliğini ile yeniden KGF Genel Başkanlığı’na seçildi. Kütahya Belediye Başkanvekili Ekici açıklamasında, “Doğru ve dürüst haberciliğin önemi her geçen artmaktadır. Bilgiye ulaşmak teknolojinin gelişmesiyle birlikte kolaylaşırken, doğru bilginin kamuoyuna yayılmasında medya meslek örgütlerinin önemini de artıyor. Demokrasilerde 4. güç olan medyanın denetleme fonksiyonu demokrasimizin olmazsa olmazıdır” ifadelerini kullandı.
![](https://www.gebzeyenigun.com/images/files/2024/05/6652090589371.jpeg)
Kütahya Belediyesi Başkan Yardımcısı Kemalettin Ekici
TGK GENEL BAŞKANI NURİ KOLAYLI
KONUŞMASINDA ŞUNLARI KAYDETTTİ
“Büyük özveri ve fedakârlıklarla kurduğumuz, örnek bir dayanışma içinde Türkiye’nin en üst çatı basın meslek kuruluşu haline getirdiğimiz Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’muzun 2021 – 2024 çalışma dönemini geride bırakıyoruz. Pandemi ve yüksek enflasyon ortamında gerçekleşen bu süreç, basın sektörünün ekonomik darboğaza girdiği, haber alma özgürlüğü açısından çeşitli kısıtlamaların yaşandığı zor bir dönem oldu. Sektörümüzde yaşanan sorunlara ve konfederasyon çatısı altında gerçekleştirdiğimiz çalışmalara değinmeden önce, bizlere bugün ev sahipliği yapan değerli Kütahya Valimiz Sayın Musa Işın ile birlikte Ağrı Valiliği döneminde yaşadığımız 15 Temmuz gecesine dönmek istiyorum. 15 Temmuz’un önemini anlamak için elbette 12 Eylül 1980 darbesinde yaşananları bilmek gerekiyor. Türkiye sabah 12 Eylül 1980 sabahı Hasan Mutlucan türküleriyle uyandığında, bütün ülkede sıkıyönetim ilan edilmiş, sokağa çıkma yasağı konulmuştu.
![](https://www.gebzeyenigun.com/images/files/2024/05/665209830266e.jpeg)
TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı
12 EYLÜL DARBESİ KARA BİR LEKE
15 TEMMUZ İSE DİRENİŞ GÜNÜDÜR
Herkes, tek yayın organı olan TRT radyolarını ve tüplü siyah beyaz televizyonlarını açıp ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. Kenan Evren sabaha karşı TRT ekranına çıkıp bildiriyi okuduğunda Türkiye darbeyi öğrenmişti. Her tarafta tanklar, bütün köşe başlarında askerler vardı. O andan itibaren solcusu-sağcısı herkes evinden alınıp nereye olduğu belli olmayan meçhul yerlere götürülüyordu. Yüzbinlerce insanımız aylarca hapislerde kaldı, 17 yaşındaki gençlerin bile yaşları büyütüldü ve asılarak idam edildi. Tarih yapraklarına kara bir leke olarak geçen ve ülkemizin en karanlık dönemlerinden birinin başlangıç günüdür 12 Eylül. Ve tarih 15 Temmuz 2016. Tarih yapraklarına halkıyla, medyasıyla, tüm kurum ve kuruluşlarıyla darbeye karşı Türkiye’nin direnişi olarak geçecek bir gündür 15 Temmuz. Gelelim 15 Temmuz’da yaşadıklarımıza. Ağrı’da yapılacak olan 8. Başkanlar Kurulu toplantımıza katılmak için yola çıktığımda, Boğaziçi köprüsünün işgal edildiğini telefonla öğrendim ve adeta büyük bir şok yaşadım. Ağrıya vardığımda Cemiyet Başkanlarımız lobide toplanmış, endişe içerisinde televizyon izliyorlardı. Kanal kanal dolaşıp ne olup bittiğini öğrenmeye çalışırken TRT darbecilerin bildirisini yayınlamaya başladı. Aynı anda diğer kanallar, bu bildirinin sahte olduğunu belirtiyorlardı. Tüm Türkiye, şaşkınlık içerisinde ne yapacağını bilemez haldeyken CNN TÜRK, cep telefonu görüntüsüyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlandı. Aynı anda TRT hariç bütün kanallar CNN TÜRK’ün yayınını canlı olarak vermeye başladılar. İşte yıllarca hazırlanılan, en ince ayrıntıların bile düşünüldüğü sonradan ortaya çıkan darbenin kırılma noktası bu canlı bağlantıydı. Cumhurbaşkanı, halkı darbeye karşı çıkmak için sokağa çıkmaya çağırıyordu. İşte o an, bu kanlı darbe girişiminin sona ermesinin başlangıcıydı. Halk sokaklara döküldü; tankların üzerlerinden geçmesine, otomatik silahlarla ateş açılmasına, helikopterlerle, uçaklarla üstlerine bomba atılmasına rağmen yılmadı ve polisiyle, darbe karşıtı askeriyle, medyasıyla yüzlerce şehit vererek darbeyi önledi.
