Sınav dönemleri, gençler için yalnızca akademik değil, aynı zamanda duygusal bir dayanıklılık testi anlamına geliyor. Sınav kaygısı, belirsizlik duygusu ve yüksek beklentiler arasında sıkışan öğrenciler için psikolojik destek bu süreçte hayati bir rol oynuyor. Yataş Bedding Uyku Kurulu Üyesi Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu, yaklaşan YKS öncesinde öğrenciler ve ailelerine önemli tavsiyelerde bulunuyor.
“SINAV SADECE BİR SINAV, SİZİ TANIMLAYAN TEK ŞEY BU DEĞİL”
Sınav döneminde öğrencilerin en çok yaşadığı duygulardan birinin “ya kazanamazsam?” korkusu olduğunu belirten Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu, bu kaygının gençlerde kendini değersiz hissetme gibi sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Dadaşoğlu, sınavın bireyin değerini belirleyen bir ölçüt olmadığını vurgulayarak “Sınav sadece bir sınav. Sizi tanımlayan, sizi değerli kılan tek şey bu test değil. Elinizden geleni yaptıysanız, gerisi artık kontrolünüzde değil. Kendinize nazik olun. Çünkü zihin, baskı altında değil, güven içinde çalışır. Ailelere düşen en önemli görev ise; çocuğun zihnine değil, duygusuna dokunmaktır. ‘Ne kadar çalıştın?’ yerine, ‘Nasıl hissediyorsun?’ diye sormak, çocuğa en büyük desteği verir. Sakin, güven veren, yargısız bir duruş; öğrencinin zihinsel yükünü hafifletir. Son günlerde artık bilgi değil, moral daha etkilidir. Çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmek, sınav sonucundan çok daha kıymetlidir. Unutmayın, güçlü çocuklar sınav kazananlar değil, duygusal olarak desteklenmiş olanlardır” diyor.“SON GÜNLERDE KONULARI DEĞİL, SAKİNLİĞİ TEKRAR ETMEK GEREKİR”
Sınav stresinin beynin “tehlike var” algısıyla verdiği doğal bir tepki olduğunu vurgulayan Dadaşoğlu, bu stresin yönetilemediği takdirde performansı olumsuz etkileyebileceğini söylüyor. Tuba Dadaşoğlu, şu önerilerde bulunuyor: “Rutine sadık kalmak; aynı saatte uyanmak, aynı ortamda çalışmak, küçük hedefler koymak zihne güven verir. Ayrıca nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri ve kısa yürüyüşler de stres seviyesini düşürür. Son günlerde konuları değil, sakinliği tekrar etmek gerekir. Günde 7-8 saat kaliteli uyku almak, sınav sabahı zihnin net çalışmasını sağlar. Unutmayın, beyin bilgiyi değil, rahatlığı hatırlar. Aileler için en etkili destek, duygusal zemini sakin tutmaktır. “Senin yanındayız” demek çocuğun kaygısını azaltır. “Başarılı olmalısın” mesajı yerine, “çaban kıymetli” cümlesi, sınavı bir tehdit olmaktan çıkarır. Öğrencinin kendi iç sesi ne kadar yargısız ve destekleyiciyse, stres o kadar azalır. Bu yüzden ailelerin vereceği en büyük hediye, güven duygusudur. Sınav sadece bir gün sürer ama destek uzun vadeli bir psikolojik güç oluşturur.” “EN İYİ SINAV HAZIRLIĞI, UYKUYLA MÜHÜRLENEN BİLGİDİR”
“Uyku, sadece bedenin değil, beynin de yenilenme sürecidir. Özellikle sınav döneminde öğrenilen bilgilerin hafızaya kalıcı şekilde yerleşmesi, ancak kaliteli uyku sayesinde mümkün olur” diyen Yataş Bedding Uyku Kurulu Üyesi Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Uykusuz bir beyin; dikkati toparlayamaz, bilgiyi geri çağıramaz ve karar vermede zorlanır. Yani ne kadar çalışırsanız çalışın, yeterince uyumuyorsanız zihniniz sınavda yavaş kalır. Bu yüzden son gece ‘birkaç saat daha çalışayım’ düşüncesi, çoğu zaman faydadan çok zarar getirir. En iyi sınav hazırlığı, uykuyla mühürlenen bilgidir. Ayrıca düzenli uyku, stres hormonlarını dengeler. Uyku eksikliği, kortizol seviyesini yükseltir; bu da daha gergin, daha kaygılı ve daha çabuk panikleyen bir ruh haline neden olur. Tam tersi, yeterli uyku alan bir öğrencinin duygusal tepkileri daha kontrollüdür ve sınav anında daha soğukkanlı kalabilir. Bu nedenle sınava son birkaç gün kala, uyku düzenini sabitlemek en az ders çalışmak kadar stratejiktir.”“SINAVDAN BİR GÜN ÖNCE ZİHİNSEL OLARAK NE YAPMALI, NE YAPILMAMALI?”
