Türk Metal Sendikası Gebze 1 Nolu Şubesi, Türk Metal Sendikası Gebze Dilovası Şubesi ve Türk Metal Sendikası İstanbul Anadolu Yakası Şubesi üyeleri, Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda bir araya gelerek, toplu iş sözleşmesi sürecine ilişkin bir basın açıklamasında bulundu. Programa Türk-İş Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, Türk Metal Sendikası Gebze 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Teke, Türk Metal Sendikası Gebze Dilovası Şube Başkanı İsmail Çiçek, Türk Metal Sendikası İstanbul Anadolu Yakası Şubesi Başkanı Serkan Gül, Petrol İş Gebze Şube Başkanı Eyüp Akdemir, STK temsilcileri ve binlerce emekçi katılım gösterdi. Sık sık sloganların atıldığı ve coşkunun oldukça yüksek olduğu programda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından basın açıklamasını gerçekleştiren Teke, şunları dile getirdi;
“TAM KADRO TEZGAH BAŞINDAYDIK”
“Gebze, Dilovası, İstanbul Anadolu Yakası şubelerimizin değerli üyeleri haykırıyor, diyorlar ki; artık yolun sonuna geldik. Artık bıçak kemiğe dayandı. Bugüne kadar ölümüne çalıştık, şimdi hesap zamanı diyorlar. Bizi duymazdan gelenler duyana kadar haykıracağız. Ölümüne çalıştık, şimdi biz kazanacağız. Vallahi de kazanacağız, billahi de kazanacağız. Evet kardeşlerim, kazanacağız. Çünkü biz, kimsenin sokağa çıkamadığı günlerde, tam kadro tezgâhımızın başındaydık. Durmadan dinlenmeden çalıştık. Salgını hiçe saydık. Ölüme meydan okuduk. Salgının en ağır günlerinde bile, çalıştık, ürettik, kazandırdık. Şimdi zamanı geldi. Şimdi de biz kazanacağız, biz. Türkiye’nin dört bir yanındaki fabrikalarda alınteri dökenler, krizde bile ihracatı omuzlayanlar kazanacak. Ölüme meydan okuyan Türk Metalciler kazanacak. Şimdi zamanı geldi. Şimdi herkes susacak, Türk Metalciler konuşacak. Sadece onların sesi duyulacak. Duyun bu sesi. Bakın diyorlar ki; ölümüne çalıştık, şimdi kazanacağız, şimdi kazanacağız, şimdi kazanacağız.
“ONURUMUZU ÇİĞNETMEDİK, ÇİĞNETMEYİZ”
130 bin metal emekçisini ilgilendiren, MESS’le sözleşme görüşmelerimiz 12 Ekim’de başladı. Biz, 12 Ekim’de masaya bir taslak koyduk. O taslak, bizim taslağımızdı, hepimizin taslağıydı. Tek tek bütün üyelerimizin beklentisi, isteği, arzusu o taslaktaydı. Metal emekçileri o taslağı alınteriyle yazmıştı. Biz ne istemiştik taslakta? Ücretlerimize ortalama yüzde 30’a yakın bir zam istedik. Peki karşılığında ne bulduk? MESS’in yüzde 12 zam teklifini bulduk. Şimdi revize ettiler, gönüllerinden ancak yüzde 17 koptu. Yeter mi? Yetmez. Kabul ettik mi? Hayır! Buradan MESS’e sesleniyoruz; o taslak bizimdir, bizim onurumuzdur. Biz onurumuzu çiğnetmeyiz. Bugüne kadar kimseye çiğnetmedik, bundan sonra da çiğnetmeyiz.
“İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR YAŞAM TALEP EDİYORUZ”
Kimse işi başka yere çekmesin. Kimse uzlaşamamak için bahane üretip durmasın. Kimse bizim hakkımızı yemeğe, bize haksızlık etmeye de kalkmasın. Çünkü bizim, insan onuruna yakışır bir iş ve bir yaşamdan başka bir talebimiz yok. Bizim, üretmek, kazanmak ve kazandırmaktan başka düsturumuz yok ama herkes bilsin ki; bizim Türk Metal üyesinin hiçe sayılmasına da asla ve asla tahammülümüz yok. En zor günlerde, herkesin saklanacak yer aradığı salgın döneminde bile, işine ve işyerine sahip çıkan bu emekçilere reva görülen budur. O günlerde sırtımızı sıvazlayanlar, sosyal ortak olduğumuzu vurgulayanlar, zorlukları beraber aşacağımızı söyleyenler, bugün bizi tanımazdan geliyorlar. O zaman biz de onlara kendimizi hatırlatmayı bir borç biliyoruz; MESS’in, bizim emeğimizi hiçe sayan teklifleri üzerine masadan kalktık. Ardından başlayan arabulucu sürecinden de bir sonuç alınmadı. Yani arabulucu da aradan çekildi ve MESS’le başbaşa kalmış olduk. Dedik ya hodri meydan diye, gereğini de yerine getirdik. Bize tanınan süreyi beklemeden, ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsun dedik ve grev kararı aldık. Hodri meydan. Eylemse eylem, grevse grev.
“ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN”
Kardeşlerim, genel başkanımızın liderliğinde zafere yürüyoruz, zafere ama bilin ki; zafer yolu zordur, çetindir. Birlik ister, beraberlik ister, cesaret ister. Onun için kol kola girin, safları sıklaştırın. Hariçten gazele, fırsatçılara, ortalığı karıştırmak isteyenlere izin vermeyin. Sadece genel merkezden gelen bilgilere itibar edin. O zaman zaferden hiç şüpheniz olmasın. Genel başkanımızın sorduğu gibi, şimdi ben de sizlere soruyor, sizden cevap bekliyorum; mücadele etmeye hazır mısınız? Zafere kadar yürümeye var mısınız? Allah yar ve yardımcımız olsun.”
“TAM KADRO TEZGAH BAŞINDAYDIK”
“Gebze, Dilovası, İstanbul Anadolu Yakası şubelerimizin değerli üyeleri haykırıyor, diyorlar ki; artık yolun sonuna geldik. Artık bıçak kemiğe dayandı. Bugüne kadar ölümüne çalıştık, şimdi hesap zamanı diyorlar. Bizi duymazdan gelenler duyana kadar haykıracağız. Ölümüne çalıştık, şimdi biz kazanacağız. Vallahi de kazanacağız, billahi de kazanacağız. Evet kardeşlerim, kazanacağız. Çünkü biz, kimsenin sokağa çıkamadığı günlerde, tam kadro tezgâhımızın başındaydık. Durmadan dinlenmeden çalıştık. Salgını hiçe saydık. Ölüme meydan okuduk. Salgının en ağır günlerinde bile, çalıştık, ürettik, kazandırdık. Şimdi zamanı geldi. Şimdi de biz kazanacağız, biz. Türkiye’nin dört bir yanındaki fabrikalarda alınteri dökenler, krizde bile ihracatı omuzlayanlar kazanacak. Ölüme meydan okuyan Türk Metalciler kazanacak. Şimdi zamanı geldi. Şimdi herkes susacak, Türk Metalciler konuşacak. Sadece onların sesi duyulacak. Duyun bu sesi. Bakın diyorlar ki; ölümüne çalıştık, şimdi kazanacağız, şimdi kazanacağız, şimdi kazanacağız.
“ONURUMUZU ÇİĞNETMEDİK, ÇİĞNETMEYİZ”
130 bin metal emekçisini ilgilendiren, MESS’le sözleşme görüşmelerimiz 12 Ekim’de başladı. Biz, 12 Ekim’de masaya bir taslak koyduk. O taslak, bizim taslağımızdı, hepimizin taslağıydı. Tek tek bütün üyelerimizin beklentisi, isteği, arzusu o taslaktaydı. Metal emekçileri o taslağı alınteriyle yazmıştı. Biz ne istemiştik taslakta? Ücretlerimize ortalama yüzde 30’a yakın bir zam istedik. Peki karşılığında ne bulduk? MESS’in yüzde 12 zam teklifini bulduk. Şimdi revize ettiler, gönüllerinden ancak yüzde 17 koptu. Yeter mi? Yetmez. Kabul ettik mi? Hayır! Buradan MESS’e sesleniyoruz; o taslak bizimdir, bizim onurumuzdur. Biz onurumuzu çiğnetmeyiz. Bugüne kadar kimseye çiğnetmedik, bundan sonra da çiğnetmeyiz.
“İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR YAŞAM TALEP EDİYORUZ”
Kimse işi başka yere çekmesin. Kimse uzlaşamamak için bahane üretip durmasın. Kimse bizim hakkımızı yemeğe, bize haksızlık etmeye de kalkmasın. Çünkü bizim, insan onuruna yakışır bir iş ve bir yaşamdan başka bir talebimiz yok. Bizim, üretmek, kazanmak ve kazandırmaktan başka düsturumuz yok ama herkes bilsin ki; bizim Türk Metal üyesinin hiçe sayılmasına da asla ve asla tahammülümüz yok. En zor günlerde, herkesin saklanacak yer aradığı salgın döneminde bile, işine ve işyerine sahip çıkan bu emekçilere reva görülen budur. O günlerde sırtımızı sıvazlayanlar, sosyal ortak olduğumuzu vurgulayanlar, zorlukları beraber aşacağımızı söyleyenler, bugün bizi tanımazdan geliyorlar. O zaman biz de onlara kendimizi hatırlatmayı bir borç biliyoruz; MESS’in, bizim emeğimizi hiçe sayan teklifleri üzerine masadan kalktık. Ardından başlayan arabulucu sürecinden de bir sonuç alınmadı. Yani arabulucu da aradan çekildi ve MESS’le başbaşa kalmış olduk. Dedik ya hodri meydan diye, gereğini de yerine getirdik. Bize tanınan süreyi beklemeden, ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsun dedik ve grev kararı aldık. Hodri meydan. Eylemse eylem, grevse grev.
“ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN”
Kardeşlerim, genel başkanımızın liderliğinde zafere yürüyoruz, zafere ama bilin ki; zafer yolu zordur, çetindir. Birlik ister, beraberlik ister, cesaret ister. Onun için kol kola girin, safları sıklaştırın. Hariçten gazele, fırsatçılara, ortalığı karıştırmak isteyenlere izin vermeyin. Sadece genel merkezden gelen bilgilere itibar edin. O zaman zaferden hiç şüpheniz olmasın. Genel başkanımızın sorduğu gibi, şimdi ben de sizlere soruyor, sizden cevap bekliyorum; mücadele etmeye hazır mısınız? Zafere kadar yürümeye var mısınız? Allah yar ve yardımcımız olsun.”