DARBEYE İLK TEPKİYİ VEREN STK
BİZİM KONFEDERASYONUMUZ OLDU
Tüm bunlar olurken biz de TGK icra heyetimizle birlikte hemen Vali Musa Işın’ın yanına koştuk. Ağrı direnişini yönetirken destek olduk. Halka ilk hitabında, ilçelere cep telefonuyla bağlanıp demokrasiye sahip çıkma çağrısında yanındaydık. Ağrı Valisi Musa Işın, o gece kendisini teslim almaya geleceğini söyleyen darbeci Doğubayazıt Mekanize Tugay Komutanı’na, “haysiyetsiz ve şerefsiz bir insansın, hainsin. Burada binlerce insan var, beni ve onları çiğnemeden hiçbir şey yapamazsın. Yüreğin yetiyorsa gel al bizi ve halkı” diyecek kadar yürekli bir vatanseverdir. Ertesi gün de Başkanlar Kurulu toplantımızı tek maddeli gündemle topladık. Akabinde Ağrı’da bulunan 74 Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Ağrı Valisi Musa Işın’la birlikte tek yürek halinde darbeye karşı olduğumuzu içeren bildirimizi okuyarak kamuoyunda paylaştık. Açıklamamızda, Türkiye’nin sorunlarının çözümünün ancak ve ancak demokratik sistem içinde çözüleceğine dikkat çekerek, darbe girişimini lanetledik. O gün, darbe girişimine tepki gösteren ilk sivil toplum kuruluşu Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu oldu. Darbeye karşı çıkışımızın haberlerini hemen medyalarımıza ilettik ve tüm Türkiye’ye duyurduk. Sonuç olarak; 1980’de olsaydık, darbecilerin diktatörlüğünde ne olacağımız belli olmayan bir karanlığa sürükleniyor olacaktık. Kimimiz hapislerde, kimimiz mezarlıkta olacaktı. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı olarak siz değerli basın mensuplarıyla, medyamızla gurur duyuyorum. 15 Temmuz darbesini atlatmanın gönül rahatlığını yaşarken, 2021 – 2024 çalışma dönemimizde gerçek anlamda büyük sorunlarla mücadele ettik.