Tuba Dadaşoğlu, sınavdan bir gün önce yapılacak en önemli şeyin zihni rahatlatmak olduğunun altını çiziyor. “Yeni konu öğrenmeye çalışmak ya da eksik kalanları panikle tamamlamaya çalışmak, beyni yorar ve kaygıyı artırır. Oysa bugün, öğrenilmiş bilgileri sakin bir şekilde gözden geçirme ve zihinsel toparlanma günüdür” diyen Dadaşoğlu, şöyle devam ediyor: “Hafif bir tekrar, kısa yürüyüş, bol su, biraz müzik ve ekransız bir akşam… Beyin sakinliğe ihtiyaç duyar çünkü sınavda hızlı düşünmek için önce rahat bir zihin gerekir. Uykudan önce ekranı bırakmak, ılık bir duş almak ve uyumadan önce kaygı verici konuşmalardan kaçınmak, gece uykusunun kalitesini artırır. Sınav sabahı, en çok dünü nasıl geçirdiğinle şekillenir. Bu yüzden sınavdan bir gün önce zihnine şunu söyle: ‘Ben çalıştım, elimden geleni yaptım, artık güven zamanı.’”SINAV SABAHI: “SAKIN KALAN KAZANIR”
Sınav sabahında öğrencilerin kendilerini yeni bilgilere maruz bırakmak yerine, bildiklerine güvenmeleri gerektiğini belirten Dadaşoğlu, bu saatlerde yapılacak en büyük katkının “bedeni ve zihni sakin tutmak” olduğunu vurguluyor. Tuba Dadaşoğlu önerilerini şöyle sıralıyor: “Alıştığın saatte kalk, daha önce denediğin bir kahvaltı yap – sınav sabahı yeni bir şey deneme. Çok fazla konuşma, çok fazla tekrar yapma. Beynine ‘Artık güvenebilirsin’ mesajını ver. Çünkü sınav anı, öğrenme değil kullanma anıdır. Sakin kalan kazanır. Kalemini, kimliğini, sınav kağıdını değil, önce kendini unutmamalısın. Sınav öncesi ‘acaba şurası çıkar mı?’ paniğinden uzak dur. Derin nefes al, omuzlarını gevşet. Sınıfa girdiğinde başkalarının heyecanı seni etkilemesin, bu senin kişisel yolculuğun. Gözlerini kapatıp bir kez kendine şunu fısılda: ‘Ben hazırım.’ Çünkü sınavda sadece bilgi değil, kendine duyduğun güven de yanına gelir.
“SINAV SADECE BİR SINAV, SİZİ TANIMLAYAN TEK ŞEY BU DEĞİL”
Sınav döneminde öğrencilerin en çok yaşadığı duygulardan birinin “ya kazanamazsam?” korkusu olduğunu belirten Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu, bu kaygının gençlerde kendini değersiz hissetme gibi sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Dadaşoğlu, sınavın bireyin değerini belirleyen bir ölçüt olmadığını vurgulayarak “Sınav sadece bir sınav. Sizi tanımlayan, sizi değerli kılan tek şey bu test değil. Elinizden geleni yaptıysanız, gerisi artık kontrolünüzde değil. Kendinize nazik olun. Çünkü zihin, baskı altında değil, güven içinde çalışır. Ailelere düşen en önemli görev ise; çocuğun zihnine değil, duygusuna dokunmaktır. ‘Ne kadar çalıştın?’ yerine, ‘Nasıl hissediyorsun?’ diye sormak, çocuğa en büyük desteği verir. Sakin, güven veren, yargısız bir duruş; öğrencinin zihinsel yükünü hafifletir. Son günlerde artık bilgi değil, moral daha etkilidir. Çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmek, sınav sonucundan çok daha kıymetlidir. Unutmayın, güçlü çocuklar sınav kazananlar değil, duygusal olarak desteklenmiş olanlardır” diyor.“SON GÜNLERDE KONULARI DEĞİL, SAKİNLİĞİ TEKRAR ETMEK GEREKİR”