GAZETECİLERİN SORUNLARINI ANKARA’DA
HER PARTİYE VE KURUMA İLETİYORUZ
Konuşmamı fazla uzatmamak için yaptığımız çalışmalara bütün detaylarıyla girmeyeceğim ama dayanışma içinde hareket etmenin önemini ortaya koyan TBMM çatısı altındaki son çalışmamızdan özetle bahsetmek istiyorum. 2022 yılının ilk yarısında Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin ortak imzalarıyla “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM gündemine geldi. Kanun teklifi, şu an tek tek okuyarak zamanınızı alamayacağım kadar çok sayıda olumsuz maddeyi içeriyordu. Bu gelişme üzerine, yol arkadaşlarım Sefa Özdemir, Mustafa Arslan ve Sinan Tunç ile birlikte adeta Ankara’da kamp kurduk ve Onursal Başkanımız Nazmi Bilgin’in katılımıyla TBMM’nin kapısını her gün aşındırdık. Sektörümüzü ve basın çalışanlarını zor durumda bırakacak maddeleri tek tek ele aldık, nedenlerini ve sonuçlarını rapor haline getirdik. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’na ve TBMM Adalet Komisyonu’nda raporlarımızı sunduk, komisyonlarda söz aldık, konuşmalar yaptık, çekincelerimizi ortaya koyduk. Tüm bu çalışmalarımızı gün gün haber haline getirerek sizlere ulaştırdık, tüm ülkede haber olmasını sağladık. Sizlerden şehirlerinizdeki medya kurumlarının iletişim bilgilerini aldık ve adeta Türkiye’yi ayağa kaldırdık. Tüm bu çabalarımız sonucu; gazetelerin kapanmasına yol açacak, basına yönelik sansürü ve otosansürü daha da derinleştirecek yasa teklifinin, geri çekilerek 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına ertelenmesini sağladık. Bu erteleme hepimizin başarısı olsa da, istediğimiz değişiklikler düzeltilmeden “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM’de yasalaştı. Bu dönem bizlere verdiğiniz desteğe içtenlikle teşekkür ediyorum. Pandemiden bu yana ekonomik darboğaz içindeki yerel basınımız, 13 Mayıs 2024 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklanan “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” kapsamında uygulamaya konulan kısıtlamalarla tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
![](https://www.gebzeyenigun.com/images/files/2024/05/66520a0c2f0be.jpg)
TASARRUF VE VERİMLİLİK PAKETİ
YEREL BASININ İDAM FERMANIDIR
Bilindiği gibi yerel basının tek geliri, abone satışları, reklamlar ve Basın İlan Kurumu aracılığıyla alınan resmi ilanlardır. Ancak “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” kapsamında getirilen kısıtlamalarla yerel basının bu gelirlerinde önemli oranlarda azalma yaşanacaktır. Örneğin; Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nde yer alan “Basın ve yayın organlarına ilan ve reklam verilmeyecek, kamu kurum ve kuruluşlarınca hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak” düzenlemeleri yerel basının adeta can suyunu kesecek uygulamalardır. Pandemiden bu yana yaşanan ekonomik sorunlara göz attığımızda; Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatları artmış, medya kuruluşlarının girdileri Dolar bazında yüzde 50’ye varan oranlarda yükselmiş, genel giderlerdeki ve asgari ücretteki artışın da etkisiyle yüzlerce yerel medya kuruluşu kapanma noktasına gelmiştir. Bu ortamda uygulamaya konan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, adeta yerel basının idam fermanıdır. Demokrasilerin gelişimine katkıda bulunan ve halkın özgür haber alma hakkı doğrultusunda kamusal görev üstlenen yerel basının yaşatılması için; Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ndeki olumsuz uygulamaların iptal edilmesi konusunda çalışıyoruz. Değerli başkanlarım illerinin milletvekillerine geçtiğimiz hafta içinde konuyu aktardı ve destek istedi. Umuyorum bu sorunu da dayanışma içinde aşabiliriz. Konuşmamı, yaşadığımız sorunlara ilişkin olarak her toplantıda dile getirdiğimiz sorunların özetiyle tamamlamak istiyorum. Öncelikle; gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası”, teknolojik gelişmeler dikkate alınarak yazılı basının yanı sıra görsel, işitsel ve elektronik medyayı da kapsayacak şekilde günümüz koşullarına uygun olarak mutlaka çıkarılmalıdır. Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olacaktır.
BİK YÖNETMELİĞİ TEKRAR GÖZDEN
GEÇMELİ VE SEKTÖR DESTEKLENMELİ
Sektörümüzde yaşanan çok önemli bir diğer sorunumuz, Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerdir. Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, toplumsal barış, hoşgörü, uzlaşı, ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması en büyük dileğimizdir. Sektörümüzde, yasal düzenleme eksiklerinden kaynaklanan sorunların yanında, çalışma koşullarının neden olduğu olumsuzluklar da yaşanmaktadır. Yaklaşık 70 yıl önce, 20 Haziran 1952’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5953 sayılı kanunda, 1961 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilerek meslektaşlarımıza önemli kazanımlar sağlanmıştır. Yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar geniş bir yelpazedeki bu kazanımlar, zamanla bir bir değiştirilmiş ve birçoğu geri alınmıştır. Bu yasanın günümüz koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi sadece biz gazetecilerin değil, toplumumuzun bir ihtiyacı haline gelmiştir. Ayrıca, “yıpranmada basın kartı sahibi olma şartı” mutlaka kaldırılmalıdır. Demokratik ülkelerde medya kurumları çeşitli yöntemlerle devletler tarafından desteklenmektedir. Türkiye’de de devlet desteği, resmî ilanlar yoluyla gerçekleşmektedir. Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesinde 2023 yılı sonunda yapılan ve onaylanarak yürürlüğe giren artış sayesinde yerel gazetelerimiz 2024 yılına rahat bir nefes alarak girme olanağı bulmuştur. Ancak; ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünerek ilan sınırları dışına çıkması, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerine sıklıkla başvurulması, kooperatif ve dernek ilanları ile özel eğitim kurumu ilanlarının yayın zorunluluğunun kaldırılması gibi nedenlerle resmi ilanlarda ciddi oranda azalma meydana gelmektedir. Bu sorun çözülmelidir. BİK “Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği”, başta yerel gazetelerin kurduğu internet haber siteleri olmak üzere tüm internet haber siteleri için ağır koşulları içermektedir. Yönetmelik gerekliliklerinin tekrar gözden geçirilerek, yerel gazetelerin ve internet haber sitelerinin desteklenmesi beklenmektedir.
GAZETECİLERE YEŞİL PASAPORT VERİLMELİ
EŞ VE ÇOCUKLARINI DA KAPSAMALIDIR
15 yıl mesleki kıdemi bulunan basın kartı sahibi basın mensuplarına yeşil pasaport verilebilmesine yönelik iktidar ortağı MHP tarafından meclise sunulan kanun teklifi, yıllardır gündeme getirdiğimiz bir sorunumuzun çözümü yönünde sevindirici bir gelişmedir. Beklentimiz bu teklifin 10 yıl basın kartı taşıyan basın mensuplarıyla eş ve çocuklarını kapsamasıdır. Türkiye genelinde yerel, bölgesel ve ulusal yayın yapan televizyon kanallarının ortak sıkıntısı Türksat yayın giderleri, RTÜK’e ödenen ücretler gibi diğer yayın mecralarında olmayan masraflar nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasıdır. Radyolar da aynı sorunu yaşamaktadır. RTÜK Yasası günümüz koşullarına göre mutlaka yeniden ele alınmalı, RTÜK gelirlerinin bir bölümü, kurumsal yerel radyo ve televizyonlara destek olarak verilmelidir. Konuşmamı sonlandırırken, 2021-2024 döneminde aramızdan ayrılan, Konfederasyonumuza ve basınımıza değer katan rahmetli üyelerimizi anmak istiyorum. Değerli yol arkadaşlarımız; Artvin Cemiyet Başkanımız Tolga Gül, Kars Cemiyet Başkanımız Ercüment Daşdelen ile deprem bölgesinde 27 meslektaşımız bu dönemde aramızdan ayrıldı. Yaşamını yitiren meslektaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve basın camiamıza başsağlığı diliyorum. Beni sabırla dinlediğiniz için içtenlikle teşekkür ediyor, Genel Kurulumuzun ülkemize, basınımıza ve basın çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.”