Sınav stresinin beynin “tehlike var” algısıyla verdiği doğal bir tepki olduğunu vurgulayan Dadaşoğlu, bu stresin yönetilemediği takdirde performansı olumsuz etkileyebileceğini söylüyor. Tuba Dadaşoğlu, şu önerilerde bulunuyor: “Rutine sadık kalmak; aynı saatte uyanmak, aynı ortamda çalışmak, küçük hedefler koymak zihne güven verir. Ayrıca nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri ve kısa yürüyüşler de stres seviyesini düşürür. Son günlerde konuları değil, sakinliği tekrar etmek gerekir. Günde 7-8 saat kaliteli uyku almak, sınav sabahı zihnin net çalışmasını sağlar. Unutmayın, beyin bilgiyi değil, rahatlığı hatırlar. Aileler için en etkili destek, duygusal zemini sakin tutmaktır. “Senin yanındayız” demek çocuğun kaygısını azaltır. “Başarılı olmalısın” mesajı yerine, “çaban kıymetli” cümlesi, sınavı bir tehdit olmaktan çıkarır. Öğrencinin kendi iç sesi ne kadar yargısız ve destekleyiciyse, stres o kadar azalır. Bu yüzden ailelerin vereceği en büyük hediye, güven duygusudur. Sınav sadece bir gün sürer ama destek uzun vadeli bir psikolojik güç oluşturur.” “EN İYİ SINAV HAZIRLIĞI, UYKUYLA MÜHÜRLENEN BİLGİDİR”
“Uyku, sadece bedenin değil, beynin de yenilenme sürecidir. Özellikle sınav döneminde öğrenilen bilgilerin hafızaya kalıcı şekilde yerleşmesi, ancak kaliteli uyku sayesinde mümkün olur” diyen Yataş Bedding Uyku Kurulu Üyesi Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Uykusuz bir beyin; dikkati toparlayamaz, bilgiyi geri çağıramaz ve karar vermede zorlanır. Yani ne kadar çalışırsanız çalışın, yeterince uyumuyorsanız zihniniz sınavda yavaş kalır. Bu yüzden son gece ‘birkaç saat daha çalışayım’ düşüncesi, çoğu zaman faydadan çok zarar getirir. En iyi sınav hazırlığı, uykuyla mühürlenen bilgidir. Ayrıca düzenli uyku, stres hormonlarını dengeler. Uyku eksikliği, kortizol seviyesini yükseltir; bu da daha gergin, daha kaygılı ve daha çabuk panikleyen bir ruh haline neden olur. Tam tersi, yeterli uyku alan bir öğrencinin duygusal tepkileri daha kontrollüdür ve sınav anında daha soğukkanlı kalabilir. Bu nedenle sınava son birkaç gün kala, uyku düzenini sabitlemek en az ders çalışmak kadar stratejiktir.”“SINAVDAN BİR GÜN ÖNCE ZİHİNSEL OLARAK NE YAPMALI, NE YAPILMAMALI?”
Tuba Dadaşoğlu, sınavdan bir gün önce yapılacak en önemli şeyin zihni rahatlatmak olduğunun altını çiziyor. “Yeni konu öğrenmeye çalışmak ya da eksik kalanları panikle tamamlamaya çalışmak, beyni yorar ve kaygıyı artırır. Oysa bugün, öğrenilmiş bilgileri sakin bir şekilde gözden geçirme ve zihinsel toparlanma günüdür” diyen Dadaşoğlu, şöyle devam ediyor: “Hafif bir tekrar, kısa yürüyüş, bol su, biraz müzik ve ekransız bir akşam… Beyin sakinliğe ihtiyaç duyar çünkü sınavda hızlı düşünmek için önce rahat bir zihin gerekir. Uykudan önce ekranı bırakmak, ılık bir duş almak ve uyumadan önce kaygı verici konuşmalardan kaçınmak, gece uykusunun kalitesini artırır. Sınav sabahı, en çok dünü nasıl geçirdiğinle şekillenir. Bu yüzden sınavdan bir gün önce zihnine şunu söyle: ‘Ben çalıştım, elimden geleni yaptım, artık güven zamanı.’”SINAV SABAHI: “SAKIN KALAN KAZANIR”
Sınav sabahında öğrencilerin kendilerini yeni bilgilere maruz bırakmak yerine, bildiklerine güvenmeleri gerektiğini belirten Dadaşoğlu, bu saatlerde yapılacak en büyük katkının “bedeni ve zihni sakin tutmak” olduğunu vurguluyor. Tuba Dadaşoğlu önerilerini şöyle sıralıyor: “Alıştığın saatte kalk, daha önce denediğin bir kahvaltı yap – sınav sabahı yeni bir şey deneme. Çok fazla konuşma, çok fazla tekrar yapma. Beynine ‘Artık güvenebilirsin’ mesajını ver. Çünkü sınav anı, öğrenme değil kullanma anıdır. Sakin kalan kazanır. Kalemini, kimliğini, sınav kağıdını değil, önce kendini unutmamalısın. Sınav öncesi ‘acaba şurası çıkar mı?’ paniğinden uzak dur. Derin nefes al, omuzlarını gevşet. Sınıfa girdiğinde başkalarının heyecanı seni etkilemesin, bu senin kişisel yolculuğun. Gözlerini kapatıp bir kez kendine şunu fısılda: ‘Ben hazırım.’ Çünkü sınavda sadece bilgi değil, kendine duyduğun güven de yanına gelir.