![](https://www.gebzeyenigun.com/images/files/2024/05/665209e343c79.jpeg)
KÜTAHYA HEM KURULUŞ HEM DE
KURTULUŞ ŞEHRİNE HOŞGELDİNİZ
Kütahya Valisi Musa Işın yaptığı konuşmasında kısaca şunları aktardı. Işın, “8 yıl aradan sonra sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kütahya kadim medeniyetlere ve sahipliği yapmış bir kenttir. 5 bin yıl öncesine dayanan yerleşimlere ev sahipliği yapan bir kettesiniz. Kütahya öncelikle kuruluş şehridir. Osmanlı İmparatorluğu Bilecik’le birlikte Kütahya’da kurulmuştur. Kütahya aynı zamanda kurtuluşun şehridir. Kurtuluş Savaşı’mızın son taarruzu Afyon ile birlikte Kütahya’dan gerçekleşmiştir. Kütahya’mız tarihi, doğal güzellikleriyle ön plana çıkarken, aynı zamanda sanayi ve tarım kentidir. Bu kısa tanıtımdan sonra, ben de 15 Temmuz gününe dönmek istiyorum. Tarihi kırılma anları vardır. Bu kırılma anlarından biri de 15 Temmuz’dur ve bu geceyi sizlerle birlikte yaşadık. 15 Temmuz’da, Türkiye’yi bölmek isteyenlerin piyonları ortaya çıktı. Ama milletimiz çok büyük bir millettir ve istiklaline aşıktır. Bu millet direndi, ülkesini böldürmedi. Ağrı’yı tanıtmak için sizlerle birlikteyken, kaderin cilvesine bakın ki darbeye karşı güç birliği yaptık. O geceyi valilikte belikte yaşadık. Allah bir daha o günleri yaşatmasın.” dedi.
![](https://www.gebzeyenigun.com/images/files/2024/05/66520a2dc35ce.jpeg)
Kütahya Valisi Musa Işın
İŞTE TGK’NIN YENİ YÖNETİMİ
Genel Başkan; Nuri Kolaylı, Yönetim Kurulu; Sefa Özdemir, Feridun Fazıl Özsoy, Erdoğan Erişen, Cem Kaytan, Gaye Coşkun, Osman Hakan Kiracı, Mehmet Çelik, Mehmet Ergün, Ergun Ata, Ali Cihangir, Derya Sarılarlı, İdris Taş, Ali Filizkan, Ercan Atay, Osman Koca, Atilla Durak, Ersen Küçük, Vahap Güner. Denetleme Kurulu; Arif Kurt, Halis Olcay, Seda Köktener, TGK Onur Başkanı; Nazmi Bilgin, TGK Onur Kurulu Üyeleri; Ali Er, Erkan Sağlam, Osman Baykuş, Ahmet Duran Yenigün, İhsan Tunçoğlu, Sezer Küçükkurt, Alpaslan Düzgün, Kürşat Tuncel, Şevket Erzen, Aytekin Polatel, Mehmet Emin Turpçu, Fikret Sönmez, Bekir Bayram, Metin Kaya, Tahir Gülebak, Cengiz Demirel, Muhittin Karahan, Vahap Şehitoğlu, Emrullah Özbey, Mustafa Bayrak, Zeki Alkan, Okan Sarıkaya, Zeki Dışkaya, TGK Basın Etik Kurulu Başkanı; Sezai Ballı, TGK Basın Etik Kurulu üyeleri; Aydın Besen, Hüsnü Acar, Orhan Karagöl, Aydın Deniz, Mert Minisker, Serkan Göktürk, Ayhan Polat, Murat Atay, Sezai Köprülü, Cihan Okur, Mustafa Baş, Yargıç Harmankaya, Hafize Akıncı, Mustafa Emen, Yaşar Karatay, Hüseyin Atılgan, TGK Yüksek İstişare Kurulu Başkanı; Mustafa Arslan, TGK Yüksek İstişare Kurulu Üyeleri; Aleattin Aslan, Emrah Yıldırım, Mahmut Arda, Aslan Deveboynu, Güngör Yavuzarslan, Mesut Fidançiçek, Barış Yalçınkaya, Fatih Sevinç, Murat Okutmuş, Birol Bebek, Hüseyin Oğuz, Nihal Karaman, Diyap Atar, İhsan Özdemir, Ömer Faruk Demirok, Elif Şentürk, Levent Silistre, Ramazan Demir, Emine Ballı, M. Erkan Yılmaz, Şeref Yaşar.
![](https://www.gebzeyenigun.com/images/files/2024/05/66520a5010285.jpeg)